Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında her hangi bir alışveriş ilişkisi olmadığını, davacının dava dışı Slovenya'da üretim yapan Metrel D.D. isimli şirketin ürettiği ürünlerin Türkiye'de satış ve pazarlanması işini yaptığı, bunu da dava dışı yapımcı şirketin kendisine verdiği tek satıcılık belgesi çerçevesinde gerçekleştirdiği, dava dışı Mertel tarafından Türkiye'de tek satıcı olarak atanması nedeniyle, ürünlerin Türkiye'ye ithalinin yalnızca davacı tarafından yapılması ve satış ve pazarlama işlemlerinin de davacı tarafından yapılması gerektiği, davacı tarafın dava dışı şirkete ait ürünlerin Türkiye'deki satış ve pazarlaması işini yaptığı, ancak tek satıcılık sözleşmesi ile Türkiye pazarında yalnızca ürünlerini davacıya satma yükümlülüğü altına .../... -2- giren dava dışı yurt dışındaki şirketin ürünlerini Türkiye'de faaliyet gösteren başka firmalara da ihraç ettiği, bu firmalar tarafından da dava dışı Metrel tarafından üretilen...
KARAR Davacı, davalıların murisi ile akdedilen 05.03.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle bir taşınmazın 1/2 hissesini satın adlığını, dava dışı maliye hazinesi tarafından satıcı murise karşı tapu iptali için dava açıldığından taşınmazın tapusunu devir alamadığını, bu sırada taşınmaz üzerinden enerji nakil hattı geçirildiğini ve açılan kamulaştırmasız el atma davası sonucu davalılar adına kamulaştırma bedeli belirlenerek hesaba yatırıldığını, bu bedellerin yapılan satış sözleşmesi gereği kendisine ait olduğunu beyanla 39.548,69 TL'nin davalılardan faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Hakan Uçarlı’nın bu işlemleri kota doldurmak amacı ile yaptığına yönelik savunması, sözleşme asılları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, sözleşmelerdeki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, bir başka soruşturma kapsamında verilen ifadede, ifade sahibi tarafından bulunan müşterilere kampanyalı olarak cihaz satışı yapılmış gibi gösterilerek taahhütname imzalatıldığının ve cihaz bedelleri müşteriye verildikten sonra bu şekilde kampanyalı olarak alınan telefonların toptancılara belli bir kar konularak satıldığının, bu işi yapma nedenlerinin ay sonu kotalarını doldurabilmek olduğunun beyan edildiği, ayrıca sanık tarafından...’nın kendisine zorla senet imzalattığının ileri sürülmesi, katılan ...’ya ait işyerinde kısa bir süre çalışan sanığın aylık kotayı doldurmak amacı ile müşterilere ipad cihazı satmasında bireysel bir menfaatinin sözkonusu olamayacağı gerekçeleri ile sanığın savunmasının aksine üzerine atılı suçları işlediğine yönelik mahkumiyetine yeterli...
Borçlar Kanunu'nun 182.maddesi uyarınca aslolan peşin satış olup, peşin satışta mal veya hizmet ile satış bedelinin aynı anda ifa edildiğinin kabulü gerekir. Bu karinenin aksini iddia eden taraf iddiasını yazılı delillerle kanıtlamak durumundadır. Somut olayda, davacı kredi kartıyla bir takım ödemeler yaptığını, ancak karşılığında davalı yanca mal teslim edilmediğini iddia ettiğine göre yukarıda anılan karinenin aksini ileri sürdüğünden, bu iddiasını yazılı delille ispatla yükümlüdür. Hernekadar dosyaya delil olarak slip fotokopileri sunulmuşsa da ve bunlar ödeme yapıldığına delil teşkil edebilirse de mal teslim edilmediği iddiasının tek başına kanıtı olamaz. Kaldı ki sliplerin asılları da dosyaya sunulamamıştır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 8.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hal böyle olunca; dava konusu harici satış sözleşmesi ile verdiğini geri isteyen davacının, davaya konu satış sözleşmesinde satıcı olarak ismi ve imzası yer alan, içeriğinde de satış bedelinin kendisine ödendiği belirtilen davalı ...’ın sözleşme kapsamında satıcı sıfatıyla kendisine husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Buna göre; mahkemece, işin esasına girilerek sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Satıcı isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit ettirir. Satış giderleri satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı saklı kalmak şartıyla, satıcı tarafından alıcı adına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere bırakılır ve durum hemen alıcıya ihbar edilir. c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince kendisine teslim edilmeyen taşınmaz nedeniyle ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tüketici Mahkemesi ise, davanın esasını teşkil eden harici satım sözleşmesinin tarafı olan ve gayrimenkulu davacıya sattığı iddiasıyla hakkında dava açılan ... ...'...
O halde mahkemece, davalı noterlik tarafından düzenlenen 06.08.2004 tarih ve ... yevmiye numaralı satış sözleşmesi aslı ve satıcı A...G... adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi getirtilerek veya davalı noterde bulunan örnekleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, satış sözleşmesinde bulunan satıcı A... G...l imzalarının dava dışı İ.. B..'...
Davacı satıcı, satılan mal bedelinin bir kısmının ödenmediğini iddia ederken, davalı satıma konu malın ayıplı çıktığını, bu durumun davacı satıcıya bildirildiğini ve davacı satıcı imzalı 06.04.2010 tarihli protokolün imzalandığını savunmuştur. Anılan protokolde “... Alıcı, satıcıdan almış olduğu ambalaj mallarına ilişkin satış tutarının %90'lık kısmını aşağı da günü ve bedelleri belirtilen çekleri ile ödeyecektir. Satış bedelinin %10'luk kısmının ödemesi malların ayıplı olmasına karşılık şimdilik ödenmeyecektir. Ayıplı malların yenisiyle değiştirilmesi veya tamir edilmesinin alıcı tarafından kabul görmesinden sonra kalan bakiyenin ödemesi de yine çek ile yapılacaktır...” denilmiştir. Söz konusu protokolde, davacı satıcı, satıma konu maldaki ayıbı benimseyip, satış bedelinden %10'luk kısmının şimdilik tenzilini kabul etmiştir....
Bankanın sorumluluğu konutun teslim edilmemesi durumunda konut satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen konut teslim tarihinden, konutun teslim edilmesi durumunda konutun teslim edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır. Yargıtay uygulamasına göre Kanunda öngörülen bir yıllık süre, emredici bir düzenleme olduğundan “hak düşürücü süre” niteliğindedir ve hâkim tarafından re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Somut olayda davalı satıcı ile davacı arasındaki 08.07.2015 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin teslim tarihi 30.09.2016 tarihidir. 15.07.2015 tarihinde ise taşınmaz davacı adına tescil edilmiştir. Davalı müteahhit tarafından inşaatın tamamlanmadığı, satıcının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği ve sözleşmeden dönmenin haklı olduğunda uyuşmazlık yoktur. Alıcı sözleşmeden 31.08.2018 tarihli ihtarı ile döndüğüne göre satıcı ve bankanın müteselsil sorumluluk süresinin de belirlenmesi gerekmektedir....