- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya evini satıp tapuda devrettiğini, o tarihte henüz iskanı alınmadığından davalıya iskanın teminatı amacıyla 10.000,00 TL bedelli bir senet verdiğini, ancak davalının boş olan vade tarihini doldurarak senedi icra takibine konu ettiğini belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının takibe konu senedin teminat senedi olduğu ve tahsil tarihinin sonradan doldurulduğu yönündeki iddialarının doğru olmadığını, senedin teminat senedi olduğu kabul edilse bile takip tarihi itibariyle iskanın alınmamış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, menfi tespit davası açan davacının senetteki imzayı inkar etmeyip, bedel dışındaki diğer unsurların sonradan doldurulduğunu, taraflar arasında bir hukuki ilişki bulunmayıp, senedin dava dışı şirkete cari hesaptan olan borcunun teminatı olarak verildiğini ileri sürdüğü, senedin ihdas kısmının boş olduğu, ispat yükünün davacıda olduğu, senedin teminat senedi olduğu konusunda yazılı bir belge ibraz edemediği, cari hesap borcunun 6 ay vadeli olarak ödenmesine ilişkin belgenin imzasız olduğu gibi dava konusu senetle ilgili teminat olarak verildiği yönünde bir ibarenin de olmadığı davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile kanıtlanması gerekir (HGK’nun 14.03.2001 tarih ve 2001/12-233 E, 2001/257 K. sayılı ve yine HGK’nun 20.06.2001 T. ve 2001/12-496 sayılı kararları). Somut olayda, alacaklı tarafça senetlerin teminat senedi olduğu kabul edilmemekle birlikte dosyaya sunulan 14.11.2014 tarihli protokolde bononun teminat senedi olduğuna ilişkin bir ibarenin yer almadığı; bu haliyle borçlu tarafça bononun teminat senedi olduğu iddiasının İİK'nun 169/a maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, teminat iddiası ispat edilemediğinden istemin reddine karar verilmesi gerekirken, takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacılar vekili istinaf başvurusunda özetle; takibe dayanak senedin, kambiyo senedi vasfında olmadığını, bir senedin kambiyo senedi vasfını haiz olması için kayıtsız-şartsız bir ödeme taahhüdünü ihtiva etmesi gerektiğini, takibe konu senedin, teminat senedi olduğunu ve müvekkillerinin çektikleri krediye teminat olarak verildiğini, bu hususun, davalı ile başka hukuki ilişki bulunmaması, senedin keşide tarihi ve senet miktarından, senedin sonradan doldurulmasından da açıkça anlaşıldığını, senedin bir kayıta ve şarta bağlandığı, teminat için verildiği ve kambiyo senedi vasfında olmadığının açık olduğunu, takibe konu bononun keşide tarihinin, müvekkillerinin ilgili bankadan çektikleri kredi tarihi ile aynı olduğunu, bu hususun senedin, teminat senedi olduğunu gösterdiğini, kambiyo senedi vasfında olmayan bir senet ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapılamayacağını, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte ödeme emrinde bulunmaması gereken ibareler bulunduğundan...
Şt'nin düzenleyen olduğu, senedin keşideci bölümünde, şirket temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki imzasının bulunması ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda, her iki imzanın şirket kaşesi dışında olması halinde, birisinin şirket adına, diğerinin de aval olarak atıldığının kabulü gerekeceğinden, davacı borçlu T1 avalist olduğu anlaşılmıştır. Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı sürece, onun takibe konu edilmesi engellenemez. İİK 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte , borca, faize ve senedin teminat senedi olduğuna ilişkin itirazıdır. Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü'nün 2020/98513 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı 10 örnek ödeme emrinin davacı borçluya 16/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın davacı borçlu tarafından süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı borçlunun senedin teminat senedi olduğu iddialarının incelenmesinde; 6102 sayılı TTK'nın 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır....
Davacı taraf, dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve senet nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamamıştır. Tüm dosya kapsamındaki deliller uyarınca subut bulmayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Somut olayda, borçlunun itirazına dayanak yaptığı ihtarname İİK'nun 169/a maddesi anlamında bir belge olmadığı gibi, alacaklı, takip konusu bononun kira farkı nedeniyle borçludan alındığını beyan etmş olup, borçlunun teminat iddiasının kabulü yönünde açık bir beyanı yoktur. Öte yandan, borçlu tarafından, dosyaya, senedin teminat için verildiğine dair bir yazılı belge sunulmadığı gibi, senet üzerinde teminata ilişkin bir şerh de bulunmamaktadır. Ayrıca alacaklı da teminat iddiasını kabul etmediğinden senedin teminat senedi olduğunun kabulü mümkün değildir. O halde, mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu, senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK'nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E., 2013/312 K. sayılı ve 20.06.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları). Somut olayda, borçlunun itirazına dayanak gösterdiği ve alacaklı ile borçlu arasında imzalanan 28.11.2013 tarihli yüklenici sözleşmesi ve ek protokolde, takibe dayanak yapılan senede doğrudan bir atıfta bulunulmadığı gibi, senedin, teminat senedi olarak verildiğine dair bir kaydın da sözleşmede yer almadığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun iddiasını yazılı bir belge ile ispat edemediği ve alacaklı tarafından da takip dayanağı bononun teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanının bulunmadığı gözetilerek, bu yöndeki itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “ …Davaya konu icra dosyasının dayanağı senet incelendiğinde senedin bono vasfından olduğu, senet üzerinde malen kaydının bulunduğunu, senedin anlaşmaya aykırı doldurma iddiasının ( tahrifat, senedin teminat senedi olduğu iddiası ) ispat yükünün davacı/borçlu üzerinde bulunduğu, davacı/borçlunun iddiasını ancak HMK 200 ve devamı maddeleri gereği senetle ispatlaması gerektiği, davacı/borçlu tarafından iddialarını ispata elverişli herhangi bir yazılı delil sunulmadığı, davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....