Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlçe Emniyet Amirliğinin 20.10.2010 tarihli fezlekesinde pasaportların sahte olabileceğinden şüphelenildiği belirtilmiş olmasına rağmen sahteliğin belirlenmesine yönelik herhangi bir bilirkişi raporunun dosyada bulunmadığı da dikkate alındığında, adı geçen yabancı uyruklu şahıslara ait pasaportlar üzerinde bir bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise bu rapor da dosyaya konulup, sanıkların savunmaları da nazara alındığında, pasaportlardaki sahteciliği ilk bakışta anlayıp anlayamayacakları da gözetilmek suretiyle tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırmayla yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafii ile sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki bozma düşüncelerine aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/04/2015 tarihinde...

    Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.06.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.07.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava önce haricen sonradan biçimine uygun düzenlenen 20.01.2004 günlü satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı ... davaya cevap vermemiş, davalı ... davayı kabul etmiştir. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Çekişme 810 ada 627 parsel sayılı arsa üzerindeki B Blok 3.kattaki 20 numaralı bağımsız bölüme ilişkindir....

        Davacı, dava dilekçesinde senedin sahte olduğunu ileri sürüp sahteliğin imzadan kaynaklandığını cevaba cevap dilekçesinde açıkladığına göre bu iddia yönünden ayrıca ıslah dilekçesi verme zorunluluğu bulunmamaktadır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 141. maddesine göre taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleriyle serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Davacı, dava dilekçesinde ileri sürmemiş olsa bile cevaba cevap dilekçesi ile iddiasını değiştirerek senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürebilir. Bu durumda ıslaha gerek bulunmamaktadır. Mahkemece, bu yönler gözetilerek tahkikat aşamasına geçilip, iddia ve savunma üzerinde durulup toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          tespiti, gerekmesi halinde bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılması, ayrıca sanığın savunmasında ve tanık ...’ın beyanlarında geçen suça konu çekleri verdiği iddia olunan...’ın kolluk marifeti ile araştırılarak, bulunması halinde olaya ilişkin beyanlarının alınması, ayrıca suça konu çeklerde sanık cirosundan önce gelen ciranta görünen şirketler ......

            Mahkemesinin 2010/535 Esas-2011/207 ve 2010/536 Esas-2011/208 Karar sayılı ilamları ile iptal edildiği, kararların kesinleştiği ve davacıların da mirasçılar arasında yer aldığı anlaşılmaktadır. ./.. Hemen belirtilmelidir ki, hasımlı verasetin iptali kararları ile mirasbırakanlar ......n mirasçılarının davalı ... ile davacılar olduğunun sabit olması karşısında dava konusu taşınmaz bakımından ketmi verese olgusunun kanıtlandığı ve temlik alan davalı ...’ın kötüniyetli olduğu, bir başka ifadeyle Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur....

              "İçtihat Metni" Davacı tarafından, davalı aleyhine 24.02.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.09.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., dedesi olan muris babas01.11.1984'de ölümüyle geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ..., ...'in kaldıklarını, kızı ..., ve eşi ...'in mirası reddettiklerini, Karar sayılı ilamında muris mirası 4 pay kabul edilerek 2 payının kızı 1'er paydan 2 payının da (...'dan olan) torunlarıve ...'a ait olmak üzere verasetin sübutuna karar verildiğini, 16.05.1980'de vefat eden murisin annesi ait Mahkemesi'nin 2011/1443-1373 E....

                Hukuk Dairesi'nin 2019/317 Esas, 2019/7570 Karar sayılı ilamında miras hakkından mahrumiyetin tespiti davası açılmasında hukuki yarar olmadığı zira mirasçılık belgesinin iptali davası açılması gerektiğinin belirtildiğini, Bu nedenle Altıntaş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/150 Esas, 2016/156 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile davalı T6 miras hakkı olmayacak şekilde yeni mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazlarının olduğunu, boşanma davasının daha önce kesinleştiğini, açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle tümden reddinin gerektiğini savunmuştur....

                Somut olayda; davacıların murisi Raziye ile davalıların murisi Raziyeden hangisinin kayıt maliki olduğu hususunun tespite muhtaç olduğu, her iki tarafında kayıt malikinin kendi murisleri olduğunu ileri sürdüğü bu hususta gerek verasetin iptali ve gerekse tapu maliki ve murislerin aynı kişi olduğunun tespiti yönünde derdest yargılamalar bulunduğu tapu malikinin gerçek mirasçıları belirlendiğinde verasetin infazı sırasında zaten şerhin bir kısıtlama getirmeyeceği esasen yatılı şerhin uyarı niteliğinde veraset belgesine dikkat edilmesi amacına dayalı olduğu yukarıda açıklanan tespitler yapılmadan mirasçı bulunup bulunmadığı belli olmayan davacıların husumetlerinin de tartışılacağı gibi hukuki yararları da bulunmadığı İDM'nin değerlendirmesinde bir yanılgı olmadığı kanısına varılmıştır....

                DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali KARAR TARİHİ : 19/04/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021 ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/01/2019 tarih, .. esas, .. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP : Davacı vekili dilekçesi ile; davalının keşide ederek dava dışı ...'ne vermiş olduğu bonoların ciro edilerek müvekkili bankaya verildiğini, bonoların ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı banka ve bono lehdarı ....'ye hiçbir borcu ve ticari ilişkisinin bulunmadığını, bonolardaki imzaların müvekkile ait olmadığını, bonoların ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğinden, imzanın incelenemediğini, bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu