Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, harici satış sözleşmesi gereğince yapılan ödemenin teminatı olarak alınan senedin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebinden kaynaklanan tedbir talebinin reddi kararına ilişkindir. HMK. 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davaya konu uyuşmazlığın para alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebinden kaynaklandığı ve HMK. 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbirin ancak dava konusu uyuşmazlıkla ilgili verilebileceği dikkate alındığında ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen hükümde bir aykırılık bulunmadığından davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Bir başka anlatımla icra müdürlüğü kıymet takdiri yapılmamış olması sebebiyle satış talebini reddedemez. Satış istenmiş olması ve satış avansının yatırılmış olması nedeniyle satış düşmez, icra müdürlüğünce kıymet takdiri yapılmadığı gerekçesiyle alacaklının satış talebinin reddedilmesi doğru degil ise de 29.01.2015 tarihli haczin düşmediği yönünde verilen şikayet konusu icra müdürlüğü kararı yerindedir. İİK'nun 106-110. maddeleri gereğince 6352 sayılı Kanun değişikliğinden sonra taşınmazlarda satış isteme süresi haciz tarihinden itibaren 1 yıl olup, somut olayda 17.01.2013 tarihinde haczedilen taşınmazın 1 yıllık süresi içinde 06.01.2014 tarihinde satış avansı ödenerek satışı talep edildiğinden haczin düşmediği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle istemin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir....

    -KARAR- Şikayetçi vekili, heriki tarafın giriştiği takip sonucunda aynı taşınmazlar üzerine hacizler konulduğunu, davalının satış talebinin iki kez reddedildiğini, bu nedenle geçerli bir haczinin bulunmadığını, buna rağmen sıra cetvelinde müvekkilinin 1. sırada olması gerekirken 4. sıraya yazıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkilince satışı talep edilen taşınmazlar yönünden kıymet takdirinin yaptırıldığını, satış harcının yatırıldığını, bu istek ve işlemlerin satış talebini de kapsadığını, satış talebinin henüz satış şartlarının oluşmaması nedeniyle reddolunduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....

      Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılarak tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, ecrimisil isteğinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine anılan istinaf dairesince, süresinde temyiz karar harcının yatırılmadığından bahisle temyiz talebinin reddine ilişkin verilen 13.07.2017 tarihli temyiz talebinin reddi kararı süre içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....

        Somut olayda, ihalenin feshi isteminde bulunulan taşınmazın muhammen bedelinin 130.000 TL, satış bedelinin ise 160.000 TL olduğu ve dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu durumda, şikayetçilerin ihalenin feshini istemekte hukuki yararları bulunmayıp istemin reddi gerekir. Ancak İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir....

          Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı adına trafikte kayıtlı aracın harici satış işlemi nedeniyle davalının zilyetliğine geçtiği, davalının zilyetliğinde iken aracın 3.şahsa kiralandığı ve bu esnada kaza ile hasar oluştuğu dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi mahkemenin de kabulündedir.Hal böyle olunca davalının kiralayan ve işleten sıfatıyla araçta meydana gelen hasar 2012/2419-7300 nedeniyle sorumlu olduğunun kabulü gerekir.Davacının talebinin tümden reddi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....

            Bu durumda, ilk satış talebi yasal süresinde yapıldığına ve satış talebinin geri alınması da söz konusu olmadığına göre, sonraki satış talebinin bir yıllık sürede olmaması sonuca etkili olmayıp, yasada belirtilen sürenin satış talebi için öngörülmesi karşısında; satışın aynı süre içerisinde yapılmamış olması, usulüne uygun satış talebini ortadan kaldırmadığı gibi takibin İİK'nun 150/e maddesi gereğince düşmesi sonucunu doğurmaz.” denilmektedir....

            ) nitelikte olup İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca talepte bulunan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle bu yöndeki davacı talebinin reddi doğru değildir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olduğu, ihalenin feshini isteyen şikayetçi kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği, satış ilanının davacı borçluya tebliğinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, satış ilanının ülke genelinde yayımlanan ve tirajı 50.000 üzerinde olan gazetelerden birinde ilan edildiği, alacaklıya alacağına mahsuben ihale edilen bedelin muhammen bedelin yarısını ve masrafları karşılamaya yettiği, satış ilanının davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği, satışa esas kıymet takdirinin 13.12.2019 yapıldığı, rapor üzerinden 2 sene sürenin geçmediği, taşınmazların özelliklerinin satış ilanına yazıldığı, satış ilanında ve 05.11.2020 tarihinde yapılan ihalede usul ve yasaya uymayan bir yönün...

                müdürlüklerinde yapılabileceğini, dayanılan belgenin hukuken geçerli bir belge olmadığını, noterlik belgesinde satış için bir satış vaadi belirtilmiş olmasına rağmen ne davacının murisi ne de davacıların satış talebinde bulunmadıklarını, burada bir satış değil satış vaadi olduğunu, ortada geçerli bir belge bulunmadığını, sunulan belgede müvekkillerinin taraf olmadığını, bu belgeye dayanılarak müvekkillerine dava açılamayacağını, davacı tarafından mülkiyet devri olmazsa dava tarihindeki değerin ödenmesinin talep edildiğini, oysa ki ödenen paranın davacılara ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, davacıların burada oturdukları sürede hesaplanarak bundan düşülerek arta kalan bir miktar varsa bunun davacılara ödenmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu