Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2003/1473 sayılı dosyasının üçüncü sıraya alındığını, oysa bu dosyadan konulan ilk haczin 7.1.2005 tarihli olduğunu, süresi içinde yapılan satış talebinin icra müdürünce reddedilmesi nedeni ile satış isteme süresinin durduğunu, bu haczin şikâyet olunanın hacizden önceki tarihi taşıdığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikâyet olunan banka vekili şikâyetçinin ilk haczinin düştüğünü, satış talebinin başka bir taşınmaza yönelik olarak yapıldığını bildirerek şikâyetin reddi gerektiğini savunmuştur. İcra mahkemesince şikâyetçinin alacaklı olduğu dosyadan haczedilen taşınmazlar için satış istenmediği, sonraki haczin de şikâyet olunanın haczinden sonraki tarihi taşıdığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş; hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2003/1473 sayılı dosyasının üçüncü sıraya alındığını, oysa bu dosyadan konulan ilk haczin 7.1.2005 tarihli olduğunu, süresi içinde yapılan satış talebinin icra müdürünce reddedilmesi nedeni ile satış isteme süresinin durduğunu, bu haczin şikâyet olunanın hacizden önceki tarihi taşıdığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikâyet olunan banka vekili şikâyetçinin ilk haczinin düştüğünü, satış talebinin başka bir taşınmaza yönelik olarak yapıldığını bildirerek şikâyetin reddi gerektiğini savunmuştur. İcra mahkemesince şikâyetçinin alacaklı olduğu dosyadan haczedilen taşınmazlar için satış istenmediği, sonraki haczin de şikâyet olunanın haczinden sonraki tarihi taşıdığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş; hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Mahkemece, ... iptali ve tescil talebinin reddine, ikinci kademedeki rayiç bedel talebinin ise kısmen kabulü ile 10.000,00 TL bedelin 26.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2-Davacının ikinci kademedeki isteği ile ilgili olarak; mahkemece, dava dilekçesinde belirtilen 10.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Taraflar arasında geçerli bir sözleşme düzenlenmiştir....

        Somut olayda, yasal süre henüz dolmadan 500,00 TL gayrimenkul satış avansının yatırıldığı, masraf avansı eksik ise icra müdürlüğünce tamamlatılabileceği, süresinde ve geçerli bir satış talebinin bulunduğu gözetilerek, şikayetin reddi yerine, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.02.2018 tarihli ve 2016/4 Esas, 2018/1 Karar sayılı kararında, İİK’nın 106. maddesinde öngörülen süreler içinde satış istemiş olması halinde icra müdürlüğünce sebep gösterilecek satış talebinin reddi ile satış yapılmaması kararının aleyhine icra mahkemesine şikayet yolunca başvurulmamış olması haczin düşmesini gerektiğini belirtilmiştir. Somut olayda şikayetçinin ihtiyati haczinin 29.06.2013 tarihinde kesinleştiği ve süresinde satış talebinde bulunarak satış avansının yatırıldığı halde satış yapılmaması ve icra müdürlüğünce satış talebinin reddedilmiş olması nedeniyle şikayetçi haczinin düştüğü gerekçe gösterilerek sıra cetveli düzenlenmiştir....

            İcra Müdürlüğü'nün 2013/627 Esas sayılı takip dosyasında 15.01.2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlandığı, ödeme emrinin 22.01.2013 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, şikayet olunan tarafından 02.02.2013 tarihinde bedeli paylaşıma konu menkullere haciz konulduğu, altı aylık sürede satış istenip masraf yatılmadığı, satış talebinin 14.08.2013 tarihinde yapılıp avansın 18.09.2013 tarihinde yatırıldığı, buna göre haczinin düştüğü anlaşıldığından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, 15.04.2013 tarihli 56,85 TL. bedelli makbuzda, "Haciz, Teslim ve Satış Harcı" yazmakta ise de, makbuzun dayanağı bir satış talebi olmadığı ve makbuzun alacaklı vekilinin yeni haciz talebine yönelik olduğu gözardı edilerek, dosyada satış süresinde yapılmış bir satış talebinin bulunmadığı ve satış avansı yatırılmadığı halde aksinin kabulü ile şikayetin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.'' gerekçesiyle bozulmuştur....

              Hukuk Dairesi’nin 30.06.2022 T. ve 2022/2355 E., 2022/1451 K. sayılı kararı ile karar konu itibariyle kesin olduğundan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temyiz talebinin de reddine karar verildiği, bu kez son kararın temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. 02/03/2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nun 363/1. maddesi ile aynı Kanunun bazı maddelerinde (m. 134/4, m. 97/5, m. 36/5 gibi), istinaf yoluna başvurulamayacak icra mahkemesi kararları sayılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen karar, satış talebinin reddi işleminin kaldırılması istemine ilişkin olup, konu itibariyle kesin nitelikte olduğundan, İİK’nun 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin reddi kararı doğru olup, anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının onanması gerekmiştir....

                Mahkemece, ... iptali ve tescil talebinin kabulüne dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.05.2013 tarih 2013/5772 E-2013/7256 K sayılı ilamıyla “Davacının dayandığı 09.12.1997 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi noterde usulüne uygun olarak düzenlenmiş olup geçerlidir. Anılan sözleşme 10.12.1997 tarihinde tapuya şerh edilmiş olup, 1/2 hisse maliki ve satış vaadi borçluları ... ve ...’ün talebi üzerine 09.01.2003 tarihinde tapudan terkin edilmiştir. Davalı ...’ın dava konusu 1/2 hissenin mülkiyetini edindiği 20.01.2003 tarihi itibariyle tapuda satış vaadi şerhi mevcut değildir. Dava konusu 1/2 pay daha sonra ... tarafından, diğer davalı ...’e 16.04.2003 tarihinde satış suretiyle temlik edilmiştir....

                  Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re’sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise istemi reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tâbidir.Süresi içinde yapılmış olan satış talebi, alacaklı tarafından bir defa geri alınabilir. Bu durumda, satış talebini geri alan alacaklı ancak, haciz tarihinden itibaren kalan satış isteme süresi içinde yeniden satış isteyebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,s.608). Somut olayda, .... nolu taşınmazın tapu kaydına 25.04.2012 tarihinde haciz şerhi konulmuştur. Haciz tarihi itibari ile uygulanması gereken İİK'nun 106. maddesi hükmüne göre, taşınmazlarda satış isteme süresi iki yıldır. Taşınmazın ilk satışı için 21.04.2014 tarihinde satış talep edilmiş, 12.09.2014 tarihinde ise satış talebi geri alınmıştır....

                    Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığından İİK'nun 134/8.maddesinde öngörülen dava şartının mevcut olmaması nedeniyle istemin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi hukuken yerinde değildir. İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu