CEVAP 1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; sürecin usulüne uygun olarak yürütüldüğünü ve davalı Sendikanın davacı işyerinde yeterli çoğunluğu sağladığını, başvuru tarihinde işkolu tespitine itirazın mevcut olmadığını, bu nedenle işkolu tespitine itiraz edilerek yetki itirazında bulunulmasının kanuna aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 2.Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; müvekkili davalı Sendikanın başvuru tarihi olan 17.06.2021 tarihi itibari ile yetki tespitine konu davacı işyerinde çalışan 47 işçinin 25'ini üye yaparak olumlu yetki tespiti için davalı Bakanlığa başvuru yaptığını, davalı Bakanlıkça başvuru tarihi itibari ile müvekkili Sendikanın davacı işyerinde kanunun aradığı çoğunluğu sağladığını tespit edilerek 24.06.2021 tarihinde olumlu yetki tespit işleminde bulunduğunu, davacı işverenliğin çalışan ve üye sayısına itiraz etmediğini, işkolu tespitine itirazın ise bu davada dinlenmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine...
İlk Derece Mahkemesince davalı sendikanın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan aldığı 27.08.2021 tarihli yazı ile davalı şirket ile işletme toplu iş sözleşmesi yetkisi aldığı davacı tarafça yetkiye itiraz edilmediği, davalı sendikanın 02/03/2021 tarihinde davalı işyerinde 15.03.2021 tarihinde uygulanmak üzere grev kararı aldığı, davalı şirketin bir kısım işyerlerinin kapatılmasının davalı sendikanın aldığı yetkiyi etkilemeyeceği, grev kararının kanun dışı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı sendikaya verilen yetki belgesindeki müvekkiline ait işyerlerinin kapandığını bu nedenle sendikanın yetkisinin düştüğünü, sendikanın yetki belgesinde dahi yer almayan işyerleri için grev kararı aldığını ve uygulama tarihi belirlediğini, sendikanın ancak toplu iş uyuşmazlığına konu işyerleri için grev kararı alabileceğini bu itibarla grevin kanun dışı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, öğretmen olan davacının 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkindir. 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 15. maddesinde, devlet memurlarının, kamu görevleri hakkın da basına,haber ajanslarına veya radyo televizyon kurumlarına bilgi ve demeç veremiyecekleri, bu konuda gerekli bilginin ancak Bakanın yetkili kılacağı görevli, illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebileceği belirtilmiş, 125.maddesinin (D-g) bendinde de yetkili olmadığı halde basına,haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek,kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren eylemler arasında sayılmıştır....
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili ; Bakanlık tarafından yapılan tebligat ile başvuru tarihi 22.7.2009 itibarı ile sendikanın işyerinde çoğunluğu sağladığının belirtildiğini , İşyerinde çalışan ve davalı sendikanın üyesi olduğu bildirilen işçilerin sayısının tespit edilenden daha düşük olduğunu , üye kayıt fişleri arasında, Sendika Yönetim Kurulunun yetki tespiti tarihi itibarı ile üyelik kabul tarihi aynı olan fişler ile sahte imzaları ihtiva eden üye kayıt fişlerinin mevcut olduğunu , bu nedenlerle de davalı Bakanlık tarafından yapılan yetki tespiti işleminde davalı Sendikanın üye sayısının gerçek olmadığını iddia ederek sendikanın İşyerinde yetkili olmadığının tespitine karar verilmesi istenmiştir....
somut olayda , davacının hak ediş sonrası yaptığı imalatlar yönünden başvuracağı hukuki yol " delil tespiti " olup , hmk'nın 389 ve devamı maddelerine uygun olmayan ve orantılılık ilkesine aykırılık teşkil eden " inşaat faaliyetlerinin durdurulması yönündeki " tedbir talebinin reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." gerekçesiyle ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleblerinin ayrı ayrı reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep etmekte hukuki yararının olduğunu, mahkemenin bu hususu göz ardı ederek orantılılık ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle taleplerini haksız ve hukuka aykırı olarak reddettiğini belirterek ilk derece mahkemesinin 2021/349 Eas sayılı dosyasından verilen 16.09.2021 tarihli ara kararın kaldırılarak müvekkil lehine ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir....
Sendikasını kurduklarını, kurucu üye ve halen sendikanın genel denetleme kurulu başkanı olduğunu, sendikanın kurulmasından sonra örgütlenme faaliyetlerinin başladığını, 500 çalışanı olan işyerinde yaklaşık 400 çalışanın üye yapıldığını, 02.05.2014 tarihinde Bakanlık yazısı ile, ilgili sendikanın işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili kılındığını, yerel seçimler sonrasında sendika üyesi işçilere baskı yapılarak başka bir sendikaya üye olmaya zorlandıklarını, iş akdinin sendikal sebeple fesholunduğunu iddia etmiştir. Davacı tanıklarının, davacı iddialarını doğruladığı, sendika üyesi ve aktif olarak çalışan 10 işçinin iş akdinin feshedildiğini, başka sendikaya geçmeleri yönünde kendilerine baskı uygulandığını beyan ettikleri görülmüştür. ... Sendikası, cevabi yazısında, ......
için bir karar alınmadığını, bu sebeple de dava konusu genel merkez binası bünyesinde “özel güvenlik şube” adında yeni bir şube açılmasına ilişkin kararın iptali gerektiğini, esasen “özel güvenlik şube” kurulmasına dair bir yönetim kurulu kararı da bulunmadığını, davalı sendikanın kötü niyetli olup, muhalefeti yok etmek için özel güvenlik şubeyi bünyesinde kurduğunu, Türkiye'nin her tarafında 21 şubesi olan davalı sendikanın şubelerinin bulunduğu yerlerdeki güvenlik iş kolunda çalışanların bu şubelere üye olması gerekirken, bu şubelerin bulunduğu yerlerdeki iş yerlerinde çalışan sendika üyelerini genel merkeze bağlı özel güvenlik şubesi kurarak, bu şubelerin üye ve delege sayılarını azaltarak şubelerin genel merkez nezdinde güçsüz kalmasını amaçladığını, davalı sendika yöneticilerinin muhalif şubeleri sindirmek için üzerlerinde baskı yaptığını, varlığını sürdürebilmek için şubelerin içini boşalttığını ve kendi güdümünde olacak şube kurmaya kalkıştığını ileri sürerek davalı sendika genel...
Sendikasının kurulması üzerine 03.02.2014 tarihinde sendikaya üye olduğunu, sendikanın kurulmasından sonra örgütlenme faaliyetlerinin başladığını, 500 çalışanı olan işyerinde yaklaşık 400 çalışanın üye yapıldığını, 09.02.2014 tarihinde sendikanın yetki tespiti isteminde bulunduğu ve 27.03.2014 tarihinde işyerinde çalışan 500 işçiden 391'inin sendikalı olması nedeniyle Bakanlık yazısı ile ilgili sendikanın işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili kılındığını, yerel seçimler sonrasında sendika üyesi işçilere baskı yapılarak başka bir sendikaya üye olmaya zorlandıklarını, iş akdinin sendikal sebeple fesholunduğunu iddia etmiştir. Davacı tanıklarının, davacı iddialarını doğruladığı, sendika üyesi ve aktif olarak çalışan 10 işçinin iş akdinin feshedildiğini, başka sendikaya geçmeleri yönünde kendilerine baskı uygulandığını beyan ettikleri görülmüştür....
Şti) konulu yetki belgesinin davalı sendikanın ilk toplantıya katılmaması sebebiyle hükümsüzlüğüne ve davalı sendikanın yetkisinin düştüğüne karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Davacıların delege seçiminin iptali talebinin reddine ilişkin kararın temyizi yönünden: Davacılar vekili Sendikanın ... Şubesi Yönetim Kurulunca alınan ... Şubesinin 4. Olağan Genel Kurulunun 04.08.2012 tarihinde yapılması yönünde alınan kararın dava süresince tedbiren durdurulmasına ve iptaline, davalı Sendikanın ... Şubesi Yönetim Kurulu tarafından 04.08.2012 tarihinde yapılacağı bildirilen 4.Olağan Genel Kurulu İçin oluşturulacak şube delegelerinin seçimine İlişkin olarak 27-28-29 Haziran 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen delege seçimlerinin İptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacı ... ile ...'in açtığı davanın feragat nedeni ile reddine, diğer davacıların açtığı davanın esastan reddine karar verilmiştir. Somut olayda Sağlık-Sen... Şubesinin 4....