Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, dava edilen yerle ilgili bir satışın yapılmadığını, satışın yapıldığı iddia edilen tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddesi hükmü gereğince yetkinin Belediye Meclisine ait olduğunu, alacak talebine yönelik davada ise zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemi yönünden satışın Belediye Meclis kararı ile yapılmadığı, alacak talebi yönünden ise zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir....

    Mahkemece tasarrufun yapıldığı tarihte davacının doğmuş bir alacağının bulunmadığı, satışın davacının alacağının tahsilini engellemek amacıyla yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, 4.Hukuk Dairesinin 08.11.2012 gün ve 2011/13240-2012/16464 sayılı ilamı ile davacının senede dayalı alacağının olduğu, vadenin gelmiş olmasının gerekli olmadığı, esas hakkında inceleme yapılarak sonucuna göre verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı borçlunun maliki olduğu taşınmaz hissesini raicinden düşük bedelle kayınbiraderi olan diğer davalı 3.kişiye satarak devir ettiği, satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun iptali ile davalı 3.kişi adına olan tapu kaydının iptali ile önceki malik ... adına tapuya kayıt ve tesciline verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      gerekeceğinden satışın tedbiren durdurulmasın talep etme etmiştir....

      Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK’nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olaya gelince; önalım hakkına konu 1432 ada 3 parseldeki 319/2214 hissenin 25.02.2011 tarihinde ... tarafından 223.300 TL bedelle davalıya satılması üzerine davacı, bu pay satışını yeni öğrendiğini ileri sürerek önalım hakkına dayalı davayı 12.12.2011 tarihinde açmıştır....

        Mahkemece, toplanan delil ve tanık anlatımlarından davalı 3.kişilerin borçlunun durumunu bildikleri ve alacaklılara zarar vermek amacı ile satışın yapıldığından bahisle tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş hüküm davalı borçlu ve ... vekili temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre borçlu ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 6.315,65 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı borçlu ve ...'den alınmasına 13/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdikten sonra, TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer....

            Dava, önalım hakkının kullanılması nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir....

              Şikayet tarihi olan 15/10/2014 tarihinde henüz ihale yapılmamış olup şikayet dilekçesinde satışın durdurulması ve iptali talebinde bulunulduğundan bu husustaki şikayet incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken şikayet tarihinden sonra 17/10/2015 tarihinde ihale yapılması sonrasında şikayetçinin talebinin dört adet taşınmaza yönelik ihalenin feshi olarak vasıflandırılıp şikayetin reddine, borçlular aleyhine %10 para cezasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı idare vekili, borçlu ..'ın vergi borcundan dolayı hakkında 6183 sayılı Kanuna göre takip yapıldığını, borçlunun mal kaçırmak amacıyla taşınmazını davalı 3.kişi eşine sattığının tespit edildiğini ileri sürerek muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, dava konusu taşınmazın borçlunun iş yerini kapatmasından iki yıl sonra satıldığını, borçlunun eşinin vergi borcundan haberdar olmadığını, satışın gerçek bir satış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                  Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

                    UYAP Entegrasyonu