Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya sigortalı aracın hangi parçalarından ne oranda amortisman payı ve hurda tenzili yapıldığı belirtilmeden toplam hasar miktarından indirim yapılarak bu rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; araçtaki hangi parçalardan ne oranda amortisman payı ve hurda tenzili yapıldığı hususunda bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesi isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak davacı alacağı hesaplanırken harç ve vergiler alacağa katılmadığından mahkemece bu harcamalarla ilgili belgeleri davacıya ibraz ettirilip gerektiğinde resmi mercilerden de sorularak davacının imalat alacağına katılmalı ve böylece bulunacak toplam alacaktan davacının dava dilekçesinde kabul ettiği 43.000,00 YTL ödemenin tenzili ile kalanına hükmedilmelidir. Mahkemece bu husus üzerinden durulmadan 33.000,00 YTL’nin tenzili ile sonuca varılması doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bend uyarınca kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıların geri verilmesine 28.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, semenin mutlaka para olması gerekmediği, davalının ölünceye kadar murise baktığı, her türlü ihtiyacı ile ilgilendiğini, murisinde bakım karşılığında çekişmeli payı davalıya devrettiği, murisin mal kaçırma amacı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 16.70 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-K A R A R- Dava, satımı yapılan ticari aracın ayıplı olması nedeniyle semenin iadesi istemine ilişkindir. Davalı .... vekili, müvekkilinin satış işleminin tarafı olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, aracın ayıplı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... AŞ. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını ve ayıp ihbar süresinin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, araçtaki arızaların imalat hatasından kaynaklandığı, aracın sürekli kullanımını engellediği, garanti şartlarına göre bedelinin iadesi koşullarının oluştuğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
Semenin başka bir ifadeyle malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya emekte olabileceği kabul edilmelidir. (HGK.nun 29.04.2009 tarih, 2009/1-130 sayılı kararı). Esasen, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifade ile miras bırakanın iradesi önem taşır. Somut olayda, davalı tarafından uzun yıllar muris ve eşine bakıldığı tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığına göre, karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK.'nun 440.maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davacılardan usulün 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 203.00.-'er TL para cezası ile 41.00....
Mahkemece, semenin mutlaka para olması gerekmediği, mirasbırakanın kendisine bakan, her türlü ihtiyacı ile ilgilenen davalıya minnet karşılığı payını devrettiği, mal kaçırma amacı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 25.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 05/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının ayıp ve garanti savunması yapması karşısında davacıya bir kısım semenin ödenmediğini kabul ettiği, bu savunmadan sonra peşin ödeme savunmasına dönülemeyeceği, davalı alıcının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı, satılanı ayıbı ile birlikte kabul ettiği, davalının 10.000 TL bakiye alacağı ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, alacak likit olduğundan 2.000 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 08/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, çek bir ödeme aracı olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, aslolan peşin satışta mal ve semenin aynı anda verildiği yönünde yasal karine mevcut olduğu, bu bağlamda ispat yükü üzerinde olan davacının iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İdare Mahkemesince, dava açma tarihi itibarıyla davacı emekli olmuş ise de, uyuşmazlığın, davacının rütbe tenzili ile ilgili olduğu ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 33/3. maddesi kapsamında bulunduğu dikkate alındığında, maddede belirtilen "ilgilinin görevli bulunduğu yer" ibaresinden emekli olmadan önceki "son görev yapılan yerin" anlaşılması gerektiği sonucuna varılmakta olup; bu itibarla uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, emekli olmadan önceki son görev yaptığı yer olan Ağrı ilinin idari yargı yönünden bağlı olduğu Erzurum İdare Mahkemesi yetkili olduğu yolunda verilen 05/10/2022 günlü, E:2022/1047, K:2022/199 sayılı karar ile Erzurum 1....
Davalı vekili, aşamalardaki beyanlarında da enkaz kaldırma teminat bedelinden, tenzili muafiyet yapılmadığını belirtmiştir. O halde; Hakem Heyetince % 2 muafiyet tenzili uygulanmadan, enkaz kaldırma bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir....