Yine, davalı satıcılar tarafından satış sırasında bildirilmeyen gizli ayıplar nedeniyle davalılar sorumlu ise de; açık ayıplardan ve satış sırasında bildirilen gizli ayıplardan davalıların sorumluluğu bulunmamaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/771 KARAR NO : 2023/295 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BİTLİS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/502 ESAS - 2021/581 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Kampanyalı Satış KARAR : İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince mevcut dosya kapsamı, toplanan deliller ve yapılan yargılamaya göre; davalının kampanya süresi sona ermesine rağmen kampanyalı ürün satışı yaptığı, davacının sırf bu nedenle bu ürünü aldığını belirtmesine göre; kampanya olmasa idi davacının bu ürünü almayacağı kanaatine varılarak ürün bedeli olan 6,45 TL'nin davacı tüketiciye iadesine karar verilmiş, davacının maddi zararının daha fazla olduğu iddiasını kanıtlayamaması nedeniyle maddi tazminat bakımından fazlaya ilişkin talebi reddedilmiş, yine davacının, kampanyası sona ermiş ürünün kendisine yanıltılarak satılmasından dolayı hayalleriyle oynandığı iddiasına...
Davacının noter satış sözleşmesi ile satın almakla birlikte trafikte adına henüz tescil ettirmediği araç üzerine, satıcının gelir vergisi borçları nedeniyle uygulanan haciz işlemine karşı açılan davayı; satıcı adına tescilli ... plaka nolu aracın, ... 1.noterliğinin ......
ile Proje Üzerinden Gayrimenkul Satış Vaadi ve Alacağın Temliki isimli 64 sözleşme numaralı 03.01.2012 tarihli , İstanbul ili, Kartal İlçesi, Bakkalköy Yolu Soğanlı Mah.139 pafta , 4485 ada 14 parselde inşaa edilen Kartal Kule isimli projenin 7. normal katında yer alan 64 nolu bağımsız bölümün satışı konusunda kampanyalı satışlar usulünde satış sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeye konu gayrimenkulün satış bedeli 535.000....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Olayımıza gelince; Önalım hakkına konu edilen pay davalıya 28.1.2002 tarihinde 5.000.000.000 TL (5000 YTL ) bedelle satılmış, davacı 14.11.2003 tarihinde açtığı bu dava ile önalım hakkı nedeniyle payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Uyuşmazlığın satış tarihi itibariyle 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 733. maddesinde yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülük yerine getirilmediğinden 14.11.2003 tarihinde açılan dava süresindedir. Davalı alıcı satışı noter aracılığı ile davacıya bildirmediğine göre satış tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin geçmesine kendi eylemiyle sebebiyet verdiğinden önalım bedelinin tesbitini isteyemez....
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir....
Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davaya konu taşınmazın ihale yolu ile davalı hazine tarafından davacıya satıldığı ve tapuda satış işleminin gerçekleştirildiği, bundan sonra dava dışı Köy Tüzel Kişiliği tarafından açılan dava sonucunda anılan taşınmazın evveliyatının mera olması ve özel mülkiyete konu yerlerden olmaması gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiği, verilen hükmün derecaattan da geçmek suretiyle kesinleştiği, anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı satıcı arasında tapu sicil memuru huzurunda sözleşmenin düzenlendiği anda taşınmazın davalı hazine adına kayıtlı olduğu ve taşınmazın evveliyatının mera olduğuna dair tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığı, dolayısıyla davacının taşınmazın öncesinin mera olduğundan haberdar olmadan taşınmazı satın aldığı açıkça anlaşıldığı gibi bu yön tarafların ve mahkemeninde kabulündedir....
Konut Yapı Koop. vekili, davacı ile diğer davalı ... arasında yapılan devir ve satış sözleşmesinde satıcı ....’in kooperatif üyelik hakkını da devrettiğini, bu nedenle davacının kooperatifin üyesi olduğunu ve bu borçtan sorumlu olup genel kurul kararlarına uymak zorunda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, tüketici mahkemesi sıfatıyla davalı ...’e yönelik davanın atiye bırakılmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... Ltd.Şti.’ne yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ........ Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığı ve Selim aleyhine açılan SSK prim ve aidat borcunun olmadığının tespitine ilişkin davanın kısmen kabulü ile satış tarihi olan 06.08.2007 tarihinden önceki tüm borçların davalı ...'...
açıklandığı, satış servisi tabirinin kendilerine bayilik verilen veya bayi statüsünde çalışan firmaları kapsadığının açık olduğu, uyuşmazlığa neden olan türdeki cihazların bayiler veya bayilik statüsündeki satıcı firmalar aracılığı ile pazarlandığı bilindiğinden davacının, satış servisi elemanı olmadığı, bağımsız bir satıcı firma olduğu yolundaki iddiasının kabulüne olanak bulunmadığı, ruhsatnamenin alıcı-satıcı sütununun doldurulmaması ve imzalanmaması nedeniyle yükümlü şirket adına kesilen usulsüzlük cezasını yazılı gerekçe ile kaldıran vergi mahkemesi kararında yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur....
Bozulması gerekir. 4-Her ne kadar mahkemece, karşı dava olarak açılan itirazın iptali davasının ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de; Karşı davalılardan ... ile satıcı karşı davacı şirket arasında imzalanan 16.07.2008 tarihli ön satış sözleşmesinin 2. maddesine göre, bağımsız bölümün satış bedelinin 575.000.00.TL olduğu ve 3. maddeye göre de satış bedeline mahsuben alıcı tarafından 100.000.00.TL ödendiği belirtilmiştir. Karşı davacı, satış bedelinden 20.000.00.TL ödenmediğinden bahisle karşı davalılar aleyhine yaptığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Karşı davalılar satış bedelinin ödendiğini savunmuşlardır....