Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2013/11649 Esas sayılı dosyasından 20/10/2014 tarihinde menkulun satışını talep ettiği ve satış talebinin şikayete konu ihaleden önce olduğu, böylece menkul yönünden ihalenin feshini talep edebilecek kişilerden olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayetçinin ihalenin feshi talebinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin dava ehliyeti yokluğundan reddi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. L.B....

    taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin şerhi silinecek ve müvekkilinin hakkını elde etmesi engellenmiş olacağını, bu durumda olası bir ihalenin feshi davasının reddi ile davalı tarafın işbu taşınmazı anında elden çıkaracak ve müvekkilinin de sadece satış dosyasında depo edilen 365.016,00 TL’yi alabileceğini, işin sonunda davalı tarafın hukukun etrafını dolanarak davacıyı zarar ettireceğini, davaya konu taşınmazınların devir ve temlikin önlenmesini de içerir şekilde tedbir talebinin değişen durum ve koşullara göre müvekkilini korumak zorunda kaldığı için talep ettiği bir tedbir olduğunu, mahkemece tedbir talebinin reddedildiğini, bu kararın kaldırılarak şerhin konulması şeklinde karar verilmesi gerektiğini, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya 18/07/2018 tarihinde şerh edildiğini, bu şerh 3 ay sonra re'sen terkin edilecek olup tapuya ivedilikle davalıdır şerhi işlenmesi gerektiğini belirterek Gaziosmanpaşa 3....

    a ait taşınmaza 07.04.2006 tarihinde haciz konulduğunu, 04.04.2008 tarihinde açık bir satış talebi olmaksızın, imar durumunun celbi, kıymet takdiri ve satış avansının depo edilmesi talebinin yapıldığını, bu talep geçerli bir satış talebi olmadığından İİK'nın 106. ve 110. maddeleri gereğince haczin düştüğünü, yine borçlu ...'...

      . - K A R A R - Mahkemece verilen maddi tazminat talebinin kabulü, manevi tazminat talebinin reddi kararı, Dairemiz 03.12.2012 tarih 2012/12609 E. - 18308 K. sayılı ilamı ile “Davacı 22.08.2005 tarihli satış sözleşmesi ile satılan araca sahte resmi belge düzenlendiği belirtilerek tedbir konulduğunu, ayrıca aracın kaydına haciz şerhi yazıldığını, araçta tasarruf edemediği için malik sıfatını kaybettiğini ileri sürerek ödediği bedelin tahsilini talep etmiştir. Davacının iddiası aracın devri işleminde hukuki ayıp bulunduğuna dayanmaktadır. Bu durumda alıcı zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak satıcıdan talepte bulunabilir. Mahkemece mülkiyetin davacıya geçip geçmediği sahtelik nedeniyle davacının zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanıp dayanamayacağı hususları üzerinde durulup toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. “ gerekçesiyle bozulmuştur....

        Maddesinde düzenlenen mevcut durumda meydana gelecek değişmenin hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaştıracağı ya da imkansız hale getireceği anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararı isabetli görülmemiş, dava konusu taşınmazın değeri ve davacının tüketici olduğu hususları nazara alınarak takdiren 20.000 TL teminat mukabilinde dava konusu taşınmazın 3. Şahıslara devir ve temlikini engellemeye yönelik ihtiyati tedbir kararı vermek gerekmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile bağlı şekilde ve kamu düzenine ilişkin hususlarda yapılan inceleme sonunda, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353- (1)/b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararının kaldırılmasına karar verilerek yerine aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        Tüketici Mahkemesi'nin 2021/863 esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının bozulmasına, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde rayiç bedelin tahsili ve kira bedeli tazminatı istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydının celp edildiği, davalı adına kayıtlı olmadığı, bu nedenle ihtiyati tedbir kararının uygulanamadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 11/01/2022 tarihli ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanın yoluna başvurulduğu anlaşılmış olup, davacı tarafından taraflar arasındaki Kartal 17....

        Davacılar vekili, dava konusu 36359 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Belediye Başkanlığı vekili dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini, diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir. Davacılar vekili, davalı ...’ın karar başlığında yer almadığını beyan ederek, karar başlığına tavzihen ...’ın da eklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacılar vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir. Tavzih talebinin reddi kararını davacılar vekili temyiz etmiştir. Hükmü, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili temyiz etmiştir. 1) Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK.304/1. maddesinde “hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine her zaman düzeltilebilir....

          Tavzih talebinin reddine yönelik ek kararın onanması kararına karşı karar düzeltme yolu açık bulunmadığından karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 21.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

            Davacıların adli yardım talebinin istinaf harcını ödeme gücünden yoksun olduğunu ve adli yardım koşullarının oluştuğunu kanıtlamaya yeterli nitelikte olmadığı anlaşılmakla davacıların adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir. Dosyanın yerel mahkemesine istinaf harç ve giderlerinin tamamlatılması için geri çevrilmesine karar verildiği, verilen kararın davacı vekiline tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından adli yardım talebinin reddi kararına itirazda bulundukları, itirazı üzerine dosyanın HMK’nın 6459 Sayılı Yasayla değişik 337/2 maddesi uyarınca itirazı incelemekle görevli Bölge Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesi gerekirken dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle adli yardım talebinin itirazını incelemek üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmesini gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Hukuk Dairesinin 09.03.2011 tarih, 2011/941 E. 3033 K. sayılı ilamıyla, sıra cetvelinde yer alabilmek ve sıra cetveline itiraz edebilmek için bedeli paylaşıma konu mal üzerinde satış tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin bulunması gerektiği, uyulan bozma ilamında şikâyetçinin haczinin satış tarihi itibariyle ayakta olup olmadığının, İcra ve İflâs Kanunu'nun 129/son maddesi hükmü de gözetilerek değerlendirilmesi işaret edilmiş ise de, mahal mahkeme kararında “dosya kapsamına göre haczin ayakta olduğu” belirtilmekle yetinildiği, İcra ve İflâs Kanunu'nun 129/son maddesine göre ikinci artırmada alıcı çıkmazsa satış talebinin düşeceği, satış talebinin düşmesinden itibaren haciz tarihinden satış isteme tarihine kadar geçen süreye ilaveten iki yılın dolması için gerekli süre tamamlanıncaya kadar satış talep edilirse haciz geçerliliğini koruyacağı, şikâyetçi ...Bankası A.Ş.'...

              UYAP Entegrasyonu