Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davalıların hak sahipliğinin belirlenmesi açısından dava konusu taşınmazlarda kayıt maliki olan ... 'a ait mirascılık belgesinin ilgilisinden, 2-Borçlu davalı ...'a bu dava nedeniyle kayyım atandığı anlaşılmakla buna ilişkin kararın aslı veya onaylı bir örneğinin mahkemesinden, Getirtilip dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 4.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, 5543 sayılı iskan kanunu gereğince, Hazinenin tahsisi ile davalılar adına oluşan tapu kaydının anılan Kanun'un uygulama yönetmeliğinin 18/5. fıkrası gereğince hak sahipliğinin iptal edilmiş olmasından dolayı tapu kaydının iptali istemine ilişkin açılmış olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2. maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 28/10/2010 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının tahsis talebinin reddine ilişkin Kurum işleminin iptali ile davacının 28.10.2010 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davalı Kurumun 09.03.2011 tarihli işleminin iptaline,davacının 28.10.2010 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmiştir....
Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 65. maddesinde, ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına aylık bağlanması, ölüm sigortasından sağlanan yardımlar arasında sayılmış, 66. maddesinde, 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinde en az 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı belirtilerek yaşamını yitiren sigortalıya ait ölüm aylığı bağlama koşulları açıklanmış, ölüm sigortasından aylık tahsisinde hak sahiplerinden eş ve çocuklar yönünden 68. maddede, anne ve baba bakımından 69. maddede gereken şartlara yer verilmiş, 70. maddede, sigortalının ölümünde ölüm sigortasından hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıkların, ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki ay başından başlayacağı bildirilmiştir....
) ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacının çift aylığa hak kazanamadığının belirgin olmasına göre,yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin de ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 24.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. 1479 sayılı Yasanın 42. maddesinde, “Sigortalının ölümü halinde, hak sahibi kimselerine bağlanacak aylığın saptanmasında, … d) (Değişik: 25/8/1999 - 4447/30 md.)...
göre davacıya bağlanması gereken ölüm aylığı tutarının belirlenmesi yoluna gidilmelidir....
Bilahare 21.01.2010 mahsup tarihi itibarıyla, davacı sigortalının hak ettiği 33.102,18 TL birikmiş yaşlılık aylıklarından, önce anılan 31.894,29 TL kurumun asıl aylık alacağı düşülmüş, bakiye 1.207,89 TL ise, yukarıda belirtilen işlemiş faiz alacağından mahsup edilmek suretiyle, davacı borcunun 33.149,51 TL olarak Kurum tarafından belirlendiği anlaşılmaktadır....