WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda taşınmazın aynına yönelik muvazaa nedeniyle satışın iptali niteliğindeki istemine göre uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesinde görülmesi, muris muvazaası nedeniyle ölünceye kadar bakma akdine dayalı olarak oluşturulan tapu kayıtlarının iptali isteği hakkında ise mahkemece daha sonra tefrik kararı verilerek genel mahkemeye gönderilmesine karar verilebileceği kabul edilebilir nitelikte görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince Daday Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline ait dava konusu taşınmazın 08.04.2010 tarihinde davalı Nurten ve Halide'ye satıldığını ,ancak anılan davalıların......Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/708 Esas 2013/116 Karar sayılı dosyasından açtıkları dava ile satış aktinin iptali ile buna bağlı olarak tapu iptali ve tescil davası açtıklarını yargılama sonunda tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği, bu aşamada yine aynı davalıların taşınmazı muvazaalı olarak yakın akrabaları......'e satış olarak gösterildiğini, muvazaalı satışın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir....

      Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nin 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SATIŞIN İPTALİ -KARAR- Dava, 6183 Sayılı Yasa kapsamında satışın iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 15.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın tapu iptali ve tescili talebini de içerir satışın iptali isteminden kaynaklanmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 1.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 29.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece tasarrufun yapıldığı tarihte davacının doğmuş bir alacağının bulunmadığı, satışın davacının alacağının tahsilini engellemek amacıyla yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, 4.Hukuk Dairesinin 08.11.2012 gün ve 2011/13240-2012/16464 sayılı ilamı ile davacının senede dayalı alacağının olduğu, vadenin gelmiş olmasının gerekli olmadığı, esas hakkında inceleme yapılarak sonucuna göre verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı borçlunun maliki olduğu taşınmaz hissesini raicinden düşük bedelle kayınbiraderi olan diğer davalı 3.kişiye satarak devir ettiği, satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun iptali ile davalı 3.kişi adına olan tapu kaydının iptali ile önceki malik ... adına tapuya kayıt ve tesciline verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

              Davalı vekili, dava edilen yerle ilgili bir satışın yapılmadığını, satışın yapıldığı iddia edilen tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddesi hükmü gereğince yetkinin Belediye Meclisine ait olduğunu, alacak talebine yönelik davada ise zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemi yönünden satışın Belediye Meclis kararı ile yapılmadığı, alacak talebi yönünden ise zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir....

                gerekeceğinden satışın tedbiren durdurulmasın talep etme etmiştir....

                Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK’nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olaya gelince; önalım hakkına konu 1432 ada 3 parseldeki 319/2214 hissenin 25.02.2011 tarihinde ... tarafından 223.300 TL bedelle davalıya satılması üzerine davacı, bu pay satışını yeni öğrendiğini ileri sürerek önalım hakkına dayalı davayı 12.12.2011 tarihinde açmıştır....

                  Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdikten sonra, TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer....

                    UYAP Entegrasyonu