Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, 6102 sayılı TTK'nın 640/3 maddesi gereğince ortağın haklı sebeplerle çıkarılması istemine ilişkin olup, mahkemece ortağın sermaye koyma borcunu ve şirketten aldığı borcu vadesinde ödememesi gerekçesiyle şirketten çıkarılmasına karar verilmiştir. Ancak, TTK'nın 585. maddesinin atfıyla somut olaya uygulanması gereken aynı yasanın 480. vd. maddelerine göre ortağın sermaye borcunu ödememesi nedeniyle temerrüde düşmesi halinde 483. maddede gösterilen usulün gerçekleştirilerek ortağın şirketten ıskat edilmesi mümkündür. Sermaye borcunu ödememesi halinde ıskat usulü özel olarak yasada düzenlenmiş olduğundan bu hususun haklı sebep kabul edilerek yasanın 483. maddesinde öngörülen usul uygulanmadan ortağın çıkarılması mümkün değildir....
ve özel menfaatler hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342. maddesi; “(1)Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir....
ve özel menfaatler hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342. maddesi; “(1)Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir....
Şti. adında kurulacak şirkete sermaye koymayı taahhüt ettiklerini, bu kapsamda müvekkilinin 30.....2011 tarihinde 150.000,00 TL, diğer ortak davalının da 30.05.2012 tarihinde 75.000,00 TL sermaye koyma taahhüdü altına girdiklerini, bu hususta tanıklar huzurunda sözleşme imzalandığını, müvekkilinin söz konusu sermaye borcunu yerine getiremediği için bononun davalı tarafından haksız ve yetkisiz bir şekilde icra takibine konulduğunu, müvekkilinin davalıya, bahse konu senede ilişkin veya başka herhangi bir borcunun bulunmadığını, senedin sebepten mücerret olmadığını ileri sürerek davalı tarafından müvekkili aleyhine ... 7. İcra Müdürlüğünün 2012/2299 Esas sayılı icra takip dosyasına dayanak bono nedeniyle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatını talep ve dava etmiştir....
ve özel menfaatler hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342. maddesi; “(1)Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, limited şirket ortağının sermaye koyma borcunu ödememesi nedeniyle temerrüde düşmesi halinde 6102 sayılı Yasa'da özel bir usul düzenlenmiş olup, 6102 sayılı TTK'nın 483. maddesi hükmüne göre hareket edilerek ortaklar kurulu kararı alınıp davalıya sermaye koyma borcunu yerine getirme hususunda ihtar yapılması, ihtara rağmen borcun yerine getirilmemesi halinde 483.madde de düzenlenen hükümlerin uygulanmasının zorunlu olduğu, bu nedenle davalının sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi nedeniyle 6102 sayılı TTK'nın 640.maddesi hükmü uygulanarak şirket ortaklığından çıkarılmasının mümkün olmadığını, ayrıca davalı ortağın şirketten almış olduğu borcun ödenmemesi nedeniyle yasal yollara başvurulması mümkün olup davacı şirket tarafından bu hususta icra takibi başlatıldığı, bu nedene dayalı olarak da ortaklıktan çıkarma talep koşullarının oluşmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın...
ve özel menfaatler hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342. maddesi; “(1)Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir....
bir borç niteliğinde olduğunu, bu nedenle diğer borçlar gibi sermaye koyma borcunun da zamanaşımına uğramasının mümkün olduğunu, sermaye koyma borçlarında zamanaşımı süresi vadeden itibaren beş yıl olduğunun(BK m. 147/4), dava konusu uyuşmazlık açısından bakıldığında davacının sermaye koyma borcunun yerine getirilmesi konusunda davalı şirketin ana sözleşmesinde tescilden itibaren yürüyecek bir süre (sermayenin 44'üiçin en geç 3 ay, geriye kalan kısmı için en geç 3 yıl) öngörüldüğünü, doktrinde bu durumda ortağa çağrı yapılmadan sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesine ilişkin yaptırımların uygulanamayacağının ileri sürüldüğünü, dava konusu uyuşmazlık açısından bakıldığında söz konusu genel kurul kararında davacının 232,958,72 TL tutarındaki sermaye koyma borcunu faiziyle birlikte 31.12.2019 tarihine kadar ödenmesine, aksi halde davacının ortaklıktan çıkarılması için gerekli yasal işlemlerin başlatılmasına karar verildiğini, davacının sermaye koyma borcunun bulunup bulunmadığı, sermaye...
ve özel menfaatler hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342. maddesi; “(1)Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir....
Mahkemece; adi ortaklıkta fesih ve tasfiye istenilmeden ortağın ayın olarak veya nakden ödediği sermaye payını diğer ortakdan isteyemeyeceği, davacıya göre adi ortaklığın zarar etmekte olduğu, dolayısıyla zarar eden ve devam eden bir adi ortaklık bulunduğu ve davacının talebinde fesih ve tasfiye olmadığından dava dilekçesindeki talebe fesih ve tasfiye talebi kendiliğinden eklenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak adi ortaklıkta; ortaklardan biri sermaye payı taahhüdünden doğan borcunu ifa etmezse, diğer tüm ortaklar veya onlar adına ortaklık yönetimi ya da ortaklardan birisi de açacağı bir dava ile temerrüde düşen ortağın borcunun ifasını talep edebilir. Ancak, bir ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortağa karşı böyle bir ifa davası açması için kendisine düşen sermaye borcunu ifa etmiş olması ya da ifasını önermiş olması gereklidir....