Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır. 3....

    Maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye'de hiçbir T4 tabi çalışması yoksa T4 Türkiye'de çalışması varsa en son tabi olduğu T4 müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.'' Her ne kadar, 3201 sayılı Kanun'un 3. Maddesinin 1. Fıkrasında ''ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahiplerinin borçlanma hakkı bulunduğu ve borçlanma tarihinde Türk vatandaşı olunması gerektiği Kurumca savunulmakta ise de gerek 12.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28. Maddesinde gerekse de önceki 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29....

    nun 06.04.2005 tarihli, 2005-10-183 Esas, 2005-241 Karar nolu kararı da bu yöndedir.Bu durumda aylık bağlama hakkını doğuran olayın sözü edilen yasa değişikliği olduğu gözetilerek şartlar oluşuyor ve ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise aylığın ölüm tarihini takip eden aybaşından, ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce ise aylığa 01.09.2003 tarihinden itibaren hak kazanılacağının kabulü gerekir. Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan tahkikat sonucunda olayın iş kazası olarak kabul edildiği ancak davacı hak sahibi anne ve babanın gelir bağlanması yönünden Kuruma yaptıkları başvuru üzerine Kurum tarafından sigortalının sağlığında düzenli biçimde anne ve babasının geçiminin sağlanmadığı gerekçesiyle gelir bağlanması istemlerinin reddedildiği Kurumun bu kararına karşı anne ......

      Kurum işlemi 5510 sayılı Yasanın 34/d maddesine uygun bulunduğundan davacının muris oğlu Hikmet Güvenç'den dolayı ölüm aylığı bağlanması talebinin reddi gerekmiştir. 5510 sayılı Yasada ve yönetmelikte “hak sahibi” sıfatı bakımından genel bir tanım verilmiş, ayrıca sigortalının ölüm halinde salt toptan ödeme yapılacak hak sahiplerinin kimler olduğu ayrıca belirtilmemiştir. Bu sebeple sigortalının ödediği primlerin toptan ödeme şeklinde geri verilmesi halinde hak sahibi olanlar, sigortalının ölümü halinde ölüm aylığı bağlanmasına hak kazanan kimselerle aynı olmalıdır. Somut olayda davacının -yukarıda açıklandığı üzere- hak sahibi sıfatını taşımadığı anlaşılmakla, 24/07/2014 tarihinde vefat eden murisinin 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı nedeniyle kuruma ödenen primlerin ölüm toplu ödemesi kapsamında iadesi yönündeki talebinin de reddi gerekmiştir. Belirtilen sebeplerle davanın reddi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmelidir....

      Görülüyor ki, yapıları zarar gören yerlerdeki tedbirlerin tümü ve bu arada hak sahibi belirlenmesi, hak sahiplerinin ilanı ve hak sahipliğinin kesinleştirilmesi işlemleri idaridir. Temeli idari bir işleme dayanan uygulama ile ilgili davaların görülme yeri idare mahkemeleri olacağından açılan davanın yargı yeri nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken çekişmenin esası incelenerek davanın yazılı olduğu şekilde doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 28.09.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        KARAR Açıklanan sebeplerle; Hükmün 1/c bendinin silinmesine, yerine; "c) Davacının 01.02.2014 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığının tespitine " yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Kabule göre de hükme esas alınan kusur raporunda, sigortalı şoförün kazaya konu işi yapmaması ve bu yönde yardımcı bir eleman bulundurulması gerektiği gerekçesiyle bir değerlendirme yapılmasına karşın, sigortalının %50 kusurlu sayılması da gerekçeyle çelişmekte ve oluşa da uygun düşmemektedir. Bunun yanında davacı kurumdan, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uyarınca yapılan uygulamanın aylığa mı, gelire mi ilişkin olduğu hususu araştırılmalı, gelire ilişkin olması karşısında rücuya konu olabilecek miktar, yine kurumdan sorulup belirlendikten sonra, şayet kurum tarafından gerekli ve yeterli bilgilerin verilmemesi halinde ise, anılan tutarların belirlenmesi yönünde, denetime elverişli bir hesap raporu alınarak sonucuna göre, karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Açıklanan sebeplerle davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

            Vefat eden sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....

              Vefat eden sigortalının; eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....

                Vefat eden sigortalının; eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu