Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının istinaf dilekçesinde satışın tedbiren durdurulması ve satış kararının iptali talep olunmakla istinaf mahkemesince bu yönde bir karar verilemeyeceğinden, icra mahkemelerince satışın durdurulması talepleri ile ilgili verilen kararların istinaf incelemesi İİk nun 363. Maddesi kapsamında talep edilemeyeceğinden davacının istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM:Gerekçesi yukarda açıklandığı üzere 1- Davacının talebinin istinafa tabi olmadığı anlaşılmakla, İİK'nun 363/1 , HMK 352 ve HMK 346 maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin reddine 2- a-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, b- İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına Dair tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda İİK'nun 365/3 maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

Mahkemece, tasarrufa konu taşınmazın ... değeri ile tapudaki satış bedeli arasında fahiş fark bulunması nedeniyle davanın kabulüne, yapılan satışın iptali ile davacı lehine icra takip dosyasındaki alacağını tahsil edebilmesi için cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 7.770.00.-YTL kalan onama harcın temyiz eden davalılardan alınmasına 11.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ... aleyhine yapılan icra takibinin kesinleştiğini, yapılan araştırmada borçlunun kendisine ait Tarsus İlçesi Dedeler Köyündeki taşınmazını davalı ...’e devrettiğini kısa bir süre sonra da davalı ... tarafından diğer davalı ...’e satıldığını, satışın alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olarak yapıldığını o nedenle bu tasarrufun iptali ile haciz ve satış yetkisinin tanınmasını istemiştir. Davalılardan ... vekili ve duruşmaya gelen ... satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir. Diğer davalı ... usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir....

      Mahkemece, iddianın ispat edilemediği, yapılan satışın mirasbırakanın iradesi dahilinde satış olduğu, dava dışı mirasçıların beyanlarının da satışın gerçek olduğu yönünde olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 6.20.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazı diğer davalı şirkete devrettiğinden bu devre ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket vekili, satışın gerçek ve mal kaçırma amacının söz konusu olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....

          Dava, önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK’nun 733/3. maddesi uyarınca satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü bulunmaktadır. Satışın hak sahibine noter aracılığıyla bildirildiği tarih üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle önalım hakkı düşer. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Dosya içerisindeki tapu kaydından 4 parsel sayılı taşınmazda 58/83 payın davacı; 25/83 payın da davalı adına 24.03.2010 tarihinde satış nedeniyle kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....

            Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı, alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur (TMK m. 733/3). Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer (TMK m. 733/4). Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 Karar sayılı kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp TMK'nin 733/3. maddesi uyarınca noter ihtarının tebliği gerekir. Noter ihtarı tebliğ edilmemiş ise iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir....

              İlçesi Yenice İsmail Mahallesi ... ada ... parseldeki davalılar arasındaki satışın iptali ile davacıya alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesine ”ibaresinin yazılması suretiyle hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 09.04.2018 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....

                Mahkemece, davanın kabulü ile 27 parsel sayılı 165m² yerin tapusunun iptali ile tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, belediye satışına dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Belediye Encümeni tarafından davacıların murisine yapılan satışın gerçekleştiği 26/01/1999 tarihinde yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanunu gereğince Belediye mallarının satışında yetkili olan organın araştırılarak, satışın yetkili organ tarafından yapılıp yapılmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Kabüle göre de, tapu iptali istemi bağımsız bölüme ilişkin olduğuna göre yapının ruhsata bağlanıp bağlanmadığı, ruhsatının bulunmadığı saptandığı takdirde iskan ruhsatı verilmesine engel bir durum olup olmadığı araştırılmadan hükmün kurulması da doğru değildir. Bundan ayrı taşınmazın tamamının mülkiyetinin naklini sağlayacak şekilde taşınmazın tamamının hakkında iptal hükmü kurulması da doğru görülmemiştir....

                  Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nin 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6- 358 Esas, 470 Karar. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

                  UYAP Entegrasyonu