-K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmaz hisselerinin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, dördüncü sıraya alınan ...' a, hesap hatası nedeniyle, alacağından fazla pay verildiğini, birinci sıradaki ...' in alacaklı olduğu takip dosyasından konulan haczin ise, yasal süresi içinde satış istenmemesi ve yeterli masrafın yatırılmaması nedeniyle düştüğünü, adı geçenin, haczinin 02.10.2007 tarihinde tapuya işlendiğini, 15.07.2009 günü kıymet takdiri ve satış istenmiş ise de, bu talebinin yeteri kadar masraf olmadığından reddedildiğini, sonradan bir miktar para yatırılmamışsa da, avans eksiğinin tamamlanmadığını, 16.11.2009 günlü talebin ise haczin düşmesinden sonra yapıldığını ve satış talebinin de icra müdürünce reddedildiğini, şikayet olunanın, bu red kararının iptali yoluna da gitmediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
e satılması üzerine, borçlu ve alacaklı icra mahkemesine başvurarak, satışın durdurulmasına ilişkin olarak icra mahkemesine yapılan talebin reddi kararını temyiz ettiklerini, İİK'nun 364/3. maddesi gereğince temyizin satışı durduracağı gerekçesiyle icra dairesine yaptıkları talebin reddi üzerine bu ret kararını da icra mahkemesinde şikayet ettiklerini, mahkemece bu talebin de reddedildiğini, ancak kanunun amir hükmü gereğince temyizin satışı durdurması gerektiğini ve sair fesih nedenlerini ileri sürerek ihalenin feshini talep etmişler, mahkemece İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/895 Esas sayılı dosyasında verilen satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin kararın şikayetçilerce temyizi nedeniyle İİK.'nun 364. maddesi gereğince bu karar kesinleşmeden satış yapılamayacağı gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmiştir. Somut olayda; alacaklı ... tarafından borçlu .... hakkında .......
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR : Tavzih talebinin reddi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil davasında davanın kabule karar verilmiştir. Davalı ...'nun temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 29.09.2020 tarih ve 2016/17838 Esas, 2020/5602 Karar sayılı ilâmıyla hükmün onanmasına karar verilerek hüküm kesinleşmiştir. Davacı ... vekili tarafından hükmün tavzihi istenmesi üzerine Mahkemece tavzih talebinin reddine dair verilen ek karar davacı ......
Hukuk Dairesinin 09.10.2023 tarih ve 2023/1060 E. 2023/1538 K sayılı kararı ile istinaf başvurusunun İİK’nın 365/3. maddesi gereği reddedildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temyiz talebinin de reddine karar verildiği, bu kez son kararın temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. 02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nın 363/1. maddesi ile aynı Kanunun bazı maddelerinde (m. 134/4, m. 97/5, m. 36/5 gibi), istinaf yoluna başvurulamayacak icra mahkemesi kararları sayılmıştır. İlk Derece Mahkemesince verilen karar; satışa hazırlık işlemlerine (5.780,00- TL satış masrafının yatırılması halinde satış talebinin kabulüne, aksi halde satış talebinin reddine) ilişkin olup konu ve miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan, İİK’nın 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin reddi kararı doğru olup, anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının onanması gerekmiştir....
Şikayet olunan vekili, şikayetçi bankanın satış talebi üzerine 13.09.2012 tarihinde ihale yapıldığını, alıcısı çıkmadığı için taşınmazlar ile ilgili satış talebinin düştüğünü, müvekkili tarafından yapılan...İcra Müdürlüğü'nün...sayılı dosyasında söz konusu taşınmazlar üzerine 15.02.2011 tarihinde haciz konularak, 01.03.2013 tarihinde de satışları yapılıp ihalenin kesinleştiğini, şikayetçi tarafa ait 23.12.2010 tarihli haciz tarihinden ilgili satış talebinin düştüğü tarih olan 13.09.2012 tarihine kadar ve ihale tarihi olan 01.03.2013 tarihi arasında geçen süre itibariyle 2 yıllık satış isteme sürelerinin dolması sebebiyle davacı tarafın hacizlerinin düştüğünü, hacizler düştüğü için... İcra Müdürlüğü tarafından ihale sonucu elde edilen paraların tekrar...İcra Müdürlüğü'nün... sayılı dosyasına iade edilmiş olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır. İİK'nun 110. maddesi hükmüne göre, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün alacaklıdan satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerekir. İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar. Kanunda icra müdürünün ne kadarlık bir sürede satış avansı olarak yatırılması gereken miktarı belirleyeceği hususu yazılı değildir. Bu nedenle icra müdürlüğünce satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda değinilen maddelerde yer alan satış isteme süreleri hak düşürücü nitelikte olup, mahkeme, satış talebinin öngörülen süreler içinde yapılıp yapılmadığını re'sen gözetmelidir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Niğde İcra Müdürlüğü'nün 2019/9891 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı vekili tarafından İİK 106 ve 110 maddeleri uyarınca satış talebinin süresinde yapılmadığından alacaklı vekilinin satış talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması şikayet konusu yapılmıştır. Alacaklı vekilinin satılmasını talep ettiği 105 ada 7 parsel ile 1699 ada 7 parsel 23 ve 28 no'lu bağımsız bölümler üzerine 09/10/2019 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı vekilince 18/03/2020 tarihinde satış talep edildiği, 205 ada 7 parsel hakkında satış talebinden 17/12/2020 tarihinde vazgeçildiği, 23 ve 28 bağımsız bölümlerin ihalesinde ihale alıcısı çıkmaması nedeniyle satışın düşürülmesine karar verilmiştir....
Öte yandan, satış vaadi sözleşmesi, her iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğinde olup, aktin bu niteliği itibarı ile sözleşmenin noterde onaylama sureti olarak değil de, düzenleme olarak yapılmış olması, bu belgenin İİK'nun 38. maddesi kapsamında ilam niteliğinde sayılmasını gerektirmediği gibi, taşınmaz mülkiyetinin satış vaadi lehtarına intikal ettiğini de göstermemektedir. O halde mahkemece; şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün satış talebinin reddine ilişkin 12.05.2015 tarihli kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, satış vaadi lehtarının her an tescili isteme hakkının bulunduğu ve mülkiyetin alıcıya geçmesinin herhangi bir koşula bağlanmadığı gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Şu halde, alacaklının satış talebini reddeden ... müdürü, bir hakkı yerine getirmemekte veya sebepsiz yere sürüncemede bırakmaktadır. Bu durumda, ... müdürünün bu kararına karşı süresiz şikayet yolunun açık olduğu kabul edilerek ... müdürlüğünce verilen satış talebinin reddi kararının, takip hukuku bakımından kesinleştiğinden ve satış talebinin ona bağladığı hukuki sonuçları ortadan kaldırdığından söz edilemez. Alacaklının yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yaptığı satış talebinin ... müdürünce reddine ilişkin kararın şikayet yolu ile ortadan kaldırılmaması halinde yasal sürenin geçmesi ile sıra cetveline esas alıncak haczin düşmeyeceği kabul olunmalıdır (YİBBGK. ....02.2018 tarih ve 2016/... Esas – 2018/... Karar)....
KARAR Davacılar, 689 ada 7 parselde bulunan hisselerinin satışı için davalı emlakçıya vekaletname verdiklerini, davalının satış bedelinin 20.000-TL’sini ödediğini, bakiye 43.884-TL’nin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 43.884-TL alacağın satış tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davacıların hissesine düşen satış bedellerini davacıların akrabası ve onların adına hareket eden ... Kanat’a ödediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....