Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme, davanın kısmen kabulüne ile, 1.3.2011-9.11.2011 tarihleri arasında kurumca 4-a kapsamında sigortalı kabul edildiğinden, bu döneme ilişkin davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine, dava konusu 12.2.2010-28.2.2011 tarihleri arasındaki 5510 sayılı Yasanını 4-b maddesi kapsamındaki sigortalılığının iptali ile, 4-a kapsamındaki sigortalılığın geçerli olduğunun tespitine ve 7.2.2012 tarihli tahsis talep tarihi itibari ile 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, davacının sigortalılığının tespitine ilişkin kurulan hüküm yerinde ise de, 506 sayılı Yasa'nın 62. maddesine göre yaşlılık aylığı, sigortalının, aylık bağlanması için Kurumda yazılı istekte bulunduğu tarihi takip eden aybaşından başlayacağı dikkate alınmaksızın tahsis talep tarihi itibari ile aylığa hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

    Davalılar, hak sahipliğinin iptaline yönelik olarak Hatay İdare Mahkemesinde açılarak reddedilen kararın doğru ve haklı olmadığını, hak sahipliğinin iptaline karar verilmesinin idari istikrar ilkesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, Mahalli Komisyon Kararı idare mahkemesi tarafından iptal edilmemiş ise de kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, davalıların göçer sayılmasına engel teşkil edecek yasal bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi Merve Arslantürk'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

      Davalı, hak sahipliğini kanıtlayan belgeler ve taahhütname gereğince borçlandırılarak konut tahsis edildiğini, 7269 sayılı Kanun uyarınca hak sahipliğinin kabulü için tapuda malik olarak görünmesi şartının yer almadığını, mülkiyet ilişkisinin tapudan başka belgelerle kanıtlanması olanağının sağlandığını, depremde yıkılan evde kardeşi ile birlikte ortak mülkiyet hakkına sahip olduklarını, binayı birlikte inşa ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Mahalli Hak Sahipliği İnceleme Komisyonu kararı ile davalının hak sahipliğinin iptal edildiği, davalı tarafça bu işlemin iptaline ilişkin olarak açılan ... 1. İdare Mahkemesi’nin 2013/770 E. davasının reddedilep, kararın kesinleştiği , davalının dava konusu taşınmazı haksız olarak adına tescil ettirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

        Davacı, 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu’nun 26.09.1998 tarih ve 105 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nun ebeveyninin yanında topraklandırıldığı halde yeniden hak sahibi yapıldığının tespit edilmesi üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 12 no’lu kararı ile 26.09.1998 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 12 no’lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....

          Sigortalı ve hak sahipleri yararına getirilen hükümlerin uygulanması gerekir. 4956 sayılı Kanuna göre yapılan değişiklik "Sosyal Güvenlik Kuruluşları kapsamında çalışmayan ve kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan kız çocuklarına aylık bağlanacağını" belirtmiştir. Hak sahipliği sıfatı 2926 sayılı Kanuna tabi baba yönünden babanın ölüm tarihinde gerçekleşir. Bu sırada davacı evli olduğundan bekleyen bir hak mevcuttur. Eşin ölümü ile eş yönünden 506 sayılı Kanuna göre hak sahipliği oluşur. Örnek vermek gerekirse; mevzutamına göre babanın ölüm tarihinde evli olmayan kız çocuğuna aylık bağlanacak, evlenirse kesilecek ve boşanma veya eşin ölümü haline yeniden bağlanacaktır. Hak sahipliği, her sigortalının hak sahipleri yönünden ölüm tarihinde oluşur. Bazı sigortalılar yönünden baba daha önce ölmüşse ve koca daha sonra ölmüşsse hak sahipliğinin eşin ölüm tarihinde gerçekleştiği kabul edilemez. Sosyay güvenlik Kurumunun uygulaması da bu yöndedir....

            Mahkemece, davacıya 5510 SY nın 4/1-b kapsamında kısmi sözleşme aylığı bağlanması nedeniyle kısmi aylığın tam aylığa çevrilmesine yönelik işlemlerin 3201 sayılı Kanun’un 3.maddesinin 2.fıkrasına göre aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yerine getirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 3201 sayılı Kanun'un 9.maddesine göre; sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle sosyal güvenlik kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanlar, talep ettikleri takdirde, 4.madde hükmüne göre tam aylık almak için yeterli gün sayısı için tahakkuk ettirilen borçlarını tamamen ödemeleri şartıyla kısmi aylıkları, borçlarını ödedikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren tam aylığa çevrilir. 3201 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 2. fıkrasında .. sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır." düzenlemesi...

              nun 06.04.2005 tarihli, 2005-10-183 Esas, 2005-241 Karar nolu kararıda bu yöndedir.Bu durumda aylık bağlama hakkını doğuran olayın sözü edilen yasa değişikliği olduğu gözetilerek şartlar oluşuyor ise ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise aylığın ölüm tarihini takip eden aybaşından, ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce ise aylığa 01.09.2003 tarihinden itibaren hak kazanılacağının kabulü gerekir. Öte yandan 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 34. maddesinde de hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/ veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam %25 oranında, ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam %25 oranında ölüm geliri bağlanacağı bildirilmiştir....

                Maddesinde "Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar. Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır.” hükmü mevcut iken bu madde 17/7/2019 tarihinde 7186 sayılı kanunun 8 md. maddesine ile "Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, tam aylığa bağlanması için 900 gün üzerinden 760 gün borçlanmanın kabulüne, borçlanma bedelinin ödendiğinde 4/a sitatüsünde kısmı aylığın tam aylığa çevrileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının ölüm aylığına hak kazanmak için 760 gün borçlanma yapmasının yeterli olduğu ve ödeme halinde kısmi aylığın 4/1-(a) bendi kapsamında tam ölüm aylığına dönüştürülmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir....

                  Dava konusu bağımsız bölümün davalılar adına tesciline dayanak olan Türkoğlu Mahalli İskan Komisyonu'nun 24.08.1995 tarihli işleminin 13.12.2011 tarihli Mahalli İskan Komisyonu kararı ile iptal edildiği, hak sahipliğinin iptaline ilişkin anılan 13.12.2011 tarihli kararın iptali için ... 2. İdare Mahkemesi'ne dava açıldığı, davanın reddine ilişkin kararın Danıştay'ın 05.02.2014 tarih 2013/4278 Esas 2014/690 Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ... İdare Mahkemesi'nin 05.05.2015 tarih 2015/224 Esas 507 Karar sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptaline ilişkin 13.12.2011 tarihli idari işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın 18.05.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu halde, hak sahipliğinin iptaline ilişkin idari işlemin iptal edildiği ve iptale ilişkin hükmün kesinleştiğinden bahisle eldeki davada verilen hükmün bozulması gerektiği anlaşıldığından onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu