İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/09/2018 NUMARASI : 2018/26 Esas - 2018/269 Karar DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası Nazım Yaman'ın SGK 'dan meslek hastalığı maluliyetinden dolayı maaş almakta iken 01/03/2006 tarihinde vefat ettiğini, Kdz Ereğli SGM'ne 22/11/2017 tarihli dilekçesi müvekkiline muris babasının meslek hastalığı maluliyeti maaşının bağlanması için müracaat edildiğini, ancak aradan yaklaşık 85 gün geçmesine rağmen kurumun taleplerine cevap vermediğini, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa 'nın 20/3 maddesindeki düzenlemeye göre iş kazası meslek hastalığı nedeniyle iş göremezlik geliri almakta iken vefat edenlerin hak sahiplerine ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın hak sahiplerine gelir bağlanır hükmünün yer aldığını, Sgm'ye müracaat tarihi olan 22/11/2017'den geriye...
Mahkemece "davanın kabulü ile; 154 ada 123 parsel sayılı taşınmaz 4 pay kabul edilmek suretiyle, 2 hissesinin malik ve hak sahipliğinin ... oğlu 1959 doğumlu ...'ya, 1 hissesinin malik ve hak sahipliğinin muris ... kızı 1934 doğumlu ...'ya, 1 hissesinin malik ve hak sahipliğinin muris ... kızı 1955 doğumlu ...'a ait olduğunun tespitine, 154 ada 149, 154 ada 183, 154 ada 205, 153 ada 66, 153 ada 62, 153 ada 64, 154 ada 195 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma öncesinde taşınmazın tamamının malik ve hak sahipliğinin ... oğlu 1959 doğumlu ...'ya" şeklinde karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, işlem tesis edilmiş olmasına göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Mahkemece çekişmeli taşınmazların gölet alanı olmadan evvel davacı ...'...
Mahkemece yapılacak iş, bu yasal düzenlemeler uyarınca davacının, babasının ölüm tarihinde geçimini sağlayacak başka bir geliri olup olmadığının ve evlenip evlenmediği hususlarının araştırılması, davacının aylığa hak kazandığının tespiti halinde, aylık başlangıç tarihinin 1479 sayılı Kanunun 43. maddesi ve aylık talep tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanunun 97. maddesindeki hak düşürücü süre gözetilerek belirlenmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan yasal düzenlemeler dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. M.A....
K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkeme gerekçesinde 58 yaş şartına yer verilmesi hatalı olup, davacının 56 yaşında yaşlılık aylığa hak kazanabileceği anlaşılmakta ise de davacının tahsis talep tarihi itibariyle aylığa hak kazanamayacağından sonucu itibariyle doğru olan hükmün tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(Muhalif) (Muhalif) -KARŞI OY- Davacı İdare, çekişmeli taşınmazın, göçebelerin iskanına ilişkin Mahalli İskan Komisyonu kararı uyarınca davalılar adına tescil edildiğini ancak daha sonra davalı aile temsilcisinin sigortalılık kaydının tespit edildiğini bunun üzerine Mahalli İskan Komisyonu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürüp tapusunun iptali ile Hazine adına tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davalıların, 29.06.1998 tarih 14 sayılı.... kararı ile hak sahibi oldukları ve çekişmeli taşınmazın bu karar uyarınca davalılar adına tescil edildiği, ancak davalıların hak sahipliğinin 15.06.2011 günlü Mahalli İskan Komisyon kararı ile iptal edildiği, davalıların, hak sahipliğinin iptaline ilişkin komisyon kararının iptali isteğiyle Hatay İdare Mahkemesinde açtıkları 2011/1778 esas sayılı davanın retle sonuçlandığı sabittir....
Hukuk Dairesi No : Dava, aylığa hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesince talebin esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu dosyada; Davacı 01.01.2020 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığının tespitini talep etmiştir. Davacının yurtdışında çalıştığı süreleri gösteren hizmet dökümüne ilişkin TR 4 belgesinin celp edilerek gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne ile, 1.3.2011-9.11.2011 tarihleri arasında kurumca 4-a kapsamında sigortalı kabul edildiğinden, bu döneme ilişkin davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine, dava konusu 12.2.2010-28.2.2011 tarihleri arasındaki 5510 sayılı Yasanını 4-b maddesi kapsamındaki sigortalılığının iptali ile, 4-a kapsamındaki sigortalılığın geçerli olduğunun tespitine ve 7.2.2012 tarihli tahsis talep tarihi itibari ile 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, davacının sigortalılığının tespitine ilişkin kurulan hüküm yerinde ise de, 506 sayılı Yasa'nın 62. maddesine göre yaşlılık aylığı, sigortalının, aylık bağlanması için Kurumda yazılı istekte bulunduğu tarihi takip eden aybaşından başlayacağı dikkate alınmaksızın tahsis talep tarihi itibari ile aylığa hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 20'nci maddesinin üçüncü fıkrasında, 55’inci maddenin ikinci fıkrasındaki güncellemeden sözedilmeksizin, sigortalının almakta olduğu sürekli işgöremezlik gelirinin 34.madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanacağı hükme bağlanmıştır....
Maddesinde "Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar. Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır.” hükmü mevcut iken bu madde 17/7/2019 tarihinde 7186 sayılı kanunun 8 md. maddesine ile "Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar....
nun 06.04.2005 tarihli, 2005-10-183 Esas, 2005-241 Karar nolu kararıda bu yöndedir.Bu durumda aylık bağlama hakkını doğuran olayın sözü edilen yasa değişikliği olduğu gözetilerek şartlar oluşuyor ise ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise aylığın ölüm tarihini takip eden aybaşından, ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce ise aylığa 01.09.2003 tarihinden itibaren hak kazanılacağının kabulü gerekir. Öte yandan 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 34. maddesinde de hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/ veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam %25 oranında, ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam %25 oranında ölüm geliri bağlanacağı bildirilmiştir....