Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin başlangıçtan itibaren iptali istemine ilişkin davada Ankara 17. Asliye Hukuk ve Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin yönetim planına aykırılığı ve hileyi de içermesi nedeniyle başlangıçtan itibaren iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, açılan davanın kira akdinin iptali, yani akdin feshi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    BİRLEŞEN 2008/44 ESAS SAYILI DOSYASINDA DAVA Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 11/08/2006 tarihli genel kurulunda ve 22/09/2006 tarihli yönetim kurulu toplantısında, müvekkilinin imzası taklit edilmek sureti ile müşterek imza selahiyetinin elinden alındığını, 03/12/2007 tarihli genel kurulda yönetim kurulu dışında bırakıldığını, yönetim kurulu başkanı ...'...

      Netice itibariyle anılan düzenleme gereği şirket yönetim kurulu üyelerinin kendi ibrasında oy kullanmaları mümkün olmayıp dava dışı ortak ve yönetim kurulu üyesi ...’ın kendi ibrasında oy kullanması kanunun emredici hükümlerine aykırı olup Genel Kurul da alınan (5) no.lu karar bu nedenle yerinde olmadığından iptali gerekmektedir. Davalı şirket ortağı ...'...

        Hal böyle olunca, mahkemece 6102 sayılı TTK'nun 449. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının ifasının durdurulması gerekip gerekmediği hususunda yönetim kurulu üyelerinin görüşünü alındıktan sonra ihtiyati tedbir konusunda karar verilmesi, bu kapsamda taraflardan davalı şirketin son yönetim kurulu üyelerinin isim ve adresleri istenerek gerekirse sicilden getirtilmek sureti ile yönetim kurulu üyelerine bizzat ihtarlı tebligat çıkarmak ve sonucunda ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yönetim kurulu üyelerinin görüşü alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Mahkemece 21/02/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik hükmün Dairemizin 14/04/2022 tarih 2022/600 Esas 2022/483 Karar sayılı karar ile aynı gerekçeyle kaldırılması nedeniyle her iki talep yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra birlikte değerlendirilebilecektir....

          karar verildiğini, şirkete girişi istenen bu sermayenin hangi ihtiyaç için girmesinin istendiğinin ortaya konmadan ve güvence hesabının şirketin hangi borçlarının hangi şekilde ödediği, şirketin halen mevcut borcunun bulunup bulunmadığı belirlenmeden sermayenin ödenmesine karar verilemeyeceğini, güvence hesabının sadece şirket borç ve alacaklarının organizasyonu ile görevli olmasına rağmen bu yetkinin aşılarak işlem yapıldığını, ıskat hakkının kabul edilmemesinin TTK'nın ilgili hükümlerine aykırı olduğunu, ıskatın sermaye koyma güçlüğü içerisine giren ortağın paylarından mahrum kalmasını gerektirir bir hak olduğunu, müvekkilinin sermaye artırımından vazgeçmediğini, sadece sermaye ödemede zorluk çekilmesi nedeniyle ifa edilemediğini, ıskat konusunda alındığı iddia edilen yönetim kurulu kararını veren yönetim kurulunun, şirketin gerçek yönetim kurulu olmadığını, sadece organizasyonu sağlamakla görevlendirilmiş Güvence Hesabının yönetim kurulu olduğunu, takas hakkının reddinin diğer gerekçelerle...

          Ancak anonim şirket yönetim kurulu toplantıları ve toplantıya çağrı şekline dair açık düzenlemelere de yer verilmediği anlaşılmaktadır. Yönetim kurulu anonim şirketin yasayla düzenlenmiş zorunlu organlarından biridir. Anonim şirketler yönetim kurulu tarafından temsil olunur. Yönetim kurulu kararları kural olarak toplantılarda alınır. Toplantı üyelerin bir yerde fiziki olarak toplanması şeklinde yada kısmen yada tamamen elekronik ortamda yapılabilir. Toplantılara katılmak, görüşlerini söylemek ve oy kullanmak her üyenin hem hakkı hem görevidir. Kanun'da çağrıyı kimin yapacağına ilişkin açıklık yoktur. Kural olarak daveti yönetim kurulu başkanı yapar, ancak onun bulunmadığı zamanlarda bu görev başkan vekiline aittir. Yine çağrının şekline dair de Kanun'da düzenleme bulunmamaktadır. Bununla beraber çağrının belirli bir şekilde yapılma zorunluluğu da yoktur. Böylelikle esas sözleşmede düzenleme yapılmasına da imkan sağlanmıştır. Önemli olan tüm üyelerin toplantıdan haberdar edilmesidir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "....davalı şirket yönetim kurulunun 6 karar sayılı 06/12/2021 tarihli kararı dava edilmemiştir. HMK'nun 389. Maddesinin amir hükmü uyarınca dava konusu olmayan şey hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemez. Davacının kar payının tespitine yönelik talebi sebebiyle bahse konu kararın bu bağlamda değerlendirilerek dava edildiği sonucu çıkarılamaz. Kaldı ki taraflar arasında görülen Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/641 Esas sayılı dosyasında tedbir talebine konu yönetim kurulu kararın dayanağı olan 01/11/2021 tarihli genel kurul kararının iptali dava edilmiş olup, dosya derdesttir. TTK'nun 449. Maddesi, Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir, hükmünü içermektedir. HMK nun 390/1....

            arasında yönetim kurulu üyeliği yapmış olan ... hakkında yönetim kurulu üyeliği sırasında gerçekleştirdiği iş ve işlemlere ilişkin şirket tarafından TTK 555....

              Davalı şirket tarafından yapılan dava konusu genel kurulun 8 nci maddesiyle şirket sermayesinni artırılması kararı alınmıştır. 6102 sayılı TTK'nın 456 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü "Artırım, genel kurul veya yönetim kurulu kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilemediği takdirde, genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmışsa izin geçersiz hâle gelir ve 345 inci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." şeklinde olup buna göre sermaye artırımı kararı üç ay içerisinde tescil ve ilan edilmedikçi geçersiz hâle gelecektir.Somut olayda da gündemin 8 nci maddesiyle alınan sermaye artırımına ilişkin karar üç ay içerisinde tescil ve ilan edilmediği için geçersiz hâle gelmiş olup ortada iptali gereken bir karar kalmadığından bu maddenin iptali istemi ile açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

              Öte yandan, davalı idare tarafından, Tebliğ'in "Sorumluluk" başlıklı 22. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin Tebliğ düzenlemelerine aykırılıktan sorumlu olduğunun açıkça düzenlendiği, anılan kural çerçevesinde Şirketin Tebliğ kapsamındaki tüm işlemlerine ilişkin sorumluluğun yönetim kurulu üyelerine ait olduğu, Tebliğ'in ihlâline neden olan işlemlerin gerçekleştirilmesinden her bir yönetim kurulu üyesinin ayrı ayrı sorumlu olduğu, bu doğrultuda, mevzuata aykırı işlemlerin doğrudan davacı tarafından fiilen gerçekleştirilmesi ve hukuka aykırı kararda imzasının bulunması zorunluluğu olmaksızın yönetim kurulu üyelerinin tamamının 6362 sayılı Kanun'un 103. maddesi uyarınca ayrı ayrı sorumlulukları bulunduğu ileri sürülmüş ise de, ceza sorumluluğunun şahsiliği ile kusursuz suç ve ceza olmayacağına ilişkin genel hukuk ilkeleri uyarınca, yönetim kurulu üyeleri bakımından objektif sorumluluk öngören Tebliğ'in 22. maddesindeki kuralın, cezaî değil hukukî sorumluluğa yönelik olduğu ve bu şekilde...

                UYAP Entegrasyonu