Bu hüküm yeniden temsilciliğe atanma hâlinde de uygulanır." şeklindeki düzenlemeye rağmen, sendika işyeri temsilcisi davacı hakkında fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer haklara ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadığını, mahkemece 4 aylık ücret tutarında boşta geçen süre ve diğer hakların davacıya ödenmesi gerektiğini tespitine karar verildiğini beyanla kararı istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının işyeri sendika temsilciliği yetkisi bulunmadığını, yetki tespitine ilişkin olarak açılan davanın halen devam ettiğini, müvekkili şirkete ait işyerinde yetkisi kesinleşen bir sendika bulunmadığını, bu nedenle işyerinde davacının işyeri sendika temsilcisi olarak kabul edilmesinin fahiş hata niteliğinde olduğunu, yetki itirazına ilişkin devam eden süreçte Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6....
Buna göre, davacının fesih tarihinde sendika temsilciliği veya yöneticiliği görevinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacı tarafın ıslah talebindeki 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 24. maddenin uygulanması isteminin değerlendirilmesi gerekir. Bu yönler gözetilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 20/12/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi....
İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Adana İl Müftülüğünde Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni olarak görev yapan davacının, hırsızlık suçundan hüküm giydiğinden 657 sayılı Devlet Memurları Kanun'unun 48/A ve Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 5/1-b maddesinde yer alan şartları yitirdiğinden bahisle 98/b maddesi uyarınca Devlet memurluğu görevinin sona erdirilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı işleminin iptali ile işlem nedeniyle mahrum kalınan maddi ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir. İdare Mahkemesi kararının özeti: ......
Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesi'nin Hizmet Akdinin Sona Ermesi başlıklı 27 .maddesinde Hizmet Akdinin Sona Ermesi A bendinde Teksif üyesi işçi emekliye ayrılma, Maluliyet ve tazminatlı çıkış halleri ile 6356 Sayılı Sendikalar ve toplu iş sözleşmesi Kanunun 70. Maddesinde yazılı nedenler dışında Disiplin Kurulu kararı olmadan işten çıkartılamayacağının ifade edildiği görülmektedir. C bendinde"sendika kademelerindeki görevliler ile sendika temsilcileri işten çıkarma işlemine tabi tutulmazlar (işyerinin tamamen kapatılması hali hariç)" düzenlemesi mevcuttur....
nın KHK ile görevine son verildiğinden sendika şubesinde görevlendirilemeyeceğinin görüş olarak bildirildiğini, sendika üyesinin görevine son verilmesi veya sair hallerde mahkemeye başvurması durumunda mahkeme kararı kesinleşinceye kadar sendika görevinin devam edecek olduğunu, T.C. ... denetiminden geçen sendika tüzüğünün "Üyeliğin Düşmesi" başlıklı 12. maddesinde de 4688 Sayılı Kanun'a paralel biçimde "işveren tarafından görevine son verilenlerin üyeliği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın kesinleşmesine kadar devam eder" hükmüne yer verildiğini ileri sürmüştür.. F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti : Bölge Adliye Mahkemesince, “677 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1/2....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemenin önceki karar Dairemizin 03.11.2015 Gün, 2015/26072 Esas, 2015/31009 Karar sayılı ilamıyla profesyonel sendika yöneticiliği yapan davacı ile davalı sendika arasında iş ilişkisi değil vekalet ilişkisi bulunduğu sendika tüzüğünün 29. maddesinde sendika şubesinin genel kurulunun genel kuruldan 3 ay önce toplanacağı belirtildiği, buna göre sendika şube başkanı olan davacının görevinin bir sonraki genel kurulun yapılmasından 3 ay önce sona ereceğini, genel kurulun 05-06 Mart 2011 tarihinde yapıldığı davacının görevinin ise 05.12.2010 tarihinde genel kurul toplantısından 3 ay önce sona ereceği davacının mahrum kaldığı hakların 05.12.2010 tarihine kadar hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği ancak görev süresini aşar şekilde hesaplama yapılıp hüküm altına alındığı, ayrıca asıl alacak miktarlarından işsizlik sigortası kesilmesinden sonra gelir vergisi tarife oranları uygulanarak alacak miktarı belirlenmesi hatalı ise de bu hesaplama yöntemi davalı...
Davacının, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ilave personel desteği istemesine karşılık, işverenin bu talebi yerine getirmediği, davacıya 25.04.2018 tarihinde depo sorumluluğu görevinin, 02.05.2018 tarihinde satış temsilciliği görevinin teklif edildiği, her iki teklifin davacı tarafından kabul edilmemesi üzerine de 08.05.2018 tarihinde davacının iş akdi sona erdirilmiştir. Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan 04.03.2018 tarihli raporda, davacıya teklif edilen depo sorumluluğu ve satış temsilciliği görevlerinin yürütmekte olduğu planlamacılık görevinden daha alt bir görev olduğu ve davacının iş koşullarının esaslı biçimde değiştiği tesbit edilmiştir. 4857 Sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca işverenin iş koşullarındaki esaslı değişiklik teklifini işçinin 6 gün içerisinde yazılı olarak kabul etmemesi halinde söz konusu değişiklik işçiyi bağlamaz....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece ikale teklifinin davalıdan geldiği davacının iradesinin fesada uğradığının ispatlanmadığı, kıdem tazminatı haricinde 15.209,84 TL ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Somut uyuşmazlık davacı ile davalı arasında ikale bulunup bulunmadığı, davacının makul yararının karşılanıp karşılanmadığı noktasındadır. Bozma sözleşmesi (ikale) yasalarımızda düzenlenmiş değildir. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Sözleşmenin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem ikale olarak adlandırılır....
C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince, sendika temsilci olmaması nedeni ile buna bağlı taleplerin reddine, davacının iş sözleşmesi, işveren ile işçiler arasındaki iç barışın bozulması ve uyumsuzluğun artmasına sebebiyet verdiği iddiasını ispatlayamadığından, feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. D)İstinaf başvurusu: İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. E)İstinaf Sebepleri: Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının, sendika tarafından sendika temsilciliği görevinden alındığını, davacının sendika kararına karşı işyerindeki işleyişi bozacak şekilde faaliyetlere giriştiğini, bu nedenle işverence yapılan feshin geçerli ve haklı olmasına rağmen davacının kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda; feshin sendikal nedene dayandığını belirtmiştir....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının müdürlük görevinin sona erdiğine dair alınmış bir genel kurul kararı olmadığı, istifa tek taraflı bir işlem olup istifa bildiriminin de davalı şirkete tebliğ edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, istifa tek yanlı bir işlem olup kabulü için ortaklar kurulu kararı gerekmez ise de davacının şirket müdürlüğünden istifa ettiğini davalı tarafa bildirmemiş olmasına ve davacının müdürlükten azledildiğine dair alınmış bir ortaklar kurulu kararı da bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....