Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki bilgi ve belgelere; süresinde satış istenmemesi halinde haczin düşecek olmasına, taşınırlar bakımından satış süresinin 6 ay olmasına, satış talebinin geri alınması halinde haciz tarihinden itibaren kalan satış isteme süresinde yeniden satış isteminde bulunulmasının gerekmesine (Yargıtay 12.HD 2017/2250 E, 2018/1541 K), bu sürede satış istenmediği takdirde haczin düşecek olmasına ve haczin düşmesi halinde ihalenin yapılamayacak olmasına (Yargıtay 12.HD 2021/8386 E, 2021/9906 K), somut olayda süresinde satış istendiği halde, satış talebinin geri alınıp kalan süre içinde yeniden satış talep edilmemiş olmasına göre ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık görülmediği anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının Trabzon 1....

Tüketici Mahkemesi'nin 2021/155 Esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını, istinaf incelemesi neticesinde icra satış işlemlerinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir....

Mahkemece, davacının tespit talebinin kabulü ile, taraflar arasındaki Fethiye 2. Noterliği'nin 03/04/2000 tarih ve 05220 yevmiye nolu satış vaadinin temliki sözleşmesinin borç paranın teminatı olarak yapıldığının tespitine, davacı tarafın sözleşmenin iptaline yönelik talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki davada, murisi ile davalı arasındaki 03/04/2000 tarihli Satış Vaadinin Temliki Sözleşmesi'nin zamanaşımı, taraf muvaazası, gerçek amacın taşınmaz satışı olmayıp bir borcun teminatı olarak yapıldığının tespiti ile sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiş; mahkeme ise davacının tespit talebinin kabulü ile, satış vaadinin temliki sözleşmesinin borç paranın teminatı olarak yapıldığının tespitine, ancak davacı tarafın sözleşmenin iptaline yönelik talebinin reddine, karar vermiştir....

    KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine; Mahkemenin 2007/218 Esas, 2010/369 Karar sayılı dosyasında verilen (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2013/21385 Esas, 2014/565 Karar sayılı ilamıyla 20.01.2014 tarihinde onanan) harici satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddi ancak harici satım bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında ödenmesine dair kabul kararıyla harici satım bedeli ilama bağlandığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.360,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4.080,21 TL'nin peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4.080,21...

      'e Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmeliğe uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkemenin 28.11.2013 tarihli 2012/1210 Esas, 2013/1265 Karar sayılı temyiz talebinin reddine dair ek kararının kaldırılmasına karar verildi. İşin esasının incelenmesine geçildi. 2- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ...'in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 3- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir....

        Somut olayda, dava konusu edilen ve satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenen taşınmazların bir kısmının üzerinde 26.04.2013 tarihinde intifa hakkı kurulmuştur. Türk Medeni Kanununun 700. maddesine göre satış yolu ile paylaşmada intifa hakkının buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinden devamına şeklinde hüküm kurulması gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 305. maddesi gereğince, bu hususta açıklama yapılarak ek karar verilmesi gerekirken talebin reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile ek kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 23.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          İcra Müdürlüğünün 2007/1364 sayılı dosyası üzerinden hazırlanan derece kararında satış bedelinin şikayet edilene ait dosya alacağı ile müvekkili vergi dairesi arasında paylaştırıldığını, haczedilen taşınmazın iki yıl içerisinde satışının istenmesi ve satış masraflarının yatırılması geretiğini, ilgili dosyada bir kısım satış avansları yatırılmışsa da bunların hacizli taşınmazın satışına ilişkin olmayıp, dosya borçlularından birinin menkul mallarının satımı için yatırıldığını, avans yatırılmadığı için uygun bir satış talebinden söz edilemeyeceğini, satış bedelinin tümünün müvekkili vergi dairesine ayrılması gerektiğini ileri sürerek derece kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, iki yıl içinde satış istendiğini ve satış avansının dosyaya depo edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

            Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun 106. maddesine göre taşınmazlarda satış isteme süresi iki yıldır. 08.12.2010 tarihinde haciz konulan taşınmaza ilişkin 20.03.2012 tarihinde satış talep edildiği, 14.05.2012 tarihinde satış talebinin geri alındığı, satış talebinin geri alınmasından sonra ise 20.03.2013 tarihinde tekrar satış talep edildiği anlaşılmaktadır. 08.12.2010-20.03.2012 tarihleri arasında geçen süre ile 14.05.2012-20.03.2013 tarihleri arasında geçen sürelerin toplamı dikkate alındığında, 20.03.2013 tarihinde yapılan satış talebinin haciz tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İİK'nun 106. maddesinde öngörülen yasal 2 yıllık süreden sonra olduğu ve haczin süresinde satış istenilmemesi nedeniyle kalkmış olduğu anlaşıldığından borçlunun şikayetinin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              İLK DERECE MAHKEMESİNİN 27/06/2022 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : İDM'ce "...Tüm dosya kapsamı ve deliller ele alınıp incelendiğinde davanın konusunun taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerhi talebine ilişkin olduğu, ihtiyati tedbirin ancak davanın konusu üzerine konulabileceği, somut olayda davacının tapu iptal tescil talebi olmadığı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ayni bir hak değil kişisel bir hak sağlayacağı, dava konusunun taşınmazın aynına ilişkin olmadığı dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ancak davacının hak kaybına uğramaması adına taşınmaz satış vaadine konu edilen taşınmaz üzerine davalıdır şerhi konulmasına ilişkin talebi dava konusu ile orantılı olarak değerlendirilmekle kabul edilmiştir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinin davanın konusu olduğu, davanın esasını çözer mahiyette ihtiyati tedbir verilemeyeceği dikkate alınarak tedbir talebinin reddine..." gerekçesiyle karar verilmiştir....

              - K A R A R - Davalının avans yatırmak suretiyle 7.3.2005 tarihinde yapmış olduğu satış talebi, kıymet takdiri yapılmadan satış talep edilemeyeceği gerekçesiyle 10.3.2005 tarihinde icra müdürü tarafından reddedilmiş olup, bu karara karşı şikâyet yoluna başvurulmamıştır. Satışın reddine ilişkin icra müdürü kararının bu şekilde kesinleşmesi nedeniyle, geçerli bir satış talebinin varlığından söz edilemez. Mahkemece bu husus gözetilerek davalının haczinin düşüp düşmediği konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu