Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yakalama işlemi satış isteme süresini kesmeyeceğinden, İİK'nun 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmemesi için alacaklının yasal sürede satış talep etmesi ve satış avansını yatırması zorunludur. Somut olayda borçluya ait aracın 29.01.2020 tarihinde ihtiyati haciz kararına dayalı olarak haczedildiği, borçluya 04.02.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü bu tarihten itibaren 6 aylık yasal süre içinde dosyaya 31.03.2020 günü 500,00 TL satış avansı yatırıldığı, devam eden takip işlemleri sırasında alacaklının 23.06.2020 günü satış talep ettiği anlaşılmaktadır....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Yaşar ÇERİBAŞI'nın 07/09/2007 tarihinde vefat etmiş olduğunu, geriye müvekkillerinin kaldığını, Bor Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğuna, Satış Memurluğunca düzenlenmiş 24/03/1988 tanzim tarihli, 1983/20 Satış sayılı resmi belgeye dayanarak 02/04/2021 tarihinde Bor Bentkavak Mahallesi, 542 Ada 10 Parsel'de bulunan taşınmaza ilişkin müvekkilleri adına tescil talebinde bulunmasına rağmen ilgili Satış Memurluğunca aleyhlerine ve hukuka aykırı olarak red kararı verildiğini, bu red kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kararda taleplerinin red gerekçesinin ihaleyi alanların kimlik tespiti yapılamadığı, sadece isim ve soy isimlerinin belli olmadığı gerekçesiyle reddolunduğunu, mahkemeye sunacağı Bor Satış Memurluğunun 1983/20 Satış sayılı dosyasında bulunan 24/03/1988 tanzim tarihli resmi belgeden de anlaşılacağı üzere muris Yaşar ÇERİBAŞI tarafından 11/04/1984 Tarihinde 091011 sayılı makbuzu ile satış bedeline istinaden...

İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Somut olayda, asıl icra dosyası ve İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün 2014/1002 talimat sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde, icra emrinin takip borçlusu T3 e 05.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, İİK 150/e maddesi uyarınca icra emrinin tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde alacaklı vekilinin satış talep etmesi ve bu süre içerisinde satış masrafının yatırılması gerektiği, borçluya icra emrinin tebliğinden sonra 1 yıl içinde, alacaklının 23/12/2014 tarihinde satış talep ettiği, fakat bu süre içinde yatırılmış satış masrafının bulunmadığı, İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün 2014/1002 talimat sayılı dosyasında 24/10/2014 tarihinde yatırılan masrafın satış avansına ilişkin değil bilirkişi ve vasıta ücretine ilişkin olduğu, ayrıca satış isteme süresi başlamadan önce ve satış talebinden önce yatırıldığı görülmekle, satış masrafı olarak değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından ( bu hususta Yargıtay 12.HD 2015/27036 Esas, 2015...

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/229 Esas ve 2014/1099 sayılı Kararı ile İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2015/42 Esas sayılı dosyasında satış aşamasında olduğundan davacı ...'ın alacaklı olarak satış dosyasında taraf olması ve kesinleşmiş alacaklarının dikkate alınması için kararın kesinleştiğinde ilgili satış dosyasına gönderilmesine, satış memurluğuna bu aşamada karar ile ilgili bilgi mahiyetinde yazı yazılmasına karar verilmiş olması doğru değildir. Çünkü ortaklığın giderilmesi davası ortaklık devam ettiği sürece her zaman açılabileceği gibi satış aşamasında da alacaklının kesinleşmiş alacağı dikkate alınacağından alacaklının satış dosyasında taraf olmasına ilişkin hüküm fıkrasının hükümden çıkarılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Başka bir anlatımla, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride o taşınmaz malın mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satım sözleşmesinde, objektif bakımdan esaslı nokta olarak; tarafların adları veya temsilciyi yada vekillerinin kimlikleri, satım konusu taşınmaz ve nitelikleri semen ve hukuki sebebin resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir. Kısaca ifade etmek gerekirse, taşınmaz satımında semen (satış bedeli) satım akdinin asgari objektif unsurları arasındadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından soruna bakılırsa semen; satışı vaad olunan taşınmazın bedeli, vaad alacaklısının da karşı edimidir....

      Öncelikle, satış vaadinden doğan hakların aynı şekilde satış vaadi ile devredilmesinin mümkün olup olmadığının ve bunun hukuki durumunun ne olduğunun ortaya konulması gerekir. Satış vaadi sözleşmelerinin taraflarına kişisel hak verdiği tartışmasızdır. Bu niteliği gereği satış vaadinden doğan hakların da üçüncü kişilere devrinin mümkün olduğu kabul 2011/6889-20207 edilmelidir. Yargıtay da satış vaadinden doğan hakkın üçüncü kişiye temlikini geçerli saymaktadır. (Yargıtay 14. H.D. 30.3.2010 T. 2010/1003-3455 sayılı kararı) Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan şahsi hakkın BK. 'nun 162. Maddesi uyarınca, borçlunun rızası aranmaksızın üçüncü bir kişiye devri mümkün ve geçerli olduğundan, alacağı temellük eden kişi de bu hakkı satışı vaad eden malike karşı ileri sürme hakkına sahiptir ve bu nedenle borcun yerine getirilmesini bu kişiden talep ve dava edebilir. (... ......

        DELİLLER: Şuhut Satış Memurluğu'nun 2018/1 Satış sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: 12/12/2018 tarihli satış kararında satış ilanının ilan panosunda Adliye Divanhanesinde ve bir gazetede yayınlanmak suretiyle yayınlanmasına karar verildiği halde, satışın gazetede yayınlanmaması nedeniyle satış kararına uygun ilan yapılmadığından, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 vekili tarafından, satış ile ilgili tüm işlemlerin uygulandığı, tebligatların taraflara tebliğ edildiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, davacı paydaş tarafından açılan ihalenin feshi talebine ilişkindir....

        Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşmelerdendir. Vaad alacaklısı taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle mülkiyet devir borcu yüklenen vaad borçlusunun edimini yerine getirmemesi halinde edimin hükmen yerine getirilmesini mahkemeden isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle amaçlanan ileride bir taşınmazın satış işlemlerinin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satımında satış bedeli satım akdinin asgari objektif unsurları arasındadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından bakılırsa semen; satışı vaad olunan taşınmaz bedeli, vaad alacaklısının da karşı edimidir....

          Davaya dayanak satış vaadi sözleşmesi ile de davalılar Yaşar, İsmet, Gülcan, Fatma ve ... (satış vaadi borçluları), davacı ...’a (satış vaadi alacaklısına) dava konusu 704 ve 705 parsellerde miras hak ve hisselerinin tamamını 500.000.000 TL’ye satmıştır. Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/429 E. - 421 K. sayılı veraset ilamına göre davacı ve davalıların Hasan ...’ın mirasçıları oldukları görülmektedir. Başka bir deyişle gerek satış vaadi borçluları davalılar, gerekse de davacı taşınmazın elbirliği ortaklarından olup, davacının tereke dışında üçüncü bir kişi olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

            Davacı vekili, tarafların müşterek murislerinden intikal eden taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ... yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; dahili davalılar ise ayrı ayrı verdikleri dilekçeler ile satış bedelinin hesaplanarak kendilerine ödenmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ...’ün aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Davalı ...’ün diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satış yöntemi ile satış bedeli üzerinden alınacak harç oranının hükümde gösterilmesi gerekmektedir....

              UYAP Entegrasyonu