Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İkinci açık artırmada sürülen en yüksek pey İİK’nın 129. maddesinin 1. fıkrasındaki şartları karşılamazsa veya alıcı çıkmazsa İİK’nın 129. maddesinin 3. fıkrasına göre satış talebi düşer. Bunun üzerine, taşınmazın tekrar satışa çıkarılabilmesi için alacaklının yeniden satış talebinde bulunması ve bütün satış işlemlerinin yeni baştan tekrarlanması gerekir (Kuru, s. 673, 675). 18. Satış talebinin düşmesi ile geçerli bir satış talebi kalmayacağından, satış isteme süresinin durması ve yeniden işlemeye başlaması söz konusu olamaz. Bu nedenle satış talebinin düşmesinden itibaren yeni bir süre işlemeye başlar, dolayısıyla İİK’nın 150/e maddesinde belirtilen iki yıllık sürede alacaklının yeniden satış talep etmesi zorunludur. Anılan maddeye göre, belirlenen süreler içinde satış talep edilmez veya satış talebinin geri alınması hâlinde aynı sürede yenilenmez ise takip düşer....

    Madenlerden alınan Devlet hakkına esas olan emsal ocak başı satış fiyatı, bölgeler de dikkate alınarak her madene ait ayrı ayrı ve uygulandığı yıl için belirlenerek Genel Müdürlükçe ilan edilir. Ocak başı satış fiyatı, ilan edilen emsal fiyattan daha düşük olamaz. a) Ocak başı satış fiyatı, madenlerin fiyatını belirleyen özellikler ve şartlar dikkate alınarak Genel Müdürlükçe belirlenir. Ocak başı satış fiyatının genel olarak tespit edilemediği durumlarda, madenin mineralojik özellikleri, bulunduğu bölge, işletme ve zenginleştirme yöntemleri ve sahaya özgü şartlar dikkate alınarak ocak başı satış fiyatı, maden ruhsat sahası bazında da belirlenir. b) Konsantre ürünlerin ocak başı satış fiyatı belirlenirken; ilgili borsalar, ihracatçı birlikleri veya uluslararası piyasalarda oluşan fiyat baz alınır....

      ye ait mahcuz taşınmazların satış işlemlerinin gerçekleştirilmesi için 31.07.2019 tarihinde satış kararı verildiğini, bu satış kararının İstanbul 10. İcra Dairesinin 2017/2626 Esas sayılı icra dosyasının 05.07.2019 tarihli satış kararına istinaden verildiğini ve esas dairece verilen satış kararının 5 nolu bendinde satış işlemlerinin tamamıyla talimat icra dairesinin yetkisinde olacağına da karar verildiğini, Yargıtay HGK.nun 13.2.2002 T. 2002/12- 44 E. 2002/74 K. sayılı içtihadında: "kıymet takdiri raporunun hazırlanması, bunun ilgililere tebliği, İİK.'...

      Aracın noter vasıtasıyla satış tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre, 06/06/2008 tarih ve 26898 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanıp 01/08/2008'de yürürlüğe giren 04/06/2008 tarih ve 5766 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle değişik 2918 sayılı Kanun'un 20. maddesinin “ d) Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi borcu bulunmadığının tespit edilmesi halinde araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak trafik tescil şube veya bürolarındaki ilgili memurlar tarafından siciline işlenmek suretiyle yapılır. Trafik tescil şube veya büroları tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir. ....Satış üzerine trafik tescil şube veya bürolarında alıcı adına tescil belgesi veya geçici tescil belgesi düzenlenir....

        Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle amaçlanan ileride bir taşınmazın satış işlemlerinin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        - K A R A R - Şikayetçiler vekili, şikayet olunan tarafın haczinin daha önce olduğunu ancak satış istemesine rağmen satış avansını az yatırdığını bu nedenle usulüne uygun satış talebinde bulunulmadığını ileri sürerek haczin düştüğünü ve müvekkillerinin hazcinin ilk sıraya alınmasını talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, borçlunun taşınmazlarına haciz koyduklarını ve süresinde satış isteyerek satış avansı yatırdıklarını, icra müdürlüğü tarafından eksiklikler tamamlandığında satış hususunda karar verilmesine karar verildiğini, bir taşınmazın satıldığını ve intikal eden tutarın dosya borcunu karşılamaması nedeniyle tüm tutarın müvekkiline ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

          Davada dayanılan satış vaadi sözleşmeleri yasanın öngördüğü biçim koşuluna uyularak düzenlenmiştir. Burada belirtilmelidir ki, satış vaadi sözleşmesinin Borçlar Kanununun 162. vd maddelerinden yararlanılarak alacağın temliki suretiyle satış vaadi alacaklısı tarafından üçüncü bir kişiye temliki olanaklıdır. Bu şekilde bir temlik varsa yeni satış vaadi alacaklısı, alacağı gerçek alacaklıdan temlik alan kişidir. Dolayısıyla, davacılardan ...’un davalı ...’ın dava dışı ...’e yaptığı satış vaadi sözleşmesine dayanarak istemde bulunması mümkündür. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

            Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu'na yazılan müzekkereye cevap verilmiş, yakın tarihte satışı yapılan emsal dosyaların masraf belgeleri dosya arasına alınmış, söz konusu belgelerin incelenmesinde; 2019/10 satış sayılı dosyada 3 adet taşınmazın satışının talep edildiği ve sadece Basın İlan Kurumu masrafının 11.812,98- TL. olduğu, yine 2018/8 satış sayılı dosyada 2 adet taşınmazın satışının talep edildiği ve sadece Basın İlan Kurumu masrafının 8.208,08- TL. olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu satış dosyasında 4 adet taşınmazın bulunduğu, tebligat,keşif ve bilirkişi ücretleri de dikkate alındığında Gaziantep 3.Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu tarafından belirlenen 15.000- TL.sı meblağın makul olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir....

            Şikayet olunan vekili, müvekkilinin alacağına istinaden 11.02.2005 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığını, 20.05.2005 tarihinde haczin kesinleştiğini, 2 yıllık satış isteme süresi içerisinde satış talep edilerek 19.01.2007 tarihinde satış avansının yatırıldığını, 09.05.2007 tarihinde de ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, satış talebinin o tarihte yürürlükte olan yasaya uygun olduğunu, satış avansının yatırılması ile ilgili 02.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa ile yapılan değişiklikte bir düzenleme olmadığını, satış kararının da icra müdürlüğünce verilmediğini, İİK'nın 121. maddesi gereği icra mahkemesinden alınan ortaklığın giderilmesi davası açma yetkisine istinaden ... 13. Sulh Hukuk Mahkemesi' nde açılan dava sonucu satış kararı verildiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....

              Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın mümkünse aynen taksim, değilse satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, ortaklığın mümkünse aynen taksim, değilse dava konusu taşınmazdaki muhdesatların davalıya ait olduğu gözetilerek satış suretiyle giderilmesini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu