Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Türk Medeni Kanunu’nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir....

    Birleştirilen 2016/11 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili; asıl davayı açtıktan sonra davalının 04/09/2015 tarihli satış işlemi ile 611 parsel sayılı taşınmaz üzerinden yeni hisseler satın aldığını belirterek, 04/09/2015 tarihli satış işlemi için de önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur....

      Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve dava konusu taşınmaz üzerindeki 700.000,00 TL ipotek bedeli dikkate alındığında ivazlar arasında bedel farkı olmadığından mahkemenin bu yönde yaptığı tesbit yerinde olmamakla birlikte, davalılar arasında iptali istenilen satıştan önce devam eden ticari ilişkilerinin bulunduğu taraflarında kabulünde olup üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek şahıslardan olduğu, buna göre İİK'nun 280.maddesi gereğince yapılan değerlendirme yerinde olduğu gibi, davalıların bu satışın alacağa mahsuben yapıldığı yönündeki kabulleri dikkate alındığında, İİK'nun 279/2-2 maddesine göre ödemenin mutad ödeme aracı ile yapılmadığından satışın batıl olması nedeni ile tasarrufun bu gerekçe ile de iptali gerektiğinden, karar sonuç itibari ile doğru olup davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'...

        Noter aracılığıyla satışın bildirimi kanuni zorunluluk olup satışın başka yollarla öğrenilmesi yada bildirilmesi mümkün değildir. Dosya içeriğine bakıldığında kanunen belirlenen şekilde yapılan satışın noter aracılıyla paydaşa bildirilmediği anlaşılmaktadır. Paydaşa satışın başka yollarla bildirilmesi kanunen mümkün olmadığından ön alım hakkını kullanmak isteyen paydaş davacının dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiği söylenemez. Açıklanan bu nedenlerle satışın noter kanalı ile paydaşa bildirilmediği değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmiş olması da isabetsiz bulunmuştur." şeklinde bahsedilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi'nin DOSYA NO: 2021/2045, KARAR NO: 2021/2339 numaralı ilamından da anlaşılacağı üzere Noter aracılığıyla satışın bildirimi kanuni zorunluluk olup satışın başka yollarla öğrenilmesi yada bildirilmesi mümkün değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle satışın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ... aleyhine boşanma ve katkı payı alacağı davası açıldığı bu aşamada taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalı annesi ...'ye devredildiğinden bu muvazaalı satışın iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davacının müvekkili ...'dan bir alacağı olmadığından bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          TMK'nın 733/3. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3. maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 sayılı Kararı da bu doğrultudadır. Somut olaya gelince; davalı tarafından davacıya gönderilen Gaziantep 7....

            Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

              Mahkemece, davanın kabulü ile 176 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki davalıya ait 1/8 pay çoğaltılarak 81475/651800 pay kabul edilerek bu paya ait tapu kaydının iptali ile 19278/651800 payın davacı adına, geriye kalan 62197/651800 payın ise yeniden davalı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer....

                Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, dava konusu 12087 ada 2 (eski 700 sayılı parsel) parsel sayılı taşınmazın 4070 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca 30.06.2006 tarihli ihale sonucunda 13.100.00 TL üzerinden davalıya satışının yapıldığını, davalıya yapılan satışın usulüne uygun olmadığını, anılan kanun maddesi uyarınca satışın yapılabilmesi için ilgili kişinin taşınmaza 31.12.2002 tarihinden önce zilyet olması gerektiğini, oysa eski 700 sayılı parselin geldisi olan kök 673 sayılı parselin mahallinde 05.02.2002 tarihinde tanzim edilen tutanağına göre dava konusu taşınmazı Sebahattin Yayla isimli kişinin kullandığının tespit edildiğini, davalıya satış olurunun da Defterdarlık Makamının 21.11.2014 tarih ve 1213 sayılı kararı ile iptal edildiğini, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, çekişmeli 12087 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir...

                    UYAP Entegrasyonu