Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sigortalılığı bulunmayanların borçlandığı, ihya ettiği hizmetleri ile birlikte bu Kanuna göre aylığa hak kazanmaları ve müracaat etmeleri halinde, bu maddeye göre borçlandığı ve ihya ettiği hizmetlerine ait paranın ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren kendilerine bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanarak aylık bağlanır. Hak sahipleri hakkında bu fıkra hükmü uygulanmak suretiyle aylığa hak kazandıklarında hesaplanan aylıkları, bu Kanunun 32'nci, 34'üncü ve 37'nci maddelerine göre ödenir. Ancak bu süreler emeklilik ikramiyesinde nazara alınmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. ...
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yaşamlarını yitiren sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi sıfatıyla çift ölüm aylığı bağlanması, aksine kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, davacının çift aylığa hak kazanmayacağı belirtilerek yersiz ödenen aylıklar yönünden 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin (a) ve (b) fıkraları irdelenip sonucuna göre hüküm kurulması istenilmiş, bozma sonrası mahkemece bozma ilamı doğrultusunda davacının çift aylığa hak kazanamadığı belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir....
açıldığı anlaşılmakta olup, sonucu itibarıyla 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince aylığa hak kazanıldığının tespiti ve aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkin davada mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının, yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi bakımından 01.10.2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı benimsenerek 01.10.2005 – 01.06.2008 dönemi yönünden biriken aylıkların yasal faiziyle birlikte hüküm altına alındığı belirgindir....
Somut olayda, davacının geçimi sağlığında sigortalı oğlu tarafından sağlanmadığı için ölüm tarihi olan 29/05/2003 tarihinde ölüm aylığına hak kazanamamaktadır. 06/08/2003 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik davacı lehine hükümler getiriyor ise de davacının 01/07/2005 tarihinden itibaren almakta olduğu yetim aylığı bulunduğundan Kuruma talepte bulunduğu kabul edilen Ekim 2005 ve aylık bağlanmasına karar verilen Kasım 2005 tarihlerinde söz konusu değişiklik gereğince de aylık almaya hak kazanamadığı, davacının lehine getirilen değişikliğe göre 06/08/2003-01/07/2005 tarihleri arasında aylığa hak kazanabileceği ancak bu döneme ilişkin olarak da davacının talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Davacı vekili, malûllük aylığına hak kazanıldığının tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, 1479 sayılı Kanun hükümlerine göre, davacıya, 18.07.2007 tarihinden geçerli olmak üzere malûllük aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin olup, davacı sigortalının, anılan Kanunun malûllük sigortası hükümlerine göre 31.08.2006 tarihinde davalı Kuruma yaptığı aylık tahsis başvurusunun, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun 18.07.2007 tarihli, çalışma gücünün en az üçte ikisinin yitirilmediği yönündeki karara dayanılarak reddedilmesi üzerine açılan işbu davanın yapılan yargılamasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı (3.)...
MADDE 54- Bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda; a) Uzun vadeli sigorta kollarından; 1) Hem malüllük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı, 2) Malüllük, vazife malüllüğü veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı, (2) 3) Ana ve babasından ayrı ayr aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı, 4) Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya en fazla ödemeye imkân veren İlk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı, 5) (Değişik: 17/4/2008- 5754/34 md.) Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden yada ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı, 6) (Ek: 17/4/2008- 5754/34 md.)...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2020 NUMARASI : 2015/341ESAS - 2020/69 KARAR DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçeside özetle ; " Davacı tarafın beyanlarını kabul etmiyoruz. İş bu davası usul ve yasaya aykırıdır. Yetkiye yönelik itirazımız vardır. Dava yetkili Mahkemede açılmamıştır. Davaya konu işlemi yapan yetkili yer Genel Müdürlük adına İstanbul İl Müdürlüğüdür. Davanın İstanbul Mahkemelerinde açılması gerekmektedir. Bu nedenle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davacı tarafın 27.04.2010 tarih ve 6633627 sayılı dilekçesi ile tarafına malül aylığı bağlanmasını talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2020 NUMARASI : 2015/341ESAS - 2020/69 KARAR DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçeside özetle ; " Davacı tarafın beyanlarını kabul etmiyoruz. İş bu davası usul ve yasaya aykırıdır. Yetkiye yönelik itirazımız vardır. Dava yetkili Mahkemede açılmamıştır. Davaya konu işlemi yapan yetkili yer Genel Müdürlük adına İstanbul İl Müdürlüğüdür. Davanın İstanbul Mahkemelerinde açılması gerekmektedir. Bu nedenle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davacı tarafın 27.04.2010 tarih ve 6633627 sayılı dilekçesi ile tarafına malül aylığı bağlanmasını talep etmiştir....
Bozma kararımızda kurumca iptal edilen 190 günün davacı sigortalının hissesine düşen miktar belirlenerek prim borcunu karşılayıp karşılamadığı belirlenerek karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda gün hesabı üzerinden tahsis koşularının irdelenerek karar verilmiştir. Bu bağlamda Mahkemece, yapılacak iş, davalı Kurumdan davacının iptal edilen 4/1-a kapsamında 190 günün hissesine düşen miktarın ve önceki bağkur prim ödemeleri gözetilerek 28.12.1989-24.3.2003 ve 12.9.2005-11.9.2007 tarihleri arası bağkur prim borcunu karşılayıp karşılmadığı sorularak karşılıyor ise ilk karar gibi aksi halde en son prim borcunu ödeme tarihi olan 23.07.2012 tarihini takip eden aybaşı olan 01.08.2012 tarihi itibariyle aylığa karar verilmesi gerekir....