Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğince düzenlenen 27.12.2001 gün 36778 sayılı satış vaadi sözleşmesinin, ancak sözleşmeye konu taşınmazlarda bulunan 24/3720 payın 2/3’sinin tapuda ... adına tescilinden sonra ifa edilebileceğine, bu aşamada ifa olanağı olmayan 27.12.2001 gün 36778 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesine tutunularak tescil istenemeyeceğine, satış vaadine konu olan taşınmazların ... mirasçıları adlarına tapuya tescilinden sonra 27.12.2001 gün 36778 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca ... mirasçıları tarafından ... ve arkadaşları adlarına tapuda ferağ verilebileceğine, aksi takdirde ... ve arkadaşları tarafından bu satış vadi sözleşmesine dayanılarak cebri tescil davası açılabileceğine göre yerinde görülmeyen karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, karar vermek gerekmiştir....

    Noterliğince düzenlenen 27.12.2001 gün 36778 sayılı satış vaadi sözleşmesinin, ancak sözleşmeye konu taşınmazlarda bulunan 24/3720 payın 2/3’sinin tapuda ... ... adına tescilinden sonra ifa edilebileceğine, bu aşamada ifa olanağı olmayan 27.12.2001 gün 36778 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesine tutunularak tescil istenemeyeceğine, satış vaadine konu olan taşınmazların ... ... mirasçıları adlarına tapuya tescilinden sonra 27.12.2001 gün 36778 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca ... ... mirasçıları tarafından ... ve arkadaşları adlarına tapuda ferağ verilebileceğine, aksi takdirde ... ve arkadaşları tarafından bu satış vadi sözleşmesine dayanılarak cebri tescil davası açılabileceğine göre yerinde görülmeyen karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, karar vermek gerekmiştir....

      (Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY Dava, 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; 08.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını .....'e satmayı vaat etmiştir. 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını bu defa .....'e satmayı vaat etmiştir. 11.10.1993 tarihinde, vaat alacaklısı ..... olan 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmiştir. 04.03.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinden 8001/18288 payını ...'a satmayı vaat etmiştir. 22.08.1994 tarihli "düzenleme şeklinde temlikname" ile temlik eden ....., 08.04.1993 tarihli ve ...... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tüm hak ve alacaklarını, temlik alan ...'...

        Mahkemece, davacı ... isteğini H blok 13 numaralı bağımsız bölüme hasrettiğinden sözü edilen bağımsız bölüm ise daha önce satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ...’e onun da 02.11.2004 tarihinde tapuda satışı suretiyle birleştirilen davanın davacısı ...’e satıldığından, satış vaadi sözleşmesine dayalı asıl davanın reddine, mülkiyet hakkına dayalı birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü asıl davanın davacısı ... ile birleştirilen davanın davacısı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre birleştirilen davanın davacısı ... ’nin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı davanın davacısı ... ’nin temyiz itirazlarına gelince; 07.11.1995 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiştir....

          Davalılardan ..., satış vaadi sözleşmesi yapılmadan önce vekillikten azledildiğini, azilden sonra satış işlemini yaptığını, alıcı davacının da durumu bildiğini, satış vaadi sözleşmesinin hükümsüz olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Davalı malik ... de davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı ...'ün yetkisiz temsilci olarak düzenlediği satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş; hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dosya içerisindeki belge ve delillere göre; malik ...’in, dava konusu taşınmazların satış yetkisini veren 25.9.1995 tarihli vekaletname ile davalı ...’ü vekil tayin ettiği, 26.9.1995 tarihli azilname ile bu defa gördüğü lüzum üzerine ...’ü vekillikten azlettiği, 9.10.1995 tarihli noterden düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile vekil ...’ün dava konusu taşınmazın davacı ...’ye satışını vaat ettiği anlaşılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.07.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 13.07.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, satış vaadi sözleşmesinin borcun teminatı olarak yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesi ile satışın yapıldığının ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

              Daha önceki bozma ilamımızda, Fon Kurulunun davanın dayanağı olan satış vaadi sözleşmesinin 01.03.2007 tarihli ve 93 sayılı kararıyla Fon yönünden geçersiz sayılmasına ve satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkinine dair vermiş olduğu kararların iptali için davacının idare mahkemesinde açtığı davanın reddine karar verildiği ve kararın Danıştay’ca onanarak kesinleşmesi nedeniyle davaya konu satış vaadi sözleşmesinin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlenmiş olduğu hususunun kesinleşmiş yargı kararlarıyla belirlendiği, Ayrıca, satış vaadine konu taşınmazın mülkiyetinin davacı şirket üzerine geçirilmesi halinde TMSF’nin dava konusu taşınmaz üzerinden alacağını elde etme olanağının kalmayacağı, bu durumda daha önceki bozma ilamımızda yer verilen “Fon Kurulunun satış vaadi sözleşmesinin geçersiz sayılmasına ve satış vaadi şerhinin terkinine ilişkin kararı ile bu kararların iptali için idare mahkemesinde açılan davanın reddine ve ret kararının onanmasına ilişkin Danıştay...

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tahliye davasına konu ettiği taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin dayanağı olan ilk satış vaadi sözleşmesinin "sıhhat şartı" yokluğundan geçersiz olduğu yönündeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu olan yerin, sıhhat şartı yokluğu nedeniyle geçersiz olan bir satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devredildiğini, zira müvekkilinin kullanımda olan dava konusu yerin satışı, önce müvekkili tarafından dava dışı Ali Çağlar'a, alacağının teminatı olarak müzayeka altında vaad edildiğini, Ali Çağlar'ın da işbu geçersiz satış vaadi sözleşmesine dayanarak davacıya satış vaadinde bulunduğunu, dolayısıyla davacının tahliye davasına konu ettiği satış vaadi sözleşmesinin dayandığı ilk satış vaadi sözleşmesi batıl olduğundan ikinci satış vaadi sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, ilk satış vaadi sözleşmesi iki açıdan sıhhat yokluğu nedeniyle geçersiz olduğunu, satış vaadi sözleşmesi, tapu siciline...

                Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince, davacı ile davalı, dava konusu 194 parsel sayılı taşınmazın maliki olan kök muris Yusuf Durmaz’ın mirasçıları olup satış vaadi sözleşmesi elbirliği malikleri arasında yapılmıştır. Satış vaadine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin davalarda elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır....

                  Fakat,satış vaadi borçlusu davacının babası ...’nin 05.09.1997 tarihinde vefatı ile ortaklık içine davalılar ile birlikte yasal olarak katılmıştır.Daha açığı davacı ve davalılar taşınmazlarda iştirak halinde malik konumuna gelmişlerdir.Alıcı ile satıcı iştirakçi paydaş olduklarına göre, sözleşmenin ifası sonucunda taşınmaza iştirakçiler dışında bir başka paydaş katılmamasından iştirakçi paydaşlar arasındaki satışlar ve satış vaadi sözleşmeleri, hükmünü ifa eder sözleşmelerden sayılırlar. Açıklanan bu nedenle 69, 266, 268 parsel sayılı taşınmazların paydaşı ... ... oğlu ...’un satış vaadi borçlusu ... oğlu ... ...’nin mirasçısı olduğu anlaşıldığında, sözleşmenin ifa olanağı da bulunacağından davanın kabulüne karar verilmelidir. Ayrıca, 127 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağı getirtilerek satış vaadi borçlusu ... ...’nin edinme nedeni araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu