Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun 106. maddesine göre taşınmazlarda satış isteme süresi iki yıldır. 08.12.2010 tarihinde haciz konulan taşınmaza ilişkin 20.03.2012 tarihinde satış talep edildiği, 14.05.2012 tarihinde satış talebinin geri alındığı, satış talebinin geri alınmasından sonra ise 20.03.2013 tarihinde tekrar satış talep edildiği anlaşılmaktadır. 08.12.2010-20.03.2012 tarihleri arasında geçen süre ile 14.05.2012-20.03.2013 tarihleri arasında geçen sürelerin toplamı dikkate alındığında, 20.03.2013 tarihinde yapılan satış talebinin haciz tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İİK'nun 106. maddesinde öngörülen yasal 2 yıllık süreden sonra olduğu ve haczin süresinde satış istenilmemesi nedeniyle kalkmış olduğu anlaşıldığından borçlunun şikayetinin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    toplam satış bedelinin 105.000,00 TL olduğunu savunmuştur....

      Satış ilanında satışa konu taşınmaz hakkında gerekli bilgilerin ve taşınmazın özelliklerinin yer almadığına dair şikayet, satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Satış ilanında KDV oranının yüksek belirlenmesine dair şikayet, satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. İİK’nun 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, (ihalenin Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı),(satış ilanı tebliğ edilmemiş olması),(satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir....

      İstinaf Sebepleri Davacı vekili, satış vaadi sözleşmesinde davalının sözleşmede yazılı vadede borcunu ödememekle temerrüde düştüğünü, yerel mahkemece satış vaadine konu taşınmazın davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiğinin gözden kaçırıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile satış vaadi sözleşmesinin feshinin tespitine, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapu kaydında davalı lehine yer alan satış vaadi şerhinin terkinine ve davalının taşınmaza vaki müdahalesinin men'ine karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. C....

        olup, 11.04.2011 tarihinde tapuda resmi satışın yapıldığı, aynı tarihte gayrimenkul satış protokolünün düzenlendiği, satış bedelinin resmi satış senedinde 115.000,00 TL olduğu sabit olup, uyuşmazlık konusu değildir....

          CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; Satış ilanının iflas idaresine tebliğinin yeterli olmasına rağmen davacı şirketin ... adresine 05.09.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, iflas idaresine de satış ilanının 06.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, satış ilanında taşınmaza ilişkin gerekli bilgilerin yer aldığını, taşınmazın aynından doğan vergi borcunun olup olmadığının satıştan sonra İcra Müdürlüğünce karara bağlanacağını, satış ilanınının elektronik ortamda ve gazetede yayımlandığını, satış ilanının satıştan bir ay önce Çukurova Belediyesi Mezat Salonu Divanhanesinde ilan edildiğini, satış ilanının tüm ilgililere tebliğ edildiğini iddia ederek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

            Satış öncesi işlemlere satış ilanının tebliği ile haberdar olan ilgili tarafından bu nedene dayalı olarak süresi içerisinde şikayette bulunulmadığı takdirde bu nedene dayalı olarak ihalenin feshi talebinde bulunması mümkün değildir. Dava konusu taşınmaz için icra emrinin tebliğinden sonra, 25.04.2019 tarihinde satış talebinde bulunulduğu ve icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık sürede 01.08.2019 tarihinde taşınmazın ihalesinin yapıldığı sonrasında ihalenin feshine karar verildiği, icra emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunulduğu ve satış masrafının yatırıldığı anlaşılmıştır....

            e 20.09.2001 tarihinde satış vekaleti verilmiş olup Gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi bu vekaletin verildiği tarihten 4 yıl sonra 25.11.2005 tarihinde yapılmıştır. Satış bedelinin vekalet verenlere ödendiğine ilişkin her iki dava dosyasında da delil yoktur. Düzenleme şeklinde gayrımenkul satış sözleşmesini vekaleten imzalayan ... ile işbu davanın davacısı ve eşi olan ... eylem birliği içinde olup bunun aksi ispat edilememiştir. Gayrimenkul Satış sözleşmesinde satış değeri 3.000,00 TL olarak belirlenmiştir. 2011/786 esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda satış tarihi itibariyle satışa konu yerin değerinin 14.100,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Yani taşınmaz değerinin çok altında bir fiyata satılmış olup ... daha fazla bedelle satın aldığına dair bir iddiada bulunmamıştır....

              kayden malik olup bu davalı satış vaadinde bulunmadığından ayırca davacı tarafından sözleşmedeki hakları müdahil ...ile dava dışı ....’e haricen satıldığından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı davanın reddine, müdahil ...mülkiyet haklarını ... bıraktığını bildirdiğinden açtığı davanın ... terkine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dayanılan 20.05.1985 günlü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiştir. Sözleşmenin satış vaadinde bulunan tarafı ... ...,..., ... ... ve ...’dır vaad alacaklılarının ise davacı ... ile dava dışı ... ve ...olduğu görülmektedir. Davacı hasım olarak satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunanların tümünü göstermiştir. Gerçekten davalılardan ... ...’ın davacıya satış vaadi sözleşmesine dayalı yerine getirmesi gereken bir borcu bulunmadığından davalılardan ... ... aleyhine açılan davanın husumet noktasından reddi gerekmektedir....

                Taraflar arasında düzenlene 15.05.1971 tarihli satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunanlar tarafından gayrimenkulün satış vaadi alacaklısına teslim edildiği belirtildiğinden ayrıca satış vaadinde bulunanlar satış vaadi sözleşmesinde “…tapunun 149 pafta, 1039 ada, 24 parsel numarasında kayıtlı arsanın 2/6000 hissesine tekabül eden 39 no’lu mağazamızı satmayı vaat ettik” şeklinde beyanda bulunduklarından ve kat mülkiyetine esas teşkil eden yönetim planı ve eklerindeki sözleşmenin düzenlendiği tarihteki mülkiyet durumunu gösteren belgelere göre de davalının murisleri Yervant Kaplanyanoğlu ile ...’nun 34 bağımsız bölüm no’lu mağazada 2/12000’er pay sahibi oldukları, 39 bağımsız bölüm no’lu mağazanın ise dava dışı ... ve ... isimli kişiler adına kayıtlı bulunduğu, kat irtifakı kurulduğunda pay durumuna göre satış vaadine konu mağazanın 1039 ada 24 sayılı parseldeki 34 no'lu bağımsız bölüm olarak 05.07.2006 tarihinde davalı ... kızı ... adına intikalen tescil edildiği anlaşıldığından...

                  UYAP Entegrasyonu