Dosya kapsamında, davacının iddialarını doğrular şekilde satıcı tarafından davacı tüketiciye teslim edilmiş olan servis formu bulunmadığı görülmüştür. Yargılama aşamasında, davalı satıcı tarafından 3 adet koltuk servis formu başlığı altında yapılan işlemlere dair servis formları dosyaya ibraz edilmiştir. Servis formlarından bir tanesinde 10/11/2016 tarihinin yazdığı diğerlerinde herhangi bir tarih bulunmadığı belirlenmiştir. Davalı satıcı tarafından kırlentlerin kendilerinde olup olmadığı hususu dosya kapsamında belirtilmemiştir. Her ne kadar davalı vekili, davada taraf sıfatları bulunmadığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini beyan etmişse de, davaya konu olan mobilyanın irsaliyeli faturasında satıcının T2 Home Store satış mağazaları Avcılar İzzet Okan&Seyfullah Ataş ortaklığı yazdığı, davaya vekaletname sunan davalı vekilinin vekaletnamesinde vekil edenler ismi olarak İzzet Okan ve aynı adreste faaliyet gösteren T2 Mobilya A.Ş....
Somut uyuşmazlıkta davacı, satıcı şirketin kendisini yanıltıcı reklam ve tanıtım ile sigorta yaptırması konusunda ikna ettiğini, diğer davalı ... şirketine yönlendirdiğini ve satış bedeli ile birlikte sigorta bedelini de tahsil ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Dosya içersinde bulunan 17.6.2006 tarihli satış faturası incelendiğinde 1.800,00 YTL satış bedeli yanında 50,00 YTL cep telefonu sigorta bedelinin de satıcı şirket tarafından tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde iddianın ileri sürülüş biçimi, neticei talep 2007/10722-2008/1464 kısmı değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı ve eldeki davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır....
TBK'nın 259 maddesi uyarınca; "Alıcı peşinatı ödemede temerrüde düşerse satıcı, sadece peşinatı isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Alıcı taksitleri ödemede temerrüde düşerse satıcı, muaccel olmuş taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin tamamının bir defada ödenmesini isteyebilir ya da sözleşmeden dönebilir. Satıcının geri kalan satış bedelinin tamamını isteyebilmesi veya sözleşmeden dönebilmesi, ancak bu hakkı açık biçimde saklı tutmuş olmasına ve alıcının kararlaştırılan satış bedelinin en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksidi veya en az dörtte birini oluşturan bir taksidi ya da en son taksidi ödemede temerrüde düşmüş olmasına bağlıdır. Ancak, satıcının dönme dolayısıyla isteyebileceği miktar, ödenmiş olan taksitler tutarına eşit veya daha fazla ise satıcı sözleşmeden dönemez....
İspat yükü üzerinde olan davalı–satıcı, satış öncesi aracın ayıplı olduğu konusunda alıcıyı bilgilendirdiğini veya alıcının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Kaldı ki lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumlu olur. Netice olarak; İddia, savunma, toplanan deliller ve yapılan yargılama neticesinde varılan vicdani kanaate göre; Dava konusu 34 XX 210 plakalı aracın Bursa 23. Noterliğinin 12.08.2020 tarihli ve 29339 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davacı tarafından, davalıdan K.D.V. Dahil 102.000,00....
Noterliğinin 17/10/2016 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini, banka tarafından bu ihtarnameye dönüş yapılmadığını, davalı bankanın konut satışı için kredi sağladığını ve satıcı tarafından müşterilerin bankaya yönlendirildiğini, kendilerinin kredi alımı sırasında sorun yaşamayacaklarının söylendiğini, kredinin bağlı kredi olduğunu, kredilerin davalı yüklenicinin bankada bulunan hesaplarına yatırıldığını, yüklenicinin satış ve hesaplarını, alıcılardan alınan senetlerin takası işlemlerini banka üzerinden yönettiğini, tüketicilerin söz konusu senetler ile ilgili borçlu olmadıkları yönünde açılan davaların tevzi bürosundan tespit edilebileceğini, davalı banka ile yüklenicinin tüketicilerin mağdur olmaması için görüşme yaptıklarından bu durumun farkında olduklarını, bankanın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 35. maddesi kapsamında müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar...
BK’nun 117.m.) uyarınca, borçluya yükletilemeyen sonraki ifa imkânsızlığı hallerinde satış bedelini ödemekle yükümlü alıcının borcu sona ereceğinden,davalı satıcının karşı taraftan peşinat olarak ve taksit ödemesi olarak aldığı nakti ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi,ayrıca kalan taksitler için kambiyo senedi alıcı tarafından satıcı/sağlayıcıya verilmişse bu seneterinde davacı alıcıya davalı satıcısağlayıcı mütahit tarafından tarafından iade edilmesi gerekir. Davalı satıcı/sağlayıcı varsa henüz davacı alıcıdan almadığı bedeli ise isteme hakkından mahrum olur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar satış vaadi ve haricen düzenlenen adi yazılı satış sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlar, mahkemece satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, adi yazılı senede dayalı tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiş, hüküm reddedilen davaya hasren davacılar ve yargılama giderleri yönünden davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz Şubat 1935 tarihli tapu ile iskanen ... ve karısı .... ve oğulları ... (...) ve kızları... ve...’ye verilmiş, satıcı ... o tarihte tapulu olan taşınmazdaki payını haricen düzenlenen ve köy muhtarı tarafından tasdik olunan 15 Ocak 1954 tarihli senetle davacıların murisi ...’e satmış, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz 15.01.1957 tarihinde yine ... ile çocukları ..., .... ve satıcı ... ...) adlarına tespit ve tescil edilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Vergi mükellefinin satıcı olduğunu, ister lehe ister aleyhe olsun ÖTV oranı değişikliklerinin doğrudan ÖTV mükellefini etkilediği gerekçesinin kabulünün mümkün olmadığını, aracın satışı sırasında, satış tarihi itibariyle uygulanan ÖTV oranı olan %55.55 uygulandığını, zira satıcı müvekkilin yürürlükte olan ÖTV oranı dışında başkaca bir oran uygulaması hukuken mümkün olmadığını, satış tarihi itibariyle ÖTV oranlarının Danıştay’da dava konusu ve halen sonuçlanmamış olmasından kaynaklanan belirsizlik nedeniyle, tarafların araç alım satımı için ÖTV oranının netleşmesini beklemeleri hayatın olağan akışına ve ticari hayatın gereklerine aykırı olacağını, taraflar çözüm olarak mevcut ÖTV oranı üzerinden alım/satım yapılması, ancak ileride ÖTV oranı farkının değişmesi halinde tahakkuk edecek farkı tüketicinin üstlenmesi, bunun için de taahhütname verilmesi yolunu tercih ettiklerini somut olayda, ÖTV farkı tahakkuk etmesi ve satıcı tarafından talep edilmesi...
Bu miktar ödeme kanıtlanmıştır.Daire olarak yapılması gereken ödemeye gelince; bu ödemeyle ilgili delil olarak satıcı ... ile alıcı ... arasında imzalanmış 12.06.2006 tarihli “Daire Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ibraz edilmiş, sözleşme içeriğinden 11.04.2006 tarihli protokol gereği ...a verilmesi gereken dairenin bu kişi tarafından arsa sahiplerinden davalı ...’a satıldığı ve bedelinin peşin olarak tahsil edildiği anlaşılmış ise de sunulan belge adi yazılı olduğundan sıhhatinin araştırılması gerekmektedir.O halde mahkemece yapılacak işlem; daire satış sözleşmesinde satıcı olarak imzası bulunan ...’ı tanık sıfatıyla çağırıp beyanını almak, sözleşmenin varlığını ve satış bedelinin ödendiğini kabul etmesi halinde 11.04.2006 tarihli protokolde kararlaştırılan tüm ödemelerin adi ortaklığa yapılmış olduğu kanıtlanmış olacağından davayı reddetmek; daire satış sözleşmesinin inkâr edilmesi halinde davalılardan sözleşme aslını ibraz etmelerini istemek, sözleşmede imzası bulunan davalıları isticvap...
-TL nin satıcı firma tarafından ödenecek ve araç satışları yapılacaktır şeklinde açıkça yazıldığını, müvekkili tarafından araç satışları yapılırken 96.000.-TL elden davacıya ödendiğini ve işlemlerin gerçekleştirildiğini, şayet davacıya ödeme yapılmamış olsaydı satış işlemlerinin gerçekleşemeyeceğini, müvekkili tarafından satılan aracın ÖTV 'sinin ödendiğini, bu ödemeye dair evrakında dilekçenin ekinde sunulduğunu, sözleşmede de ÖTV ve 96.000.-TL ödendiğinde satış işlemi olacağı belirtilmişken ve ÖTV ödenip işlemler tamamlandıktan sonra davacının 96.000.-TL almadan satışların yapıldığı hususunun gerçeği yansıtmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, davacıya % 20 'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, İİK 67. md uyarınca açılmış itirazın iptali istemine yöneliktir. Harçlandırılan dava değeri 96.000,00.-TL'dir....