Kişi vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmaz üzerinde alacaklı sıfatıyla hacizleri bulunduğunu, davaya dahil edilmeleri gerektiğini, satışın hissedarlar arasında olmasını nedeniyle zarara uğrayacaklarını, amacın alacakları zarara uğratmak olduğunu bu nedenle satışın durdurulması ile yerel mahkeme ek kararının ve kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 3. Kişinin tedbir talebinin dairemizin 08.04.2022 tarihli Ara kararı ile istinaf eden 3. Kişinin dosyada taraf olmadığı bu nedenle tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dava ortaklığın giderilmesi davasıdır. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. İstinaf kanun yoluna başvuran 3....
Somut olayda; davacı üçüncü kişi vekilinin satışın durdurulması talebi üzerine, Mahkemece 02.09.2013 tarihli tensip ara kararı ile teminat yatırılması halinde satışın durdurulmasına karar verilmiş, ancak davacı 3. kişi tarafından teminat yatırılmamıştır. Bu durumda, davacı 3. kişi vekilinin talebi ve teminat yatırması üzerine takibin durdurulmasına karar verilmesi ve teminat yatırılmadığı için takip durmadığına göre aleyhine tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nun ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, haline münasip ev üzerindeki haczin kaldırılması ve satışın durdurulması istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde icra mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik karar verilmiştir. Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
İcra takip dosyası incelendiğinde; borçlunun 10.08.2023 tarihinde bakiye dosya borcunu ödediği, hatta bir miktar fazla ödemede bulunduğu, 21.08.2023 tarihli dosya hesabında dosya borcunun kapandığının görüldüğü, bahsi geçen dosya hesabına ilişkin olarak herhangi bir şikayet başvurusu olmadığı dolayısıyla dosya hesabı ve ödeme geçerli olduğundan İİK’nın 115. maddesi gereği satışın durdurulması gerektiği anlaşılmıştır. Akabinde 22.08.2023 tarihinde alacaklı vekili satış masraflarının satış sonrasında satış bedelinden ödeneceğini ileri sürerek satış işlemlerine devam edilmesini talep etmesi üzerine satışa devam edilerek 29.08.2023 tarihinde ihale yapılmıştır....
nun 128/1. maddesine göre "satışın başlamasından evvel" tapu kaydı getirtilip buna göre mükellefıyetler listesinin hazırlanması ve tebliği, satıştan önce taşınmazın son imar durumlarının araştırılması, satış ilanının İİK.'nun 114 ve 126. maddelerine göre düzenlenip yapılması gibi işlemlerin talimat icra dairesince yürütülmesi ve memurun anılan işlemlerinin denetlenmesinin ise o yer tetkik merciince yerine getirilmesi sağlıklı ve amacına uygun bir satış için gerekli bulunmaktadır.Her ne kadar "satışın durdurulması" yönünde karar verme yetkisi asıl icra dairesinin ise de, somut olayda satışın durdurulması istemine dayanak yapılan ve yukarıda tartışılan nedenler talimat icra dairesinin yetkisinde olup, İİK.'nun 360. maddesinde öngörülen kuralı değiştirmez. O halde, özel daire bozma ilamına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” denilmiştir....
Parselde bulunan taşınmazı satışısın durdurulması ve müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; "...Somut uyuşmazlık, yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde; eldeki davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, İİK'nun 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında satışın durdurulmasına karar verilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla satışın durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin talebinin REDDİNE, ..." şeklinde karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI: Mahkemece 15/11/2021 tarihli ara karar ile; kanunun "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez." şeklindeki amir hükmü uyarınca icra takibinin durdurulması, dolayısıyla satışın durdurulması mümkün olmadığından davacı vekilinin "icra takibinin durdurulması" şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine" karar verilmiştir....
itirazın iptali davasında gösterdiği alacak arasında büyük bir fark bulunduğunu, icra takibinde iddia edilen alacağın, icra takibi üzerinden açılan itirazın iptali davasındaki değerin iki katında fazla olduğunu, bu nedenle dosyadaki haciz ve satışın devamına karar verilmesinin telafisi imkansız zararlar doğuracağının sabit olduğunu ileri sürerek dosya borcunun tamamının mahkemenin göstereceği bir yerde depo edilerek karşılanması ile, icra dosyası üzerinden uygulanan tüm haciz ve satışların durdurulması adına ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dava, yüklenici tarafından satılan dükkan ve depo niteliğindeki taşınmazın ödemeler yapılmasına rağmen devir ve teslim edilmediği iddiasıyla başlatılan icra takibe nedeniyle menfi tespit ve icra işlemlerinin tedbiren durdurulması talebine ilişkindir. İcra ve İcra ve İflas Kanun'unun 72/3. maddesinde, “....icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez....
Bu durumda satışın durdurulması gerekirken ihalenin yapılmış olması İİK'nın 363/son maddesine aykırılık teşkil ettiğinden ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 3....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, satış ilanındaki bilgilerin kıymet takdir raporunda yer alan bilgiler olduğunu, satış ilanının düzeltilmesine ilişkin şikayetin reddi kararının hukuka uygun olduğunu, kesin olarak verilen bu karara uygun olarak yapılan satışının usulüne uygun olduğunu, satışın durdurulması kararı ilan edilmediğinden ihaleye katılımı etkilemeyeceğini, dava dilekçesinde bildirilen nedenlerin ihalenin feshi nedenlerinden olmadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını bildirerek davanın reddine, davacının İİK'nın 134. maddesi uyarınca ihale bedelinin %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, Tire İcra Müdürlüğü’nün 2018/203 Talimat sayılı dosyasında, davalı Ziraat Bankası A. Ş.'...