Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili, davalı ile müvekkili ... arasında 15.01.1999 tarihinde noterde yapılan 1343 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca, davalıya ait 105 ada 74 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan zemin kat 15 No’lu dükkanın; aynı tarihte ayrı ayrı müvekkili ... ile yapılan 1345 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca zemin kat 26 No’lu dükkanın; müvekkili... ile yapılan 1348 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile zemin kat 30 No’lu dükkanın; 08.02.1999 tarihinde müvekkili ... ile yapılan 3041 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca zemin kat 7 No’lu dükkanın ve müvekkili ...ile 14.01.1999 tarihinde yapılan 1099 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca zemin kat 5 No’lu dükkanın davalı tarafından müvekkillerine satışının vadedildiğini, ancak davalının satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini belirterek, dava konusu taşınmazda kain 5, 7, 15, 26 ve 30 bağımsız bölüm numaralı dükkanların tapu...
yapmak suretiyle menfaat temin ettiklerini, bu hususun kesinleşin Antalya Kadastro Mahkemesinin 1998/164 E 2004/20 K sayılı dosya kapsamı ile sabit olduğunu, davalıların dayanılan satış vaadi sözleşmesinin gerçek bir satış vaadi sözleşmesi olmadığını, satış bedeli ödenmediğini, alıcının asıl yükümlülüğünün davalılara ait orman dışına çıkarılan taşınmazların davalılar adına tescil ettirmek olduğunu, satış vaadi alacaklısı T24 ve Baki Bodur'un yükümlülüklerinin yerine getirmediklerinden davanın reddini, talep etmiştir....
Tüm bu işlemlerden sonra ...’den, davalı ... tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi şerhinin kaldırılması ve satış yetkisini içerir 08.10.2007 tarihli vekaletname almış ve 10.10.2007 tarihinde tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi şerhini terkin ettirerek aynı gün dava konusu taşınmazı davalı annesi ...’a vekaleten devretmiştir. Açıkça görüldüğü gibi, davalı ... tapu kaydındaki 24.02.1988 tarihli satış vaadi sözleşmesi şerhi nedeniyle taşınmazın üçüncü kişiye satışının vaad edildiğini bilmektedir. Tüm bu açıklamalardan anlaşıldığı gibi, dava konusu taşınmazı vekaleten satan davalı ...’ın ve taşınmazı satın alan annesi ...’ın tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi şerhini bilmeleri nedeniyle Türk Medeni Kanunun 1023 ve 1024. maddeleri gereğince iyiniyetli olduklarının kabulüne olanak yoktur. Belirtilen nedenlerle, mahkemece davalı ... ve annesi ...’ın iyiniyetli olmadıkları kabul edilmeli ve davacının ayın isteminin kabulüne karar verilmelidir....
Noterliği'nin 04.09.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesinde özetle, “…satış vaadi borçlusu ...’nun 680 ada 28 parselde kayıtlı 189,5 m2 yüzölçümlü taşınmazdaki 2/4 hak ve hissesini 30.000 TL bedel karşılığında alıcısı ...’ye satmayı vaat ettiği, satış bedelinden 25.000 TL’sinin peşin ödendiği ve akit tarihinden 1 yıl içinde satış vaadi konusu hak ve hissenin kat’i ferağının verileceği, ferağ anında da bakiye kalan 5.000 TL’nin ödeneceği….” yazılıdır....
Noterliği' nin 20.08.1998 tarih ve 40933 yev. nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 50.000,00 TL bedel mukabilinde T1 satış vaadinde bulunulduğunu, satış vaadi sözleşmesinin 17/08/2005 tarih ve 12980 yev. nolu işlem ile tapu siciline de şerh verildiğini, davalıların murisi Nazmi Birim'in satış vaadi sözleşmesi ile mümkün olan en kısa zamanda intikal işlemlerini yaptırmak ve tapu sicilinde ferağını vermeyi de taahhüt etmek suretiyle taşınmazın zilyetliğini T1 teslim ettiğini ve taşınmaz hissesi o tarihten bu yana kendisi tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini, her türlü emlak ve çevre temizlik vergisi ile kanuni yükümlülüklerinin de kendisi tarafından karşılandığını, Nazmi Birim adına kayıtlı bulunan 1/12 hisse satış vaadi sözleşmesine göre iktisap edilmiş ve zilyetliği devralınmış olmasına rağmen Nazmi Birim tarafından tapu sicilinde ferağ işlemi ile adına tescili işleminin ikmal edilmesinden, intikalin yapılmadığı, iştirakin feshedilmediği gibi gerekçelerle...
Noterliği 4121 Yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde taraflar arasında müvekkile ait olan söz konusu hissenin satışı için belirlenen miktarın müvekkiline ödenmediğinden müvekkilinin satış vaadi sözleşmesini kabul etmediğini, satış bedeli sözleşmenin asli unsuru olduğundan bu hususun eksik olmasının sözleşmeyi geçersiz hale getirdiğini, davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeni ile reddine, ayrıca mahkeme aksi kanaatte olursa taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu olan satış miktarının müvekkiline ödenmemiş olması ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin zamanaşımına uğramış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez....
Vaat alacaklısı, ...ınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. ...ınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen ...ınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89.maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716.maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verilebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Davanın dayanağını oluşturan 19.04.2004 tarihli ve 16.12.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ve devir ve temlik sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiş geçerli sözleşmelerdir. Satış vaadi sözleşmelerinde imar parselleri de satışa konu edilebilir....