WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.10.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 17.2.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davada; önce Noterlikçe biçimine uygun düzenlenen 6.12.1993 günlü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile (satıcısı ...İnşaat Madencilik Turizm A.Ş. alıcısı ...) yine Noterlikçe biçimine uygun düzenlenen 29.3.2000 günlü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi (satıcı ..., alacısı ...) ile daha sonra da aynı bağımsız bölümü 22.3.1998 günlü adi yazılı sözleşme ile davalı ...’dan satın aldığını iddia eden davacı bu taşınmazın adına tescilini istemiştir....

    Mahkemece, davanın kabulü ile; ... marka laptopun davalıya iadesi ile satış bedeli olan 2.648,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Teleservis tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 20.08.2012 tarihinde satın aldığı laptopun arızalanması, arızanın giderilmemesi nedeniyle ayıplı malın bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazık, yetkili servisin bedel iadesine ilişkin davada sorumlu olup olmadığı hususundadır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4'üncü maddesine göre ayıplı mal ve hizmetlerden kimin sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Buna göre imalatçı, üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur....

      Taraflar arasında yapılan Protokolün 3. maddesinin A bendine göre "satıcı ve alıcının her biri bu sözleşmenin imzasına müteakip tapudaki satışı gerçekleştirmeden caysa bile 2. madde de gösterilen satış bedelinin %3'ne tekabül eden meblağı "Tellaliye" ücreti olarak emlak komisyoncusuna ayrı ayrı (Alıcı %3, Satıcı %3 olmak üzere) kabul ve taahhüt etmişlerdir" hükmü, 3. maddenin B beniden göre de "satıcı ve alıcının her biri daha sonra alım ve satımdan vazgeçerler veya emlak komisyoncusunun dışında gelişen herhangi bir nedenle tapudaki satışı gerçekleştirmezlerse, vazgeçen veya satışa engel çıkartan taraf hem kendi ödeyeceği hem de karşı tarafın ödeyeceği "Tellaliye" ücretinin tamamını emlak komisyoncusuna ödemeyi kabul ve taahhüt ederler" hükmünün yer aldığı görülmüştür....

      Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Dava konusu olaya gelince; davalı taraf taşınmazdaki payları, üzerinde hacizler bulunurken takyidatlı olarak satın aldığını, daha sonra bu takyidatlardan kaynaklanan borçları haricen ...na ödeyerek hacizleri kaldırdığını ileri sürdüğüne göre, dava dışı satıcı ile davalı arasındaki satışın kapsam ve şartlarının doğru olarak tespit edilmesi gerekir. Aksi halde, davalı tarafın savunmasının doğru olması ve şufa hakkının satış bedeli üzerinden kabulü durumunda, davacı taraf ödenen borç miktarı kadar sebepsiz zenginleşecektir. Dava konusu hisse satışına ilişkin resmi sözleşmeye konu payın, takyidatlı satılıp satılmadığı ve takyidatların satıştan sonra kaldırılıp kaldırılmadığı belirlenmeden, satıcı ile davalı arasında yapılan satışın kapsam ve şartları net olarak tespit edilmiş olamaz....

        K A R A R Davacı, emlakçılık yapan davalılardan ... ile, emlak satış sözleşmesi imzaladıklarını, satış bedelinin 135.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, davacının kapora olarak 1.500,00 TL nakit ve 10.000,00 TL bedelli senet düzenleyip verdiğini, ayrıca davalıların satış gününe kadar evin geçmiş vergi borçlarının olduğunu beyan etmeleri üzerine toplamda 36.000,00 TL ödeme yaptığını, satış günü davalıların satıcı taşınmaz malikine satış bedeli olarak 100.000,00 TL ödediklerini öğrendiğini, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine davalıların 2.700,00 TL bedelinde “satış komisyonu” adı altında fatura gönderdiklerini ileri sürerek, hileli yollardan kendisinden fazladan alınan 34.000,00 TL'nin davalılardan tahsili ile 10.000,00 TL'lik senedin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemiştir....

          Buna göre davacının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girdiği, davalı müteahhitin ise “satıcı” konumunda olduğu ve uyuşmazlığın bir tüketici işlemi olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, 4077 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... ... 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Davalı .... vekili, dava dışı satıcı ve alıcı arasında akdedilen satış sözleşmesinde satış şeklinin... satış, teslim yerinin........ olarak belirtildiği, satışa dair faturada da satış şeklinin.... olarak belirtilmesine karşın mal bedelinin sigortalıya ödendiğini, malın hasarının alıcıya geçmesi sonrasında kazanın yaşandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiş duruşmalara iştirak etmemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dosya içerisinde yer alan satış sözleşmesinden satış şeklinin..... satış olarak kararlaştırıldığı bu itibarla malın .......'ında alıcıya teslimiyle hasarının alıcıya geçtiği, hasarın bu aşamadan sonra malın limandan teslim yeri olan.....'...

              İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Yapılan yargılama neticesinde; Dava konusu taşınmazda satış tarihinden önce fiili taksim olup olmadığı araştırılmış ve dava konusu taşınmazda satış tarihinden önce fiili taksim söz konusu olmadığı anlaşılmış olup, 4721 Sayılı TMK'nın 732. maddesi uyarınca, paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşların önalım hakkını kullanabilecekleri, davacının dava konusu olan taşınmazda pay sahibi olduğu, paydaşlardan T4, Hatay, Kırıkhan, Merkez mevkinde kain 2024 parsel numaralı taşınmazdaki hissesini 36.000,00 TL karşılığında davalı T5'a sattığı, davalının bu satış işlemi için toplamda 540,00 TL tapu harç ve gideri ödediği; satış işleminin, alıcı olan davalı veya satıcı tarafından davacı paydaşa noter aracılığı ile bildirilmediği, davalı tarafından bunun aksine bir savunmada bulunulmadığı, dolayısıyla önalım hakkının yasal süre içerisinde kullanıldığı ve davacı vekili tarafından...

              Bu durumda keşif, bilirkişi bulundurularak ve onun görüşüne başvurularak yapılır.somut olay da dava satış vaadine dayalı tapu iptal olmadığı takdirde satış bedelinin iadesi talebine ilişkin olup davayı aydınlatma görevi gereği hakimin uyuşmazlığın çözümü için keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırması doğru olduğundan bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte somut olayda; Alacaklı davacı ve bir kısım davalıların murisi Emir Aldemir tarafından imzalanan satış vaadi sözleşmesinin muris-davalı tarafından mühürle imzalandığı görülmektedir....

              ın satış işlemlerinde doğrudan satıcı konumunda olmadığı; bu nedenle, davacının zararından sorumlu tutulamayacağı, diğer davalının sorumluluğunun tam olduğu, tüm dosya kapsamından anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle, davalı ... açısından açılan davanın reddine; diğer davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacının tazminat talebinin konusunu teşkil eden gayrimenkulün, tapudaki satım akdi, davacı ... ile davalı ... arasında gerçekleşmiştir. Resmi senetin aksi, ancak resmi bir senetle ispatlanabilir. Davalı ...'...

                UYAP Entegrasyonu