Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre alacaklı yapılmasını talep ettiği muamelelerin masrafını peşin ödeyeceği bu durumda satış talebinin geçerli olabilmesi için öncelikle satış talebi ile birlikte satışla ilgili yeterli gider avansını dosyaya yatırması gerektiği, satış talebi satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılacağı, masrafın yatırılmak kaydıyla alacaklının satış talebinde bulunmaması durumunda satış talebi geçerli olup, hüküm ve sonuçlarını doğurması için icra müdürlüğünün kararına ihtiyacın olmayacağı, somut olayda alacaklı tarafından imha edilen dosyaya masrafın yatırıldığı belli ise de, alacaklı tarafından satış talebinde bulunulup, bulunulmadığı belli olmadığı, taraflarca dosyanın ihyası yönünde herhangi bir başvuruda bulunulmadığı anlaşılmakla, sistemden yatırılmış satış avansının satış talebi olarak değerlendirilip İİK 106 ve 110....

Ancak dava niteliği taşıyan ve apaçık genel mahkemenin görevine girdiği belli olan, örneğin; boşanma davası, tapu iptal tescil davası, nüfus davası, ortaklığın satış yoluyla giderilmesi...vb. bir başvuru hakkında görevsizlik kararı vermesi gerekir. Somut olayda 01/07/2013 tarihli ihale sonucunda taşınmazların alacaklıya ihale edildiği, ihalenin feshi talebinin reddi kararının Dairemizce onandığı ve yapılan karar düzeltme talebinin de Dairemizce reddedildiği, ihalenin kesinleşmesi üzerine taşınmazların alıcı adına tescil edildiği görülmektedir....

    Bu nedenle davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün ve E.1989/3 – K.1990/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz talebinin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz talebinin reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2017/12467 Esas sayılı dosyasında adına kayıtlı tapu üzerine haciz konulduğunu, haciz konulan gayrimenkullerin dosya borçlusu İbrahim Tugay adına kayıtlı olmadığını, borçlunun mirası reddettiğini, icra müdürlüğünce veraset belgesi ibraz edilmeden haciz uygulamasının hukuka aykırı olduğunu, haczin kaldırılması talebinin ilgili icra müdürlüğünce red edildiğini, ilgili dosyaya cüzi miktarda satış avansı yatırıldığını, 300,00 TL ile gayrimenkulün satılamayacağını, satış talebinin hukuka aykırı olduğunu, satış talebinin haczin düştüğünden reddi gerektiğini, haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini bu nedenlerle 26/06/2019 tarihli müdürlük kararının iptalini, dosyadaki hacizlerin kaldırılmasını, yargılama masraflarının davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Satış vaadine konu 245 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarda paylı malik olan ... oğlu ... ...’ın mülkiyeti elbirliği mülkiyetine tabi olup ... ... mirasçılarının tamamı satış vaadinde bulunmadığından ve aynı zamanda davacı da elbirliği maliklerinden olmayıp üçüncü şahıs konumunda olduğundan davacı vekilinin bu parsellerle ilgili tescil talebinin reddine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Satış vaadine konu edilen 245 ada 3 parsel sayılı taşınmazda paylı malik durumunda olan ... oğlu ... mirasçıları satış vaadinde bulunmadıklarından, ... kızı ...’in mirasçılarının ise tamamı satış vaadinde bulunmadığından bu paylara yönelik olarak tescil talebinin reddi de yerindedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 27/02/2019 tarihli ve 2018/3747 Esas - 2019/3082 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin alacaklı, satış işleminin tedbiren durdurulması talebinin reddine dair ek kararının temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Borçlunun satış işleminin tedbiren durdurulması talebinin reddine dair ek karara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Borçlunun meskeniyet şikayetinin incelenmesi sırasında şikayete konu taşınmazın satışının tedbiren durdurulması talebi İİK kapsamında tedbir talebinin reddi olup, kanun yolu açık olmadığından bu konudaki istemin reddine dair mahkemenin 09/05/2019 tarih ve...

          Bu durumda mahkemece, aracın davalılara iade tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, faiz talebinin tümüyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi gereğidir. 2009/15506-2010/7601 3-Mahkemece, davacının, davalılardan satın aldığı aracın ayıplı olması nedeniyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, satış bedeli olan 41.000-TL’nin davalılardan tahsiline, davacının faiz talebinin reddine, her bir davalı için 575’er-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir. Müddeabih haline getirilmiş ve harcı yatırılmış bir faiz talebi bulunmadığından, davacının faiz talebinin reddine karar verilmesi, davanın kısmen reddi olarak nitelendirilemez. Bu nedenle davanın kısmen reddedildiğinden bahisle davalılar lehine vekalet ücretine de hükmedilemez....

            Maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, dava açarken, 15.000.000.000 TL satış bedelinin satış tarihinden itibaren faizle tahsilini istemiştir. Daha sonra 16.3.2006 tarihli dilekçede talebini değiştirerek, 15.000 YTL'nin dava tarihinden itibaren faizle tahsilini istemiştir. Mahkemece bu son talep nazara alınmayarak, satış bedelinin satış tarihinden itibaren faizle tahsiline karar verilmesi, HUMK.nun 74.maddesine aykırıdır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekirken, zuhulen bu noktaya ilişkin temyiz itirazının reddine karar verildiği, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile, Dairemizin bozma kararına bu bozma nedeninin de eklenmesi gerekmiştir....

              . - K A R A R - Davacı vekili dava dışı borçlu ....ya ait bağımsız bölümün satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, davalının yasal süre içinde satış istenmemesi nedeniyle düşmüş bulunan haczinin ilk sıraya alındığını, davalının alacağının satışta dikkate alınması yolundaki isteminin satış talebi olarak nitelendirilemeyeceğini, davalının haczinin düştüğünün kabulü halinde sıra cetvelinin ilk haczi koymuş icra müdürlüğünce düzenlenmesi gerektiği ilkesinin de çiğnenmiş olacağını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İcra Mahkemesi'nce öncelikle davanın Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan dava nedeniyle derdest olduğu ve reddi gerektiği, ayrıca davalının alacaklı listesine isminin eklenmesi yönündeki talebinin satış talebi yerine geçeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                in diğer davalıya vekaleten Noter Satış sözleşmesini yaptığını ileri sürerek 22.500,00 TL. satış bedelinin 19.11.2008 noter satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davaya bakmaya müvekkilinin ikametgah mahkemesi olan Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu, müvekkilinin Noter Satış Sözleşmesinde diğer davalı ...'ya vekaleten işlem yaptığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini benzer konuda daha önce açılan davanın reddedildiğini, müvekkilinin araçtaki ayıpları bilmediğini, ayrıca söz konusu aracı çalıştıran davacının faiz isteyemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., dava konusu aracı doğrudan davacıya satmadığını, aracını 17.000,00 TL'ye Ünye'de bulunan ... Oto sahibi ... adlı kişiye verdiğini, bu kişiden aracı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu