C bendinde"sendika kademelerindeki görevliler ile sendika temsilcileri işten çıkarma işlemine tabi tutulmazlar (işyerinin tamamen kapatılması hali hariç)" düzenlemesi mevcuttur. Dava dilekçesinde "davalı her ne kadar işletmenin faaliyetinin durdurulmasına karar vermiş ise de işyerinin halen sosyal güvenlik merkezi kayıtlarında faal göründüğü ve işçi istihdamına devam edildiği, davalının işyerinde halen çalışan istihdamı var ise işyerinin kapanmasından bahsedilemeyeceği ve toplu iş sözleşmesinin yürürlükte olduğu işyeri sendika temsilcisi davacının iş akdinin haklı bir neden olmaksızın feshinin mümkün olmayacağı" ileri sürülmüştür....
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete madencilik alanındaki faaliyetleri nedeniyle 2872 sayılı çevre Kanunu uyarınca verilen para cezası ve faaliyetin durdurulması yolundaki 10.10.2001 günlü 233 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada Mahkemenin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararı ile dava konusu işlemin para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptaline, şirketin faaliyetinin durdurulmasına ilişkin kısmının reddine karar verildiği, davalı idarece sözkonusu işlemdeki faaliyetin durdurulması ifadesinin genel bir ifade olup işletmeye her türlü ekonomik kazanç sağlayan (sevkiyat dahil) bütün faaliyetleri kapsadığı,işletmede yapılacak olan her türlü faaliyetin gerekli tedbirler alınıncaya kadar durdurulduğu yolunda dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır....
nin işçisi olduğu, davacının 3,5 yılı aşkın süredir davalılar nezdinde çalıştığı, fesih sebebi olarak 13.05.2014 tarihli tutanağın gösterildiği, tanıklar tarafından fesih sebebi olarak ayrıca mesai düzensizliğinden de bahsedildiği böylece fesih sebebi ile bağlı olan davalıların fesih sebebini genişlettikleri ancak davalıların feshin geçerli sebebe dayandığını ispat edemedikleri, davacının da sendikal nedenle çıkartıldığını ispat edemediği, sendikal faaliyetinin somutlaştırılmadığı, davacının sendika üyesi olmasından uzun süre sonra iş akdine son verildiği, sendikaya üye sayısının 195 olmasına rağmen İstanbul'da 3 kişinin üyelikten çekildiği, sendikalı olup çalışan kişilerin bulunduğu, hatta tek tük de olsa üyelik başvurularının devam ettiğinin bildirildiği, sendikal faaliyetinin ortaya konulamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne davacının işe iadesine ve sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
C bendinde"sendika kademelerindeki görevliler ile sendika temsilcileri işten çıkarma işlemine tabi tutulmazlar (işyerinin tamamen kapatılması hali hariç)" düzenlemesi mevcuttur. Dava dilekçesinde "davalı her ne kadar işletmenin faaliyetinin durdurulmasına karar vermiş ise de işyerinin halen sosyal güvenlik merkezi kayıtlarında faal göründüğü ve işçi istihdamına devam edildiği, davalının işyerinde halen çalışan istihdamı var ise işyerinin kapanmasından bahsedilemeyeceği ve toplu iş sözleşmesinin yürürlükte olduğu işyeri sendika temsilcisi davacının iş akdinin haklı bir neden olmaksızın feshinin mümkün olmayacağı" ileri sürülmüştür....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirket sahipliğindeki … Tıp Merkezinin fizik tedavi ünitesinin faaliyetinin 30 (otuz) gün süre ile durdurulmasına ilişkin Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir....
durdurulması kararı da verildiği gözetildiğinde, idari para cezasına itiraz hakkında görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde esastan inceleme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Kabahatli hakkında idari para cezası ile birlikte idari yargının görev alanına giren muayenehane faaliyetinin durdurulması kararı da verildiğinin sabit olması karşısında, 5326 sayılı Kanun'un 27/8. maddesi uyarınca muterizin hukuka aykırılık iddialarının karara bağlanması ile görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu anlaşılmakla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden İstanbul Anadolu 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davalılara dava konusu fırından kaynaklanan mevcut rahatsızlıkların giderilmesi konusunda süre verilmesi, rahatsız edici durumların giderilmesinin mümkün olmadığının anlaşılması veya mahkemece verilen süre içinde rahatsızlıkların giderilmemesi durumunda fırının ekmek üretim faaliyetinin durdurulması istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı şirket yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davalı sendikanın faaliyetinin durdurulması davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 14/11/2011 gün ve 2010/9354-2011/11833 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 09/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
MUHALEFET ŞERHİ Dava, sendika yönetim kurulunun 12.06.2013 tarihli 103 sayılı kararının tedbiren durdurulması ve iptaline ilişkindir. Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sendika yönetim kurulunun 12.06.2013 tarihli 103 sayılı ve 05.06.2013 tarihli 95 sayılı kararının tedbiren durdurulması ve iptaline ilişkin ise de öncelikle çözülmesi gereken problem, ihtiyati tedbir kararlarına karşı temyiz yoluyla Yargıtay’a başvurulup başvurulamayacağı hususudur. Bilindiği üzere, 01/10/2011 tarihinden önce yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre ihtiyati tedbir kararlarına karşı temyiz yolu öngörülmeyip bu kararların itiraz yoluna tabi olduğu belirtilmiş, fakat itiraz üzerine verilen kararlara karşı herhangi bir kanun yoluna yer verilmemişti (md.107)....
Derece Koruma Alanı" olarak belirlenmesi üzerine davacı şirkete yeraltı su kaynaklarının kirlenmesini önleyecek bir projenin hazırlanarak DSİ Bölge Müdürlüğü ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne sunulmasının … tarih ve ... sayılı yazı ile istenildiği, davacı şirket tarafından verilen projede anılan idarelerin uygun görüşünün olmadığının anlaşılması üzerine davacıdan belirtilen eksikliklerin giderilmesinin istenildiği, belirtilen eksikliklerin giderilmediğinden bahisle maden ruhsat alanındaki üretim faaliyetinin durdurulması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı idarenin, işyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesinden sonra denetim aşamasına ilişkin, çevre ve insan sağlığına yönelik olumsuz etkilerin gerçekleştiğinin tespit edildiği durumunda yukarıda anılan mevzuat uyarınca faaliyetin durdurulması şeklinde yaptırım uygulanması hususunda yetkilendirildiği açıktır....