AŞ'nin 27.03.2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararla 3 yıl süre ile şirket yönetim kurulu başkanlığına ..., başkan yardımcılığına ..., yönetim kurulu üyeliklerine ... ile davacı ... getirilmiş olup, 08.01.2015 tarihli ticaret sicili gazetesi örneğinde; davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan ...'nun başkanlığında 26/12/2014 tarihinde yapılan ve 4 üyeden oluşan yönetim kurulunun üç üyesinin katılımıyla gerçekleştirilen davacının katılmadığı yönetim kurulu toplantısında alınan..... sayılı kararla olağanüstü genel kurul toplantısının yapılma kararının alındığı, her ne kadar yönetim kurulu üyesi olan davacının katılmadığı yönetim kurulu kararı ile olağanüstü genel kurul toplantısı kararı alımmış ise de TTK 390/1 hükmüne göre karar nisabı bulunduğundan alınan bu kararın kararın geçerli olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına çağrı davetinin ve gündemin 08.01.2015 tarihli ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava kat malikleri kurulu kararının iptali istemine ilişkindir....
Somut olayda; genel kurul kararı aleyhindeki ihtiyati tedbir istemi, yönetim kurulu üyelerinin görüşü sorularak karara bağlanmıştır. Davalı şirketin dava konusu genel kurulunun 3 no.lu kararında, şirket sermayesinin 7.100.000-TL'den 23.770.000-TL'ye çıkarılmasına yönelik karar alınmıştır. Davacı tarafça; şirketin önceki sermayesinin tamamının ödenmiş olup olmadığının, sermayeye iç kaynaklardan aktarılabilecek bir fon bulunup bulunmadığının kanıtlanamadığı, sermaye artırım kararı dürüstlük kuralına aykırı olup, sermaye artırım gerekçesinin ispatlanamadığı, yönetim kurulu beyanının yetersiz olduğu, ayrıca öncesinde müvekkillerinin zorla yönetim kurulu üyeliklerinden istifa ettirildiklerini ileri sürmüştür. Sermaye artırımı sonrasında davacıların rüçhan haklarını kullanmayarak sermaye artırımına katılmadıkları anlaşılmaktadır....
ASIL DAVADA CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yönetim kurulu üyeleri, hakimiyeti altındaki bir sermaye şirketinin hissedarı olarak ibra oylamasına katılabildiği, Yönetim Kurulu üyelerinin vekaleten yönetim kurulunun ibrasında oy kullanmasında hiç bir yasal engel bulunmadığı, TK 436/2 hükmünde, yukarıda açıklandığı üzere yönetim kurulu üyelerinin sadece kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanmaları yasaklandığı, bu düzenlemenin zıt anlamından ise yönetim kurulu üyelerinin başkalarına ait paylardan kaynaklanan oy haklarını temsilen kullanmalarının mümkün olduğu gayet açık bir şekilde anlaşıldığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa dayanılarak hazırlanana Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin Oy hakkı ve kısıtlamaları başlıklı 19....
Dava konusu davalı şirketin 10/12/2019 tarih ve 2019/300 karar sayılı yönetim kurulu kararının yeni pay alma (rüçhan) haklarının kullanılması esaslarının belirlenmesi konulu karara ilişkin bulunduğu görülmüştür. Davacı yan, davalı şirketin 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesi ile alınan sermaye artırım kararının iptali gerektiğini, anılan karara istinaden davalı şirketin 10/12/2019 tarih ve 2019/300 karar sayılı yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan karara yönelik butlan koşullarının gerçekleşmediği, peşin muhalefetin iptal davası açılmasına imkan vermeyeceği, dava konusu yönetim kurulu kararında da iptal ve butlan koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Dava konusu davalı şirketin 10/12/2019 tarih ve 2019/300 karar sayılı yönetim kurulu kararının yeni pay alma (rüçhan) haklarının kullanılması esaslarının belirlenmesi konulu karara ilişkin bulunduğu görülmüştür. Davacı yan, davalı şirketin 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesi ile alınan sermaye artırım kararının iptali gerektiğini, anılan karara istinaden davalı şirketin 10/12/2019 tarih ve 2019/300 karar sayılı yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan karara yönelik butlan koşullarının gerçekleşmediği, peşin muhalefetin iptal davası açılmasına imkan vermeyeceği, dava konusu yönetim kurulu kararında da iptal ve butlan koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Belirtilen yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, derneklerde; prim alacağının tahakkuk ettiği ve ödenmesi gereken dönemde, işverenle birlikte müteselsil sorumluluk koşulunun oluşması için “...temsil ve ilzama yetkili üst düzey yöneticisi veya yetkilisi...” durumunda olunması gereklidir. 5510 sayılı Yasa'nın 88'inci maddesinde yer alan "...tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri..." düzenlemesinde yer alan ve yönetim kurulu üyelerini doğrudan sorumlu tutan hükümler şirket yönetim kurulu üyelerine yönelik olup temsil ve ilzam yetkisi bulunmayan dernek yönetim kurulu üyeleri hakkında uygulanmaz....
Yönetim Kurulu Başkanı ve murahhas üyesi olan davacıya ......
Ve birleşen davada 7 no'lu kararın iptali istemine gelince; yönetim kurulu üyelerinin dosyada kaç toplantıya katıldıklarına dair belge sunulmadığı halde asıl davada bu yönde alınan kararın iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verildiğini, Yönetim Kurulu Başkanının şirketi tek imzayla temsil ettiğini, diğer yönetim kurulu üyeleri, müteveffa anne ... ile kayınbirader ... olduğunu, ...'...
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin ayni sermaye koyma taahhüdünde bulunmamasına rağmen usule ve kanuna aykırı şekilde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında bu yönde karar alındığını, davalı şirketin ayni sermayenin tespiti için açtığı davanın devam ettiğini, davalı şirket yönetim kurulunun müvekkilinin ayni sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmediği gerekçesiyle müvekkilinin ortaklıktan ıskatına karar verdiğini, ayni sermaye koyma prosedürüne ve ıskat prosedürüne uyulmadığını ileri sürerek ıskata ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemli açtığı davada, ihtiyati tedbir yoluyla ilgili yönetim kurulu kararının uygulanmasının kararın kesinleşmesine kadar durdurulması ile müvekkiline ait hisselerin davalı ve/veya 3. kişilere devir ve üzerinde başkaca tasarruf yapılmasının önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir....