Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; 25.10.2008 tarihli ortaklar kurulu kararının tarafların kabulünde olduğu, harcamaların davacının cari hesabından yapılmış olduğu, şirketin kuruluşundan itibaren yapılan harcamaların 11.540,94 TL olduğu, sermaye payı ödemesinin 9.750,00 TL olduğu, kalan 1.790,94 TL'nin ortaklar kurulu kararı gereği sermaye payı taahhüt ödemesi olması gerektiği, harcamaların %50 olarak dağılımı yapıldığında her bir ortak için 5.770,47 TL sermaye taahhüt hesabının bulunduğu, şirketin kuruluşu sırasında yapılan harcamaların şirket defterlerine kaydedildiği, ortaklar kurulu kararına göre şirketin kuruluş öncesi ve kuruluş giderlerinin şirket ortaklarının hisseleri oranında harcandığı, bu sebeple davacının sermaye koyma borcunu davalıdan isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

    Mahkemece, şirketin son üç yılda kâr getirici faaliyetinin olmadığı, sermaye artırımı kararına rağmen ortakların sermaye koyma borcunu ödemedikleri, şirket ortaklarına ait taşınmazların şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin taahhüde de uyulmadığı, yeni ortak alımı konusunda bir gelişme sağlanmadığı, bu haliyle bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere borca batık şirketin iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun kabul edilemeyeceği, somut tedbirler içermediği belirtilerek iflasın ertelenmesi talebinin reddine, şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm talep eden şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      -TL diğer ortakların şirket sermaye payı ödemesi için senet karşılığı verilen ortakların borcuna istinaden gönderildiği, davacının şirket işleri için ayrıca gönderildiğine ilişkin mahkememiz dosyasına herhangi bir bilgi ve belge dosyaya ibraz edilemediği, şirket banka ekstrelerinden de paraların şirket ödemeleri için kullanılmış olduğu, davalı ortaklar ise her ne kadar şirkete TL sermaye payı taahhüt etmiş iseler de bu taahhüdü davacıya Euro borçlanmak suretiyle yaptıkları dolayısıyla davalı şirket ortaklarının davacıya karşı sermaye borçları kapsamında ödediği bedel nedeniyle borçlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü, 20.000 USD'nin davalılar ... ve ...' den müştereken ve müteselsilen tahsiline, 29.167 Euro'nun davalı ...'den tahsiline, 29.167 Euro'nun davalı ...'ten tahsiline, 29.167 Euro'nun davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir....

        Dava, ayni sermaye değerinin tespiti istemine ilişkin davadır. ... Mahallesi ... sayılı taşınmazın tapu kaydı dosya içerisine alınmıştır. Gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi ...'...

          Diğer yandan, davalı yanca davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediği, kendisine Noter aracılığıyla sermaye koyma borcunu yerine getirmesi için çekilen ihtarların ve temerrütün 6102 Sayılı TTK'nun yürürlüğe girmesinden önce çekilerek gerçekleştiğinden somut olayda 6762 Sayılı Kanunun uygulanması gerektiği iddia edilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, Anonim Şirket ortağının sermaye koyma borcundan kaynaklanmakta olup, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.1.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Karar sayılı ilamıyla verilen hükmün bozulmasına ilişkin T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 09/01/2014 Tarih ve ... Esas-... Karar sayılı ilamında; "Zira öncelikle davacının sermaye borcunu davalı şirketin ... AŞ.'ye olan borcundan 16.995 TL'yi ödemekle ifa ettiğinin kabulü doğru değildir. Sermaye borcunun diğer ortaklar gibi olağan usullerle ve davalı şirkete ödenmesi gereklidir. Mahkemece belirtildiğinin aksine davacının sermaye borcunu bu şekilde ödediğine ilişkin olarak davalının açık bir kabulü de yoktur. O halde bu konudaki ispat yükümlülüğü kendisine düşen davacı, davalı şirkete olan sermaye borcunu ödediğini ispatlayamamıştır. Yine mahkemece davalı şirketin ikinci kalem savunmasını ispatlamak amacıyla dava dışı ... Holding AŞ.'nin defterlerine dayanamayacağının kabulü de doğru olmamıştır. Zira 1086 sayılı HUMK.'nın 333-336. maddeleri (6100 sayılı HMK.'nın 221. maddesi) uyarınca, aynı Yasa'nın 326. maddesinde (HMK.'...

              Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğinin kabul edilebilmesi için bu konuda kanun hükmünün varlığı veya maddi hukuk anlamında o mal veya hakkın satış ve devrine engel yasal bir düzenlemenin bulunmasının gerekmesine, şirket ortağı, ortağı olduğu şirket tüzel kişiliğinden ayrı bir kişiliğe sahip olup şirkete göre 3. kişi sıfatına haiz bulunmasına, şirket ortakları ana sözleşme gereğince koymayı taahhüt ettikleri sermaye borcundan dolayı şirkete karşı borçlu olduklarından ve borçlu şirketin, şirket ortağındaki sermaye alacağının haczine engel yasal bir düzenleme de bulunmadığından bu doğrultuda şirket ortağına İİK'nun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinin reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmasına, öte yandan sermaye koyma borcunun bulunup bulunmadığı hususunun gönderilecek haciz ihbarnamesi sonrasında yapılacak itirazlar üzerine değerlendirilmesinin gerekmesine...

              Maddesinin tadiline ilişkin 2 no'lu kararın iptali istemiyle açılan davada; söz konusu genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 12.09.2019 tarihli genel kurulda alınan sermaye artırım kararı gereği davacının ve dava dışı ...'in sermaye koyma borcunu ifa etmeyip sadece ...'nun sermaye koyma borcunu yerine getirdiğini, davacı ve eşi sermaye koyma borcunu yerine getirmediklerinden bu kararın tescil edilemediğini, bu durumda sermaye artırımına katılan ortağın sermaye koyma borcunu üstlenmiş olması sebebiyle iptali istenen 19.12.2019 tarihli genel kurulun yapıldığını, davacının bu davaları şirketi sermayesiz bırakarak çalışamaz hale getirmek için açtığını, davacının iddiasının aksine 12.09.2019 tarihli genel kurulda alınan sermaye artırım kararı uyarınca 15 gün içinde ekli 25.11.2019 tarihli dekonttan da anlaşılacağı üzere ...'...

                Ancak dosya arasında mevcut 15/05/2017 tarihli ticaret sicil gazetesinin incelenmesinden, davacı şirketin 10/05/2017 tarihli genel kurul kararı ile sermaye arttırımına gittiği ve ortakların pay oranlarının gösterildiği, buna göre şirketin sermayesinin her biri 25,00 TL itibari değerde 640.000 paya bölündüğünün ve toplam 16.000.000,00 TL olduğu, bu sermayenin ortaklar arasında paylaşımına göre ...'in 320.000 paya karşılık 8.000.000,00 TL ile ortaklık kaydının gösterildiği, 10/05/2017 tarihli sermaye arttırımı sonrasında sermaye yapısında değişikliğe ilişkin Ticaret Sicil Müdürlüğüne bir başvuru bulunmadığı gibi sermaye yapısında değişikliğe ilişkin bir Mahkeme kararı da bulunmadığı, bu nedenle davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce en son tescil edilen ortaklık kaydı gözetilerek 24/08/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının hazirun cetvelinde ...'...

                  UYAP Entegrasyonu