Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Konsolosluğu tarafından doğrulandığı, yurtdışı giriş ve çıkış kayıtları ile ceza dosyasının süreci ile maddi vakalar nazarında sahteliğin olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmişi ise de, söz konusu hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır. . Zira, Türk Büyükelçiliği tarafından onaylanan çalışma belgesine dayanak bilgilerin davacı tarafından sunulduğu dikkate alınmamıştır. O halde mahkemece, söz konusu ceza dava dosyası sonucu beklenilmesi dahi irdelenmeli, o dosyada delil olabilecek hususlar özellikle değerlendirilmeli, diğer taraftan, Türk Büyükelçiliği tarafından onaylanan çalışma belgesine dayanak bilgilerin davacı tarafından sunulduğu gözetilerek, davacının ...’daki çalışması mümkün ise ...’daki resmi kurumlardan sorularak belirlenmeli, yurtdışı kayıtları nazarında Kurum müfettişinin yaptığı tespitler ile davacı delilleri ve yurtdışı kayıtları dikkate alınıp soncuna göre hüküm kurulmalıdır....

    Davacı ... miras yoluyla gelen hakka, pay satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların tespitlerinin iptali ile pay devirleri esas alınarak mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmış, ... kendisinin de mirasçı olduğunu öne sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda asli müdahil ...'un davasının reddine, ...'ın davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının iptali ile pay devirleri esas alınarak belirtilen paylar oranında ... mirasçıları adına tapuya tesciline, 145 ada 5 parsel üzerinde bulunan evin ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'a ait olduğunun, 145 ada 4 parsel üzerindeki sarı renkli evin ...'a, yeşil renkli evin ...'a ait olduğunun, 145 ada 7 parsel üzerinde bulunan ahır ve samanlığın ...'a ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, müdahil davacı ..., davalı ... ve ..., davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

      Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, muris.... müvekkili .... ile evlenmeden kısa süre önce 385 ada 208 parselde kayıtlı 3.kat 7 nolu bağımsız bölümünü ölünceye kadar bakma akdi ile ilk eşinden olan davalı ...'ya devrettiğini, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ahlaki olarak bakım borcu altında bulunan ana, baba ve çocuklar, kardeşler arasında düzenlenemeyeceğini, evlatların anne ve babalarına zaten bakmakla yükümlü olduklarını, bu duruma aykırı yapılan sözleşmelerin gayri ahlaki kabul edilmesi ve geçersiz sayılması gerekeceğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında müvekkili adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, kesinleşmiş mahkeme kararı sonucunda davacının mirasçılık sıfatının kalmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur....

        nin miras payı dikkate alınmadan düzenlenen ilk versaet ilamı ile yapılan intikal neticesinde kendileri ile davalılara eşit pay verildiğini, bu durumun ikinci veraset ilamında düzeltildiğinden bahisle eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulması için muris ... ...'ın mirasçılarının miras paylarının hasımlı bir dava sonucu belirlenmesi gerektiğinde kuşku yoktur. Hâl böyle olunca; davacı tarafa, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/1306 Esas – 1987/1870 Karar sayılı veraset ilamında mirasçı olarak görünen kişileri hasım göstererek verasetin iptali davası açmak için yetki ve önel verilmesi ve ondan sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken anılan husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de, çekişme konusu 1 ve 33 nolu bağımsız bölümler bakımından davalı ... hakkında hüküm kurulmamış olması da isabetsizdir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Sahtecilik suçlarında yapılan sahteciliğin belli bazı kişilere karşı değil, objektif olarak herkese karşı aldatma yeteneğine sahip olması gerektiği cihetle; suça konu çek üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde; Türk Ticaret Kanunu'nda belirtilen zorunlu unsurları barındırdığı, bu unsurlar içerisinde hesap ve çek numaralarının kabartma olacağına dair bir unsur bulunmadığı cihetle; sahteliğin ilk bakışta dikkat çekmediği ve belgenin iğfal kabiliyetinin bulunduğunun tespit edilmesi karşısında; sanığın çeki katılana verdiğini kabul etmesi, aldığı kişinin kimlik ve adres bilgilerini verememesi ve aralarındaki ticari ilişkiyi delillerle ispatlayamaması da birlikte değerlendirildiğinde yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluştuğu gözetilerek mahkumiyeti yerine subjektif ve herkesçe dikkat edilemeyecek ancak bu konularda bilgili kişilerin dikkatini çekebilecek...

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/2436 E. - 2009/1552 K. sayılı veraset ilâmının iptali ile ...'ın tek mirasçı olduğunu gösteren veraset ilâmı verilmesini talep ettiği, 6100 sayılı HMK uyarınca verasetin iptali davalarına bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 13. Asliye Hukuk Mahkemesince ise davanın mirasçılık belgesi düzenlenmesi talebinden ibaret olduğu, bu talebin de sulh hukuk mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. TMK'nın 598/1 maddesinde mirasçılık belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. 6100 sayılı HMK'nın "Çekişmesiz yargı işleri" başlığını taşıyan 382/2-c maddesinin 6. bendine göre mirasçılık belgesi verilmesi sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girmekte ve çekişmesiz yargı kapsamında kalmaktadır. Dosya kapsamından, davacının, mirasbırakan ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki muarazanın men'i ile kurum işleminin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı tarafından, kendisi hakkında, 2009 yılı eczane protokolünün 6.3.19 maddesinin 2012 yılı protokolündeki karşılığı olan 5.3.10 maddesinde yeralan ”eczacı ya da eczane çalışanlarınca kurumu zarara uğratmak amacı ile kasıtlı olarak kuruma sahte ilaç küpürü, sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır....

                Hukuk Dairesinin 19.09.2006 tarih 2006/3585-5704 E-K. sayılı ilamı ile onanıp Dairenin 06.03.2007 tarih 2007/464-567 E-K. sayılı ilamı ile karar düzeltme istemi reddedilen dava dosyası için yargılamanın yenilenmesini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 03.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.09.2022 tarihli ve 2016/16 Esas, 2022/200 Karar sayılı kararının sahte olduğunu ileri sürerek anılan mahkeme kararlarının sahte olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş; 31.01.2023 tarihli celsede davacı vekili dava dilekçesini tekrar ettiklerini, davanın 6100 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesi gereğince açılmış belgede sahteliğin tespiti davası olduğunu ve bilinçli olarak Yargıtayda açıldığını belirtmiştir. Davalılar Cevabı 5. Davalılar; usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Özel Daire Kararı 6. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 31.01.2023 tarihli ve 2022/5 Esas, 2023/1 Karar sayılı kararı ile; “…Sahteliğin tespiti istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nin 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır....

                    in yetkilisi olduğu ...Ambalaj Temizlik Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden un satın aldığı, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiğinde sahteliğin ortaya çıktığı, suça konu çekin ön yüzündeki yazılar ve keşideci imzasının ve ... ismi ile yapılmış cirodaki yazıların sanığa ait olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, sanığın cezadan kurtulmaya yönelik ve dosya kapsamına uygun düşmeyen savunmalarına itibar edilmediği gerekçeleriyle sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suç kastının bulunmadığına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu