Taraflar arasındaki sorun iş sözleşmesinin kurulması sırasında yapılan özel hakem sözleşmesinin geçerli olup olmadığı konusundadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemereli Kanunu'nun 412/1-2. maddesinde; "Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır. Tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir." düzenlemesine yer verilmiştir. Tahkim sözleşmesi veya şartı; borçlar hukuku anlamında bir sözleşme olduğu için, sözleşmeler için genel şartların tahkim sözleşmesinde de bulunması ve aranması gerekir. Tahkim sözleşmesinin ahlaka aykırı olması halinde geçerliğinden söz edilemez....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip edilmediği noktasındadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II. maddesinde, "Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: ... d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması..." hallerinde iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilebileceği düzenlenmiştir....
Somut olayda davacının gemi inşaatının yapıldığı özellik arz eden tersane inşaatında kaynakçı olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapılıp vadenin iş bitimi olarak belirlendiği ve davacının iş sözleşmesinin vadenin gelmesiyle yani işin bitimi ile sona erdiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan kıdem tazminatının düzenlendiği ve halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirli süreli iş sözleşmesinin sürenin sona ermesiyle kendiliğinden sona ermesi kıdem tazminatına hak kazandıran hallerden olarak sayılmamıştır. Bu itibarla davanın reddi gerekirken kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacının gemi inşaatının yapıldığı özellik arz eden tersane inşaatında kaynakçı olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapılıp vadenin iş bitimi olarak belirlendiği ve davacının iş sözleşmesinin vadenin gelmesiyle yani işin bitimi ile sona erdiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan kıdem tazminatının düzenlendiği ve halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirli süreli iş sözleşmesinin sürenin sona ermesiyle kendiliğinden sona ermesi kıdem tazminatına hak kazandıran hallerden olarak sayılmamıştır. Bu itibarla davanın reddi gerekirken kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki sorun iş sözleşmesinin kurulması sırasında yapılan özel hakem sözleşmesinin geçerli olup olmadığı konusundadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 412/1-2. maddesinde; "Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır. Tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir." düzenlemesine yer verilmiştir. Tahkim sözleşmesi veya şartı; borçlar hukuku anlamında bir sözleşme olduğu için, sözleşmeler için genel şartların tahkim sözleşmesinde de bulunması ve aranması gerekir. Tahkim sözleşmesinin ahlaka aykırı olması halinde geçerliğinden söz edilemez....
nin miras hakkını devraldığını öğrendiklerini ve bu mirastan feragat sözleşmesinin iptalini istemiştir. Davalı vekili, mirastan feragat sözleşmesinin danışıklı olduğu gerekçesiyle iptalinin istendiğini, sözleşmenin 2006 yılında yapıldığını, icra takibinin ise 2009 yılında başlatıldığını bu nedenle danışıklı olmasının fiili duruma aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun miras hukuku bölümünde düzenlenen mirastan feragat sözleşmesinin muris ile mirasçılar arasında yapılabileceği, mirasçılar arasında yapılan mirastan feragat sözleşmesinin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece uyuşmazlık mirastan feragat sözleşmesinin iptali olarak nitelendirilip yukarıda anılan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de murisin vefatından sonra mirasçılar arasında düzenlenen malvarlığı devrini içeren sözleşmeler miras payının devri sözleşmesi niteliğindedir....
Mahkemece, Türkiye İş Kurumu'na verilen işten ayrılma bildirgesinde iş sözleşmesinin işverence feshedildiğinin belirtildiği, resmi nitelikteki bu belgeye karşı mutabakat sözleşmesinin geçerli olmadığı ve belirtilen sözleşmenin baskı altında imzalatıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içinde bulunan ve tarafların imzasını taşıyan "mutabakat sözleşmesi" başlıklı belgede, iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma sonucu 26.04.2006 tarihinde sona ereceği açıklanmış ve davacıya diğer hakları yanında ek bir ödeme yapılacağı hükme bağlanmıştır. Gerçekten aynı gün davacı işçiye ihbar ve kıdem tazminatları yanında sözleşmede belirtildiği şekilde yüksek bir miktarda ek ödeme yapılmıştır. Davacının kendisine yapılan ilave ödeme karşılığında söz konusu mutabakat metnini imzaladığı ve bu şekilde ikale sözleşmesi ile iş sözleşmesinin sona erdiği açıktır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dairemizin 22.02.2013 tarihli kararı ile davacıya ait iş sözleşmesinin de celbi istenmesine rağmen, mahkemece gönderilen belgeler arasında iş sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde, iş sözleşmesinin 3.6 maddesine göre görev yeri değişikliği yapıldığını belirtmiştir. Bu durumda, davacıya ait iş sözleşmesinin celbi ile dosyaya eklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"K A R A R Dava, intifa hakkına dayalı men'i müdahale ve bayilik sözleşmesinin haklı fesh edildiğinin tespiti, birleşen dava ise bayilik sözleşmesinin feshi sebebiyle intifa hakkının terkini istemine ilişkindir. Taraflar tacir olup, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle bayilik sözleşmesinin feshedilip edilmediğinin ve fesihte hangi tarafın haklı olduğunun tespiti gerekeceğinden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 21.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı vekili, davacı ile yapılan danışmanlık sözleşmesinin usulüne uygun olarak feshedildiğini, davacının tesbit davası açmada hukuki yararının bulunmadığını varsa sözleşmeye dayalı olarak tazminat veya alacak davası açabileceğini, müvekkilinin iştirakleri tarafından davacının iş performansının yeterli olmaması nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, buna göre müvekkili ile arasında düzenlenen danışmanlık hizmet sözleşmesinin de bu nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....