Yapılması gereken iş, hükme esas raporu veren bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla davacı iş sahibinin sözleşmede kararlaştırılan ve kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olması halinde tesisin ayıpsız olarak çalışıp çalışmayacağı eserin sözleşme ve eklerine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak ve ayıplı yapılıp yapılmadığı, ayıplı yapılmış ise, BK’nın 360/I. maddesi hükmünce kabule icbar edilemeyecek derecede olup olmadığı ve aynı maddenin II. fıkrasına göre bedel tenzili gerekip gerekmediği ile tenzili gereken bedel ve ayıpların giderilmesi masrafları tesbit ettirilip değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması olmalıdır. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak ayıpta kusur incelemesi yapan rapora itibar edilerek eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir....
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 55. maddesi gereğince rücu edilmesi mümkün olan peşin değerli gelirin tazminat alacağından tenzili, kanunun emredici hükmü gereği olduğundan, maddi tazminat alacağının tespitinde davacıya Kurumca bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısmının 08.04.2015 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda tespit edilen 51.737,52 TL tutarındaki zarardan tenzili gerekirken tenzilat yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, Kurum'dan davacıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin sorularak davacının maddi zararını yukarda belirtildiği şekilde hesaplamak ve incelemeye esas hükmü davacı tarafın temyiz etmemesi nedeniyle kazanılmış haklar gözönünde bulundurularak sonuca gitmektir. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
ile poliçe özel şartları uyarınca tespit edilecek muafiyet tenzili yapılması gerektiğini, ayrıca faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu savunarak, haksız ve mesnetsiz başvurunun reddini istemiştir....
"denildiği buna göre yeni parça kullanılması nedeniyle eskime tenzili uygulanamayacağı, eksper tarafından hasar hesaplamasına esas alınan onarım bedelleri ile sigorta değeri tutarının kadrimaruf bulunduğu ,GŞ ın 4.maddesi uyarınca sigorta bedelinin yeni ikame değerine eşit olması öngörüldüğünden sigortalı eğer makinenin sigorta bedelini ,makinenin yeni ikame değerine yükseltmemiş ise eksik sigorta uygulaması ile karşılaşacağını faturada belirtilen hasar tutarından indirim yapılmasının genel şartlara uygun bulunmadığı, eksik sigorta mevcut olduğundan hasar tutarının 20.324,54-TL olduğu yolunda kanaat bildirmiştir.Görüldüğü üzere ;eksper ve bilirkişi kurulu ;hasar tutarı ,sigorta değerine göre eksik sigorta bulunduğu ve muafiyet tenzili konusunda mutabık ise de eksper raporunda %60 oranında eskime tenzili yapıldığından hasar tutarları arasında farklılık meydana gelmiştir.Ancak ;MKGŞ nda bazı genel şartlarda olduğu gibi nitelik, teknoloji ve randıman farkının gözetilmesi ve tenzili söz...
Mahkemece, davalıların miras bırakana bakıp gözettikleri, onun için masraf yaptıkları, semenin mutlaka para olmasının gerekmediği, muris muvazaası iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 28.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, satım konusu aracın tam zaptı nedeniyle sözleşmenin kendiliğinden ortadan kalktığı, semenin ve masrafların iadesi ile semerelerin bundan mahsubu gerektiği, davalı ...'nın ''işlerde kolaylık olması için satışın ... üzerine yapıldığı''nı ifade ettiği gerekçesiyle, 4.646,20 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılardan ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının ihtar tarihinden önce makinalardaki ayıbı davalıya ihbar etmediği, 13.08.2003 tarihli ihtarda makinaların değiştirilmesini istediği, ancak daha sonra 27.10.2003 tarihli telgraf ihbarı ile bu talebini değiştirerek makinaların onarımını ve bu onarımın 36 saat içinde yapılmasını, aksi takdirde onarımın kendisi tarafından yaptırılacağını belirttiği, bu suretle tercihini makinaların tamiri yönünde kullandığı mahkemenin de semenin indirilmesi şeklinde hüküm kurduğu anlaşılmıştır. Olayın açıklanan oluş biçimi, Dairemizin bozma kararı ve 13.08.2003 tarihli ihtarın 27.10.2003 tarihli ihbar ile değiştirildiği gözetilerek ihbar tarihinden önce davacının davalıya bildirimde bulunmayarak, bu tarihten önceki zarara kendisinin sebebiyet verdiğinin kabulü gerekir....
nın 2483 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümünü mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ikinci eşinden olma davalı kızına satış suretiyle temlik ettiğini, davalının eşinden boşanarak iki çocuğuyla mirasbırakan ile birlikte yaşadığını, mirasbırakanın birçok malının bulunduğunu ve ikinci eşinden olma çocuklarına mal kaçırdığını ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile miraspayı oranında adına tescilini istemiştir.Davalı, mirasbırakanın davacı evlenirken eski evini tamir ederek davacıya verdiğini, semenin hizmet veya emek olabileceğini, gerçek değer ile akitte gösterilen bedel arasındaki farkın tek başına muvazaanın ispatı olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, mirasbırakanın gerçek amaç ve iradesinin mirasçılarından mal kaçırmak olmadığı, 2. eşinden olan çocukları ve 2. eşi ile birlikte çalışarak yaptıkları evi onların emeği ve kendisine ölünceye kadar bakmaları karşılığında devrettiği, diğer tüm malların halen murisin üzerinde olduğu gerekçesiyle...
KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin 120.45 m2 taahhüt edildiği halde 116.23 m2 olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek, satış bedelinin tenzili ile 40.000 doların tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin taahhüt edilenden daha küçük olduğunu belirterek satış bedelinin tenzili talepli bu davayı açmıştır. Mahkemenin ilk kararında davanın reddine hükmedilmiş olup, bu karar Dairemizce bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak Dairemizin bozma kararında mevcut eksikliğin projeye göre maliyet bedeline hükmedilmesi gerektiği belirtildiği halde bilirkişi tarafından buna uygun bir hesaplama yapılmamıştır....
Bu durumda mahkemece toplam alacaktan 600.000.000 TL’nin tenzili ile 14.986.583.666 TL’ye hükmedilmesi gerekirken 500.000.000 TL’nin tenzili suretiyle bozma ilâmına aykırı sonuca varılması doğru görülmemiş ve kararın bu sebeple bozulması gerekir ise de düşülen bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden HUMK.438/VII.maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent uyarınca kabulü ile kararın hüküm fıkrasının (B) bendinde ikinci satırında bulunan “… 15.086.583.666 …” rakamının karar metninden çıkartılarak yerine “… 14.986.583,666 …” sayısının yazılmasına kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.738,30 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....