Taşınmazın, davalı tarafa teslim edilip edilmediğinin araştırılarak, teslim edilmiş ise; kabul edilen 17.000,00 TL ile 41 H 0126 plaka sayılı araç bedeli olan 6.000,00 TL yönünden, dava tarihinden itibaren faiz talebinin kabul edilmesi gerekirken, reddi yerinde görülmemiştir. Davalı vekili, 26.06.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafça ispat edilen masraflara, dava tarihinden itibaren faiz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu husus dikkate alınarak, yapılan imalat bedeli olarak hüküm altına alınan 12.000 TL yönünden, dava tarihinden itibaren, faiz talebinin kabulü gerekirken; reddi yerinde görülmemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, İİK'nın 150/e maddesine göre, takip tarihi itibariyle satış isteme süresinin ödeme veya icra emrinin tebliği tarihinden itibaren 2 yıl olduğunu, 06/05/2011 tarihinde satış talep edilerek avans yatırıldığını, ancak o dönemde UYAP olmadığı için bu sırada yapılan işlemlere ilişkin evrakın yalnızca fiziki dosyasında bulunduğunu, satış avansının sehven 2009/9557 Esas sayılı dosyaya alındığını, satış talebinin de sehven aynı dosyaya girmiş olabileceğini, icra dairelerinin talep olmadan işlem yapmadığını, oysa uzun süredir takipte satışa hazırlık işlemlerinin yapılmasına devam edildiğini, satış talebi olmadan bu işlemler yapılamayacağı gibi icra müdürlüğünün talep olmadan yatırılan satış avansını da kabul etmeyeceğini, satış talebinin yalnızca fiziki dosyada bulunması nedeniyle kaybolması, dosyadan düşmesi veya üçüncü kişiler tarafından alınmasının da kuvvetle muhtemel olduğunu, bir dosyada satış avansının alacaklı tarafından...
İcra Müdürlüğü'nün 2011/660 Esas sayılı dosyasında alacaklı olduğunu iddia eden tarafça 16.03.2011 ve 07.02.2012 tarihlerinde satış talebinde bulunulmuş ise de; talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi ve şikayet üzerine İcra Hakimliğince kaldırılmaması sonucu geçerli bir satış talebinin varlığından sözedilemeyeceğinden ve süresinde geçerli bir satış talebi de olmadığından usul ve yasaya uygun olan davanın kabulüne dair mahkeme ilamının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyorum. 24.10.2014...
İcra Müdürlüğü'nün 2013/3101 Esas sayılı dosyasında alacaklı olduğunu iddia eden tarafça 10.08.2011 tarihinde satış talebinde bulunulduğu ancak talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi, şikayet üzerine İcra Hakimliği'nce ret kararının kaldırılmaması sonucunda geçerli bir satış talebinin varlığından sözedilemeyeceğinden ve süresinde geçerli bir satış talebi de olmadığından usul ve yasaya uygun olan davanın kabulüne dair mahkeme ilamının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne açıklanan nedenlerle katılamıyorum. 02.10.2014...
Bir başka anlatımla icra müdürlüğünün takdir hakkını kullanarak kıymet takdiri yapılmamış olması yada bir başka sebeple satış talebini reddetmesi düşünülemez. Somut olayda, alacaklının talebi ile satışa konu aracın 05.03.2015 tarihinde fiili haczinin gerçekleştirildiği, fakat aracın hurda olduğundan bahisle kıymet takdirinin yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, 14.12.2015 tarihinde ise aynı icra müdürlüğü tarafından, alacaklının talebi ile aracın kıymet takdirinin yapıldığı görülmektedir. Alacaklının 16.12.2015 tarihinde satış harcını yatırarak 17.12.2015 tarihinde satış talep ettiği fakat icra müdürlüğünce, sadece, alacaklı tarafından yapılan satış talebinin süresi içerisinde ise kabulüne, değilse reddine karar verilmesi gerekirken; yapılan kıymet takdirinin haber verilmeden yapıldığı, verilen ilk karara uyulmadığı gerekçeleri ile anılan satış talebinin reddolunduğu anlaşılmıştır....
İlk derece mahkemesince davanın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince, araç satış sözleşmesinde araç sahibinin davacı dışında bir şirket olduğu, satış suretiyle devir yapıldığı, dava konusu taşınmazın da pasif maliklerinin davacı dışındaki gerçek ve/veya tüzel kişiler olduğu, devrin satış yoluyla gerçekleştiği, bağış iddiasının yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlanamadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı usul yönünden hukuka uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur; HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile; 1- Fethiye 3....
Maddesine göre alacaklı yapılmasını talep ettiği muamelelerin masrafını peşin ödeyeceği bu durumda satış talebinin geçerli olabilmesi için öncelikle satış talebi ile birlikte satışla ilgili yeterli gider avansını dosyaya yatırması gerektiği, satış talebi satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılacağı, masrafın yatırılmak kaydıyla alacaklının satış talebinde bulunmaması durumunda satış talebi geçerli olup, hüküm ve sonuçlarını doğurması için icra müdürlüğünün kararına ihtiyacın olmayacağı, somut olayda alacaklı tarafından imha edilen dosyaya masrafın yatırıldığı belli ise de, alacaklı tarafından satış talebinde bulunulup, bulunulmadığı belli olmadığı, taraflarca dosyanın ihyası yönünde herhangi bir başvuruda bulunulmadığı anlaşılmakla, sistemden yatırılmış satış avansının satış talebi olarak değerlendirilip İİK 106 ve 110....
Ancak dava niteliği taşıyan ve apaçık genel mahkemenin görevine girdiği belli olan, örneğin; boşanma davası, tapu iptal tescil davası, nüfus davası, ortaklığın satış yoluyla giderilmesi...vb. bir başvuru hakkında görevsizlik kararı vermesi gerekir. Somut olayda 01/07/2013 tarihli ihale sonucunda taşınmazların alacaklıya ihale edildiği, ihalenin feshi talebinin reddi kararının Dairemizce onandığı ve yapılan karar düzeltme talebinin de Dairemizce reddedildiği, ihalenin kesinleşmesi üzerine taşınmazların alıcı adına tescil edildiği görülmektedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/12467 Esas sayılı dosyasında adına kayıtlı tapu üzerine haciz konulduğunu, haciz konulan gayrimenkullerin dosya borçlusu İbrahim Tugay adına kayıtlı olmadığını, borçlunun mirası reddettiğini, icra müdürlüğünce veraset belgesi ibraz edilmeden haciz uygulamasının hukuka aykırı olduğunu, haczin kaldırılması talebinin ilgili icra müdürlüğünce red edildiğini, ilgili dosyaya cüzi miktarda satış avansı yatırıldığını, 300,00 TL ile gayrimenkulün satılamayacağını, satış talebinin hukuka aykırı olduğunu, satış talebinin haczin düştüğünden reddi gerektiğini, haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini bu nedenlerle 26/06/2019 tarihli müdürlük kararının iptalini, dosyadaki hacizlerin kaldırılmasını, yargılama masraflarının davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu nedenle davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün ve E.1989/3 – K.1990/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz talebinin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz talebinin reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....