Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde; sigortalıya ilişkin koşulların sigortalının ölüm tarihinde; hak sahibine ilişkin koşulların ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuat kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının eşinin 01.10.2008 tarihinden sonra vefat ettiği, babasından dolayı ölüm aylığı alma açısından hakkı doğuran olayın eşin vefatı olduğu ve babasından dolayı hak sahibi sıfatını eşinin ölümü ile kazandığı, bu nedenle eşinin ölüm tarihinde yürürlükte olan ve uygulanması gereken 5510 sayılı Kanun'un 34 ve 54 üncü maddelerindeki düzenlemelere göre davacıya hem eşinden hem de babasından dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanması mümkün olmayıp davacının çift aylığa hak kazanmasına olanak bulunmamaktadır. 24....

Davacıların murisinin çalışması karşılığı tüm sigorta kollarına tabi primin kesilmiş olması nedeniyle, 506 sayılı Yasanın 68.maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde hak sahiplerine ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiği açık ise de, dosya içeriğinden davacıların anılan yasa maddesindeki koşulları taşıyıp taşımadıkları hususunun yeterince araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Yine davalı Kurumun yazısında belirtildiği üzere, 2001/12 ve 2002/1-11 aylarına ilişkin primlerin işverene ve işverence hak sahiplerine iadesi söz konusu ise, bu sürelerin ihyasının her zaman mümkün bulunduğu gözönünde tutulmalıdır. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

    ; yazılı talepte bulunması, talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması gerekmekte olup, davacının tahsis talep tarihi itibariyle prim borcunun bulunduğu ve sigortalılık süresine ilişkin prim borcunun 12.10.2006 tarihinde Kurum hesabına yatırılmış olması karşısında; bu şartın yerine geldiği tarihi takip eden aybaşı 01.11.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerekeceği gözetilmeden, davacının tahsis talep tarihi olan 19.06.2006 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığının tespitine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

      Noterliği 27777 yevmiye numaralı muvafakatname işlemi ile dava konusu taşınmaz üzerindeki hak sahipliğini devraldığını, müvekkilinin ilgili taşınmazın hak sahibi olduktan sonra davalı kurumdan bilgi almak ve satın alma sürecine devam etmek için başvuru yapmışsa da ilgili kurumca şifahen dosyanın arşivde olduğu ve şu an için işlem yapılamayacağı bilgisi paylaşıldığını, işlemlerin sürüncemede bırakıldığını, müvekkilinin hak sahipliğine dayalı son başvuru tarihi 30.12.2022 tarihi olmasından kaynaklı hak kaybı yaşamamak adına hak sahipliğinin tespiti için dava ikame edildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan evraklardan tespit edilebileceği üzere müvekkilinin dava konusu taşınmazda hak sahibi olduğunu, müvekkilinin hak sahipliğinin mahkemece belirlenmesi için yapılacak yargılama sırasında dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devri halinde müvekkilinin hak kaybı yaşayacağını, bu nedenle ihtiyati tedbir talep edildiğini, ancak mahkemece yaklaşık ispat kuralı ve yargılamayı gerektirmesi gerekçeleriyle...

      Belirtilen açıklamalar ışığında dava dosyası incelendiğinde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay davacının eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacının çift aylığa hak kazanamadığı belirgindir. Belirtilen açıklamalar ışığında dava dosyası incelendiğinde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay davacının eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacının çift aylığa hak kazanamadığı belirgindir. Belirtilen açıklamalar ışığında dava dosyası incelendiğinde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay davacının eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacının çift aylığa hak kazanamadığı belirgindir....

      başvuruya verilen 11.03.2005 tarihli cevabi yazı ile hak sahipliğinin 7269 sayılı Kanunun 3177 sayılı Kanunla değişik 40. maddesine göre kendiliğinden sona erdiğine ilişkin dava konusu işlemi öğrendiği anlaşılmaktadır....

        Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda, her ne kadar 5510 sayılı Yasa uyarınca davacının babasından dolayı ölüm aylığına hak kazanamayacağına karar verilmişse de 5510 sayılı Yasa'nın 54.maddesinin somut olayda uygulanabilmesi için hak sahibi sıfatı ile ölüm aylığı talep edilebilecek her iki sigortalının ölüm tarihinin de 01.10.2008 tarihinden sonra olması gerektiği açıktır. Dolayısıyla, somut olayda davacının eşi ile babasının sigortalılık statüleri farklı olduğundan aylığa hak kazandığı açıktır. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmektedir....

          Somut olayda, hak sahiplerine ayrı ölüm dosyasından da aylık bağlandığı anlaşılmakta olup, söz konusu aylığın yaşlılık aylığından dönüşen ölüm aylığı niteliğinde olması halinde hak sahiplerinin ölüm sigortalının pasif yaşam dönemine ilişkin destek kaybından söz edilemeyeceğinin gerçek zarar tavan hesabında dikkate alınması gerekmektedir....

            sahipliğinin düşeceği açıkça belirtildiğinden, hak sahipliğinin sonlandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

              Sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde sigortalının iş kazası sonucu ölümü halinde hak sahiplerine gelir bağlanacağı, bildirilmiş 506 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde " geçimi sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına" ibareleri 29.7.2003 tarihli 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile değiştirilerek " sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Yasa'ya göre bağlanan aylık hariç olmak üzere bunlardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına" ibareleri getirilmiştir. Bu tür yasaların yürürlüğe girmeleri ile birlikte derhal tesirini husule getireceği tartışmasızdır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. H.G.K.'...

                UYAP Entegrasyonu