Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ... ve ... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen açılmamış sayılmasına ve kısmen reddine dair... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.10.2008 gün ve 242/321 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, dava dilekçesinde 118 ada 15 sayılı parselin muris Hamit oğlu Mehmet Yılmaz adına kadastro çalışmaları sırasında tespit edilmesi gerekirken davalı ... adına tespit edildiğini, kadastro tutanağının kesinleşmesiyle tapu kaydının oluştuğunu, daha sonra ...tarafından davalı ...’a satıldığını, satışın Borçlar Kanununun 18. maddesi gereğince muvazaalı olduğunu belirterek davalı ... adına bulunan tapu kaydının iptali ile vekil edenleri ile muris Mehmet Yılmaz’ın mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.10.2012 gününde verilen dilekçe ile ihalenin feshi, satışın ve tapu kaydının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; ihalenin feshi istemine ilişkin davanın dava şartı yokluğundan, tapu kaydının iptali isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 08.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne ve duruşma isteminin gider yokluğundan reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ihalenin feshi ile buna bağlı olarak satışın ve tapu kaydının iptali istemine ilişkindir. Davalılar davanın reddini savunmuştur....

        Davalı alacaklı vekili, davacı 3.kişinin pert olmuş bir nesneyi satın aldığını, haczin ise ... plakalı araç üzerine konulduğunu, davacının bu aracın sahibi olmadığını, söz konusu aracın satışının iptaline yönelik tasarrufun iptali davası bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece dava konusu aracın 30.04.2010 tarihinde noter satış sözleşmesiyle dava dışı ... isimli şahıstan alındığı, mülkiyetin bu tarihte davacıya geçtiği aracın borçludan satın alındığının iddia ve ispat edilmediği bu satışın iptali için de alacaklı tarafından tasarrufun iptali davası açılabileceği, önceki satışın iptali için açılan tasarrufun iptali davasında davacı 3.kişinin taraf olmadığı bu nedenle tasarrufun iptaline yönelik kararın davacı 3.kişiyi bağlamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/101 esas sayılı dosyası ile açılan tasarrufun iptali davasında mahkemenin satışın iptaline karar verdiğini, satışın iptali davasının kesinleştirilmemesini fırsat bilen davalı ...’ın taşınmazı diğer davalı ...'a sattığını, iş bu satışın müvekkillerine zarar vermek amacıyla yapılmış olduğunu belirterek bu tasarrufun iptalini talep etmiş ve mahkemece dava; hukuki tasnifinde İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olarak kabul edilmiş ve dava bu şekilde görülmüştür. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

            TMKVıın 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Onalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. BK'nın 225/2. maddesi "herkesin iştirak edebildiği ihtiyari ve aleni müzayedelerde satımın, satıcının ihalesi ile münakit olur" hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere, aleni ve herkesin katılabileceği ihtiyari artırmada satım sözleşmesi ihale memurunun veya devir edenin ihaleyi açıklamasıyla kurulmuş olur. Fakat taşınmazın mülkiyeti Borçlar Kanunu'nun 231. maddesi hükmü uyarınca ancak tapu siciline kaydedilmekle geçer....

              Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nin 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 Karar. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

                Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Olayımıza gelince; davalı tarafından davaya konu taşınmazda, diğer paydaşın hissesini 06.05.2011 tarihinde satın almış, önalıma hakkına ilişkin dava ise 22.06.2011 tarihinde açılmıştır. Davacıya payın satıldığına ilişkin noterlikçe yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen dava, satış tarihinden itibaren 3 ay içerisinde açıldığından süresindedir....

                  Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 733 / 3 maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığı ile bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Olayımıza gelince ; ... Ada ... parsel No’lu taşınmazın hissedarlarından ..., ..., ... ve ... varisleri olan ..., ..., ..., ... ve ...’un toplam 1838/3038 hisselerini 24/12/2010 tarihinde davalıya 36.700 TL bedelle sattıkları, 07/01/2011 tarihinde ise davalı ...'ın dava konusu ...Ada ......

                    Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir....

                      UYAP Entegrasyonu