Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, bilirkişi raporundaki ödemeleri inkar etmemiş; ancak, yapılan ödemelerin satış vaadi sözleşmesine konu bedelin iadesi için yapılmadığını, davacının bu ödemeleri ortağı ve aynı zamanda oğlu olan ...’in davalı aleyhine başlattığı ... . İcra Müdürlüğünün 2013/44553 Esas sayılı dosyasına mahsuben yaptığını belirtmiştir. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin sonradan ortadan kaldırıldığının ve bedelinin davalı tarafından, davacıya iade edildiği savunmalarının ispat edilemediğini gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinin, taraflarca ortadan kaldırıldığı savunması sözleşmenin yapıldığı usule göre ispatlanabilmiş değildir. Ancak, davalı taraf satış bedelinin banka dekontlarıyla iade edildiğini savunmuş ve davacıya 20.850.TL ödemede bulunduğunu ispat etmiştir. Davalı, davacının banka hesabına ödemelerde bulunduğunu ispat etmiş, davacı da yapılan bu ödemeleri kabul etmek durumunda kalmıştır....

    Dosya içerisindeki 28.12.1989 tarihli mirasçılık belgesine göre tüm mirasçıların satış vaadinde bulunmaları nedeniyle ifa olanağı da mevcuttur. Satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra bir kısım mirasçıların öldükleri anlaşıldığından mahkemece öncelikle bunların alt soyu olan mirasçılarını gösteren mirasçılık belgesi temin edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Satış vaadinde bulunan kişiler tarafından tapuda adlarına kayıtlı olmayan taşınmazlar da satış vaadine konu edilebilir ise de satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tescil davası açıldığı tarihte satış vaadine konu taşınmazların davalıların murisi veya davalıların bizzat kendi adına kayıtlı olması gerektiğinden taraf teşkilinde bu hususun da gözetilmesi gerekir. Bu itibarla mahkemece satış vaadine konu taşınmazların son mülkiyet durumunu gösterir tapu kayıtları getirtilerek taraf teşkili tam olarak sağlandıktan sonra işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmelidir....

      Hukuk Dairesi'nin 2017/3627 esas, 2017/7555 karar sayılı ilamı) Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür. Satış vaat eden devir sırasında taşınmaza malik değilse ve sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa edemezse Borçlar Kanununun ifa imkansızlığı ve borca aykırılık hükümleri gereği tazminata mahkum edilir. (Bknz. Yargıtay 14....

      Satış vaadi sözleşmelerine bir ayni hak olarak tapu siciline kayıtlı taşınmazlar ile kat mülkiyeti kütüğünde bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmazlar ve henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde mevcut zabıt defteri veya kayıt defterinde kayıtlı eski tapulu taşınmazlar konu olabilir. (İzzet Karataş, Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ve Yüklenicinin Temliki(Devir) İşleminden Kaynaklanan Uyuşmazlıklar, Ankara 2021, sf. 97 vd). Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de satış vaadi borçlusunun tapulu taşınmazın maliki olması gerekmez. Taşınmazın tapuda bir üçüncü kişi adına kayıtlı olması sözleşmenin geçerliliğine etkili değildir. Zira taşınmaz satış vaadi sözleşmesi borç doğuran akit olduğundan borç altına girenin malik olması koşulunu aramaya gerek yoktur....

      Taşınmaz üzerindeki orman şerhi nedeniyle taşınmazın satış vaadi sözleşmesine konu olamayacağını ve İmar Kanunu'nun 18/son maddesi gereğince satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, 2. Davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, 3. Satış vaadi sözleşmesinin bedelinin ödenmediğini, 4. Müvekkilinin gönderdiği ihtarnameye rağmen davacının müdahalesine son vermediğini, 5. Davaya konu edilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin vaad borçlusu taşınmaz maliki olmadığından fiilen ve ayrıca kanuna aykırı bir sözleşme akdedilmiş olması nedeniyle hukuken de ifa imkânsızlığının bulunduğunu belirterek doğru olmayan kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2....

        Noterliğinin 21.07.1973 tarihli ve 6722 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ile murisleri ...'e satmayı vaad ettiği halde davalıların taşınmazdaki paylarını muvazaalı olarak devrettiklerini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı olan tapunun iptali ve adlarına tescilini, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin tazminini istemiştir. Davalı ..., taşınmazı iyiniyetle satın aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir Davalılar ..., ..., ...,..., ... ve ... taşınmazdaki hisselerinin satış vaadi sözleşmesi ile sattıklarını ve bedelini aldıklarını satış vaadi sözleşmesine göre karar verilmesini talep etmişlerdir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir....

          a satılan taşınmazlardan 200 M2'lik kısmını ...dan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, taşınmazın 2012/163-5334 davalılar tarafından tapudan dava dışı... Elektrik Üretim A.Ş'ye satıldığından bahisle satış bedelinin faizi ile tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalılar davanın reddini dilemiş, Mahkemece, satış vaadi sözleşmesi ile temlik edilen; taşınmazın mülkiyetinin geçirimini talep hakkıdır. Satış vaadi sözleşmesinde, sözleşmenin ihlali halinde taşınmazın bedeline yahut tazminine ilişkin hakkın da temlik edildiğine dair bir hüküm yer almayıp, alacağın temlikinde belirli, muayyen bir hakkın temliki bahis konusudur. Alacağın temliki (BK m. 162-172) yoluyla borç ilişkisinin devri mümkün değildir.Bu şekilde,davacı, satış vaadine ilişkin sözleşmeden doğan hakkını akidine ileri sürebilir....

            Dava, satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ve 89. hükmü gereğince tapu sicil müdürlüklerinde ve noterlerde düzenlenme şeklinde yapılabilir. Biçimine uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmelerinin tapu kütüğüne şerhi ise Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh edilebilir. Ayrıca, bu hususta Tapu Kanununun 26. maddesinde de hüküm vardır. Gerek Medeni Kanununun düzenlenmesi gerekse anılan 26. madde uyarınca biçimine uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesinin varlığı yeterli olup sözleşmede sözleşmenin tapuya şerh edileceğine dair bir hükme yer verilmesi gerekmez. Tapu Sicil Müdürlüğüne ibrazı ve taraflardan birinin yazılı istemi yeterlidir. Demek oluyor ki, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin hükmen tapuya şerhine ilişkin dava açmak gerekmez....

              Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil ve intifa hakkının tapuya yazılması isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptal ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi mümkündür....

                Somut olaya gelince; davacılar murisleri... 5.11.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’den ......

                  UYAP Entegrasyonu