Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikâyet olunan vekili yasal süre içinde kıymet takdirinin yapılması ve satış avansının depo edilmesi amacıyla talepte bulunduklarını ve ... müdürünün bu talebi kabul ettiğini, satış avansının da yasal süre içinde yatırıldığını, ortaklığın giderilmesi amacıyla açtıkları davanın, taşınmazın satılması nedeniyle reddolunduğunu ve ortak giderlerin izale-i şüyu satış memurluğunca ayrıldığını bildirerek, şikâyetin reddini savunmuştur. Mahkemece yasal süre içinde avansı da yatırılmak suretiyle satış talep edildiği ve ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, satış yapılmaması nedeniyle şikâyet olunanın tekrar satış istediği, bütün alacaklıları ilgilendiren giderlerin de usulüne uygun biçimde ödendiği gerekçesiyle şikâyetin reddine dair verilen karar, şikâyetçi vekilinin temyiz itirazı üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez, şikâyetçi vekili kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Dosyadaki yazılara, ......

    Bu defa yargılama sırasında tekrar aynı tedbir talep edilmiş yine mahkemesince 27/10/2020 tarihli celsede davanın niteliğinin taşınmaz aynına ilişkin olmadığı gerekçesi ile yeniden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği ancak gerekçeli kararın yazılmadığı ve taraflara da kararın haliyle tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmıştır. Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talepli davada davalının mal varlığının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir. Yukarıda da belirtildiği üzere tensip zaptı ve 27/10/2020 tarihli celsede verilen tedbir talebinin reddi ara kararının gerekçesi yazılmadığından gerekçesi yazılıp taraflara tebliğe çıkartılması işlemleri için dosyanın mahkemesine iadesi gerekmektedir....

    Yine dosyada yer alan krokiden satış vaadine konu bölümün 2956 sayılı parselin yeşil ile çerçevelenen bölüm olduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu yerin mülkiyetinin adına tescilini, aynı taşınmaz kapsamında kalan dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan bölümünün de kamulaştırma bedelinin davalılardan tahsilini istemektedir. Burada öncelikle, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin şekli üzerinde durulması gerekmektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alır. Anılan hükmün 1. fıkrasında “bir akdin ileride inşa edilmesine dair yapılan mukavele mutemeber” denilmiş, dolayısıyla asıl akdi (taşınmaz satış aktini) ileride yapmak üzere ön sözleşme yapılmasına kanun olanak sağlamıştır. Hiç kuşkusuz ileride yapılacak asıl akit (taşınmaz satış akti) bir şekle bağlanmışsa Borçlar Kanununun 22. maddesinde ifade edildiği üzere ön sözleşmenin de (taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin) o şekle uyularak yapılması zorunludur....

      Anılan yasal düzenleme uyarınca; süresi içinde yapılmış olan satış talebi, alacaklı tarafından bir defa geri alınabilir. Bu durumda, satış talebini geri alan alacaklı ancak, icra emrinin tebliğ tarihinden itibaren kalan satış isteme süresi içinde yeniden satış isteyebilir. Somut olayda, icra emrinin borçluya 29.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve alacaklı tarafından 22.09.2014 tarihinde ipotekli taşınmazın satışı talebinde bulunularak 24.09.2014 tarihinde de 3.000,00 TL satış avansının yatırıldığı görülmektedir. Öte yandan, yasal bir yıllık süre içerisinde satış istenmiş ise de; alacaklı yanca anılan satış talebinin 17.11.2014 tarihinde geri alındığı ve 20.04.2015 tarihinde tekrar satış talep edilerek 21.04.2015 tarihinde satış masrafının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış talebini geri alan alacaklı tarafından icra emrinin tebliğinden itibaren kalan satış isteme süresinde yeniden satış isteminde bulunulmadığı açıktır....

        Mahallesi, 170 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince, ihalenin feshi isteminin reddi ile borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Taşınırların satışına ilişkin İİK’nun 114/2. maddesinde; ilanın şeklinin, artırmanın tarzının, yer ve gününün ve gazete ile yapılıp yapılmayacağının, icra memurluğunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunacağı belirtilmiş olup, aynı Kanun’un 126/son maddesinde; 114. maddenin 2. ve 3. fıkralarının, taşınmazların satış ilanı hakkında da uygulanacağı öngörülmüştür....

          Ancak ihalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebilir. İcra mahkemesi; 1. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle, 2. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler bakımından feragat nedeniyle, 3. İşin esasına girerek, talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûm eder. " hükmü getirilmiştir. 2. Düzenlemenin gerekçesi, ihalenin feshi talebi yukarıdaki sebeplerle reddedilen davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre para cezasının taktir edilebilmesini sağlamaktır. 3....

            Davacı, 164 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiş, mahkemece 21.07.2016 tarihli ek kararla, temyiz masraflarının yatırılmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Ek kararı, davalı ... temyiz etmiştir....

              Bununla birlikte şikayet tarihi olan ........2015 tarihinde henüz alacaklının satış talebi olmadığı gibi, ...... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30.08.2015 tarihli tedbir kararı ile İİK’nun 179/b-.... maddesinin son cümlesi gereğince, satışların durması faizlerin teminatlandırılması koşuluna bağlanmıştır. Somut olayda borçlu şirketin başvurusu üzerine icra müdürlüğünce ........2015 tarihinde, takibin durdurulması talebinin reddi ile “borçlu vekilinin satışın durdurulması talebinin satış aşamasında değerlendirilmesine, (satış ve muhafaza işleminin yapılmamasına)” denilmek sureti ile şikayete konu karar verilmiştir....

                Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Davacının ihalenin feshi talebinin REDDİNE, Davanın esastan reddi nedeniyle ihaleye konu satış bedeli olan 122.667,00 TL nin %10'u oranında 12.667,7 TL para cezasının davacıdan alınarak hazineye VERİLMESİNE, karar verilmiştir. Dairemizin 2022/2064 Esas 2022/2931 Karar sayılı ilamı ile "mahkemece, davada iki davacı bulunduğu halde hüküm fıkrasında "Davacının ihalenin feshi talebinin REDDİNE, Davanın esastan reddi nedeniyle ihaleye konu satış bedeli olan 122.667,00 TL nin %10'u oranında 12.667,7 TL para cezasının davacıdan alınarak hazineye VERİLMESİNE, Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına" şeklinde hüküm kurulduğu, hüküm fıkrasında yargılama giderinden her iki davacı birlikte sorumlu tutulurken para cezasından her iki davacının da sorumlu tutulup tutulmadığının anlaşılamadığı" gerekçesiyle hüküm kaldırıldığından yargılamaya iş bu esas üzerinden devam edilmiş, yukarıda yazılı karar verilmiştir....

                Dava konusu aracın satım ilişkisinin tarafları davacı ve davalı T4 olduğundan davalı T5 sözleşmenin tarafı olmadığından bu davalı T5 yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir, satın alınan malın ayıplı çıkması sonucu kişide manevi tazminatı gerektirecek derecede bir elem oluşmayacağından koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin reddine, Davalı T5 yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Davacının bedel indirimi talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 7.250,00- TL'nin 27/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T4'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, Davacının araç devir ve yol masrafı talebinin reddine, Davacının manevi tazminat talebinin reddine,..." şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı asilce yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu