Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, her ne kadar taraflar arasında yapılan satış, piramit satış olarak değerlendirilip davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan satış işleminin piramit satış olarak değerlendirilmesi için öncelikle piramit satışın unsurlarının, şartlarının ve piramit satış sisteminin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve piramit satışa ilişkin yapılan tespitin gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece, sadece "piramit satış" nitelendirilmesi yapılmakla yetinilmiş, yapılan satışın hangi nedenlerle piramit satış sistemi olarak değerlendirildiği, sistemin özellikleri açıklığa kavuşturulmamıştır....

    Davalılar .... ve ... vekili, satışın gerçek olduğunu, satıştan elde edilen paranın borç ödemelerinde kullanıldığını, ivazlar arasında da nispetsizlik bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... şirket vekili bu dava ile müflis şirketin ilgisi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, satışın yapıldığı dönemde borçluların ekonomik durumlarının çok iyi olduğunu, satışın iyiniyetle yapıldığını, satış bedellerinin günün rayiçlerine uygun olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili de müvekkilinin borçluları tanımadığını, aralarında bir ilişki bulunmadığını, taşınmazın borçlulardan satın alınmadığını, satımın belediye rayiçlerine göre yapıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

      Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve dava konusu taşınmaz üzerindeki 700.000,00 TL ipotek bedeli dikkate alındığında ivazlar arasında bedel farkı olmadığından mahkemenin bu yönde yaptığı tesbit yerinde olmamakla birlikte, davalılar arasında iptali istenilen satıştan önce devam eden ticari ilişkilerinin bulunduğu taraflarında kabulünde olup üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek şahıslardan olduğu, buna göre İİK'nun 280. maddesi gereğince yapılan değerlendirme yerinde olduğu gibi, davalıların bu satışın alacağa mahsuben yapıldığı yönündeki kabulleri dikkate alındığında, İİK'nun 279/2-2 maddesine göre ödemenin mutad ödeme aracı ile yapılmadığından satışın batıl olması nedeni ile tasarrufun bu gerekçe ile de iptali gerektiğinden, karar sonuç itibari ile doğru olup davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 2.037,00...

        Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Çünkü, TMK’nın 732. maddesi ile bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının kullanılabileceği kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir....

          Bu durumda taşınmazın aynına yönelik muvazaa nedeniyle satışın iptali niteliğindeki istemine göre uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesinde görülmesi, muris muvazaası nedeniyle ölünceye kadar bakma akdine dayalı olarak oluşturulan tapu kayıtlarının iptali isteği hakkında ise mahkemece daha sonra tefrik kararı verilerek genel mahkemeye gönderilmesine karar verilebileceği kabul edilebilir nitelikte görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince Daday Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline ait dava konusu taşınmazın 08.04.2010 tarihinde davalı Nurten ve Halide'ye satıldığını ,ancak anılan davalıların......Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/708 Esas 2013/116 Karar sayılı dosyasından açtıkları dava ile satış aktinin iptali ile buna bağlı olarak tapu iptali ve tescil davası açtıklarını yargılama sonunda tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği, bu aşamada yine aynı davalıların taşınmazı muvazaalı olarak yakın akrabaları......'e satış olarak gösterildiğini, muvazaalı satışın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir....

              "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın tapu iptali ve tescili talebini de içerir satışın iptali isteminden kaynaklanmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 1.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 29.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SATIŞIN İPTALİ -KARAR- Dava, 6183 Sayılı Yasa kapsamında satışın iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 15.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Maddesinde gösterilmiş olup buna göre İcra Mahkemesi'nce 85. maddenin uygulanma biçimi, İcra Dairesi tarafından hesaplanan vekalet ücreti 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yedieminin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, taşkın haciz itirazı, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilanının iptali, satış talebinin reddi, süresinde satış istememesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263. maddenin uygulanma biçimi, iflas idaresinin oluşturulması, İcra Mahkemesi'nin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlar, iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası, İİK 36. maddeye ilişkin kararlar kesin nitelikte olup istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir....

                  Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nin 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

                    UYAP Entegrasyonu