Babalığın mahkemece hükmen tespiti davası için, çocuğun nüfusa tescil edilmiş olması ön şart değildir. Çünkü, çocuğun nüfus siciline kaydedilmiş olması, Türk Medeni Kanununun 285. maddesinde yer alan babalık karinesinin sıhhati için kurucu bir unsur değildir. Dolayısıyla çocuğun nüfus siciline kaydedilmemiş olması, TMK'nun 301.maddesi kapsamında babalık davasının görülmesine ve araştırılmasına engel teşkil etmez. Çocuğun nüfusa tescili yönünden ise, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, haklarında ölüm araştırması mevcut kişilerin ölüm araştırmasının yapılması ve ilgililerin ölüm kaydının nüfusa işlenmesi de idari işlem niteliğindedir. Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile dava dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve dosyaya sunulan doğum raporuna göre; dava dışı ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen kişinin ölüm tarihinin tespiti ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen 1880 doğumlu ....'nin 1921 den evvel bekar öldüğünün tespiti ile ölümün nüfusa tescilini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ......... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.10.2010 gün ve 947/402 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı, dava konusu 346 parsel sayılı taşınmazın 16/288 payını ...'dan diğer 16/288 payı ise ......'dan satın aldığını, taşınmazın üzerindeki zilyetliğini 40 yılı aşkın zamandan beri sürdürdüğünü açıklayarak davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 32/288 payın adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
in ölümünden sonra mirasçıların murislerini Bağ-Kur'a tescil ettirilmesini sağlayan Mahrukatçılar Derneği kaydının gerçek dışı olduğu Kurum müfettişi raporu ile belirlendiği, murisin bağımsız çalışmasının 20.04.1982-31.12.1982 tarihleri dışında mevcut olmadığı, davalı sağ eşin bu durumu bildiği halde ölüm aylığı aldığı ve bu sebeple iyi niyetli kabul edilemeyeceği dosya kapsamıyla anlaşıldığından ve Kurum müfettişi raporunun aksi sabit olmadığı gözetilerek, Kurumun açtığı istirdat davasının davalı mirasçı yönünden kabulü gerekirken yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. b)Esnaf ve Sanatkarlar Odası eski genel sekreteri olduğu iddia edilen diğer davalı Ali Tarhan hakkında sahtecilik yaptığına ilişkin kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığına göre, Bağ-Kur'un Ali Tarhan aleyhine açtığı davanın reddi doğrudur....
'nin ölümünün tespiti ile nüfus kayıtlarından terkini istenilmiş; mahkemece, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 38.maddesi uyarınca nüfus kayıtlarına hatalı veya eksik olarak tescil edilen veya hiç yazılmayan bilgilerin maddi hata kapsamında değerlendirilerek nüfus müdürlüğünce düzeltileceği ve idari işlem niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36.maddesinde, ilgililerin nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahip oldukları; 38.maddesinde ise nüfus kayıtlarındaki maddi hataların ancak dayanak belgesinde bulunduğu halde kütüklere hatalı veya eksik olarak tescil edilen, hiç yazılmayan veya mükerrer kayıtlarla ilgili olanların nüfus idaresince düzeltilmesinin veya tamamlanmasının mümkün olduğu; 35.maddesinde de, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydının düzeltilemeyeceği kayıtların anlamı ile taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhlerin konulamayacağı hükme...
in aynı kişiler olduğu hususunun tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi isteğiyle eldeki davanın açıldığı, iddianın içeriği ve davanın niteliği gereği davada DNA incelemesi yapılması gerektiği, ilk bozma ilamında da ... ve ...'nin aynı anneden gelen kardeşler olduğunun tespiti açısından DNA testi yaptırılması gerektiğinin vurgulandığı, ne var ki davacı tarafın verilen süreye rağmen ... ve ...'nin mezar yerini bildirmediği, ikinci bozma ilamında belirtilen ... anne baba ve çocuklarının tespiti ile ...'in nüfus kaydına ulaşılması için araştırma yapıldığı, davacının babasının diğer kardeşlerinin nüfus kayıtlarının alındığı, ...'in nüfus kaydına ulaşılması adına Hacılar Nüfus Müdürlüğünden adı ... olan tüm vatandaşların nüfus kayıtları istenilmiş ancak davacının tarif ettiği şekilde bir ... ismine ulaşılamadığı, tanıkların ...'i tanımadığı ve ...'in anne babasını bilmedikleri, davacı vekilinin duruşmada tüm tanıkların ifadesinin aynı olduğunu beyan ettiği, ...'...
Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, "...davanın, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu, Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Ölü olduğunun tespiti ve buna göre nüfus kaydının düzeltilmesi davaları şahıs varlığına ilişkin davalardandır. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ve şahısvarlığına ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı düzenlenmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki evliliğin iptali davasının muris ... ölmeden önce açıldığı, ...'un ölüm tarihinin dava tarihi sonrası olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.10.1994 tarihli kararında belirtildiği üzere; mirasın ölüm ile açılması halinde evlenme ile kazanılan haklar arasında değerlendirme yapılması ve hüsnüniyet kuralına bağlanmasının düşünülemeyeceği ve butlan nedeniyle evlenmenin iptali kararından önce ölüm nedeniyle evlilik sona ermiş olduğunda sağ kalan eşin iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın mirasçı olacağı, yargılama sırasında aşamalarda alınan bilirkişi raporları ve yerleşik Yargıtay içtihatları da nazara alındığında her ne kadar kök muris ... ile ... arasındaki evliliğin ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından iptaline karar verilmiş ise de, kök muris ...'in ölüm tarihinde ... ile evliliği devam etmekte olup, muris ...'in ölümü ile evliliğin sona erdiği ve murisin ölüm tarihinde sağ kalan eş olan ...'...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 118 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tamamı 3 pay kabul edilmek suretiyle eşit paylarla davacılar ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmazın davacıların kök murisi ...'dan kaldığı ve taksime tabi tutulmadığı iddiası ile tapu kaydının iptali ve tüm mirasçılar adına tescili istemiyle açılmış olup, ölüm tarihine göre, muris ... 'ın terekesinin, TMK'nın 701. maddesi gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, birlikte yapılması zorunlu olup, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan kişi ya da kişilere karşı açılacak tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ... ve ...'in anne ve babasının nüfus kaydı ile ...'in ölüm kaydının iptali ile ölüm tarihinin düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde ... ve ...'in ... ile ... olan baba ve anne kaydının ... ve ... olarak düzeltilmesi, birleşen 2013/4 Esas sayılı davada ...'in ölüm kaydının iptaline karar verilmesi, yine birleşen 2012/336 Esas sayılı davada ise Bilal Güzel'in ölüm tarihinin düzeltilmesi istenilmiş; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... ve ...'in anne kaydının istem gibi düzeltilmesine, baba yönünden kaydın düzeltilmesi istemine ait davanın tefrikine, ...'...