İş sözleşmesinin devri için işçinin de rızasının bulunması şarttır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 429'uncu maddesinde "Hizmet sözleşmesi, ancak işçinin yazılı rızası alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene devredilebilir. Devir işlemiyle, devralan, bütün hak ve borçları ile birlikte, hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olur. Bu durumda, işçinin, hizmet süresine bağlı hakları bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır." şeklindeki düzenleme ile iş sözleşmesinin devrinde işçinin yazılı rızası açıkça şart koşulmuştur. 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde gerek 818 sayılı Kanun'da gerekse 4857 sayılı İş Kanunu'nda iş sözleşmesinin devrine ilişkin açık düzenleme bulunmamasına rağmen iş sözleşmesinin devri kabul edildiği gibi, duraksamasız biçimde işçinin rızasının alınması da gerekli ve zorunlu görülmüştür. İşçinin rızasının varlığı iş sözleşmesinin devrini aynı zamanda işyeri devrinden ayıran en belirgin farklılıktır....
un ölünceye kadar bakma sözleşmesindeki edimlerini yerine getirmediği gerekçesi ile mirastan feragat sözleşmesinin iptali istenmiştir. Dava, TMK'nın 528. maddesi uyarınca davacı ile miras bırakan arasında kurulan mirastan feragat sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir. Anılan hükme göre miras bırakan bir mirasçı ile karşılıksız veya karşılık sağlanarak böyle bir sözleşmeyi yapabilir. Mirastan feragat sözleşmesinin iptali davasının sözleşmenin tarafı olan kişiye husumet yöneltilmek suretiyle açılması gerekir. Aleyhine dava açılan ... 07.05.2007 tarihli mirastan feragat sözleşmesinin tarafı değilir. O halde davalı olarak husumet yöneltilen ....'in aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin "resmi vasiyetname şeklinde yapılması hususu yalnızca" geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin miras bırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair de bir düzenleme söz konusu değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının temyiz eden mirasçı ...'e iadesine, 18.03.2021 günü oy birliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, batıl olduğu gerekçesi ile kira sözleşmesinin iptali için dava açıldığını belirtip, görevli mahkemenin taşınmazın değerine göre belirlenmesi gerektiğini bildirerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin batıl olduğu bildirilerek kurulduğu andan itibaren iptali istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesine konu taşınmazın değeri sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir....
Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı işçinin iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ve feshin haklı olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Somut olayda; davacı işçi iş sözleşmesinin 15.09.2011 tarihinde işverence haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerken; davalı işveren, 15.09.2011 tarihinde iş sözleşmesinin tarafınca feshedilmediğini hatta sigortasının devam ettiğini ancak bu tarihten sonra davacının altı gün üst üste işe gelmemesi nedeni ile iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur. Tüm dosya kapsamından davacının iş sözleşmesinin ödenmemiş işçilik alacakları nedeniyle haklı sebeple davacı tarafından feshedildiğinin kabulü gerekir....
Hüküm, davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilip feshedilmediği, dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sigorta kayıtlarına göre, davacının, davalı işverenlik nezdinde 01.04.2010 tarihine kadar çalıştığı ve 11.06.2010 tarihinde ise bir başka işverenlik nezdinde işe giriş kaydı bulunduğu görülmektedir. Her ne kadar davalı işverenlikçe, iş yeri devri yapıldığı ve davacının iş sözleşmesinin devam ettiği savunulmuş ise de, aradan geçen süre makul görülemeyeceğinden iş sözleşmesinin devam ettiğini kabul etmek mümkün değildir. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfeti davalı işverenliğe düşmektedir....
Hüküm, davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilip feshedilmediği, dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sigorta kayıtlarına göre, davacının, davalı işverenlik nezdinde en son 18.05.2010 tarihine kadar çalıştığı ve 11.06.2010 tarihinde ise bir başka işverenlik nezdinde işe giriş kaydı bulunduğu görülmektedir. Her ne kadar davalı işverenlikçe, iş yeri devri yapıldığı ve davacının iş sözleşmesinin devam ettiği savunulmuş ise de, aradan geçen süre makul görülemeyeceğinden iş sözleşmesinin devam ettiğini kabul etmek mümkün değildir. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfeti davalı işverenliğe düşmektedir....
Hüküm, davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilip feshedilmediği, dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sigorta kayıtlarına göre, davacının, davalı işverenlik nezdinde en son 01.04.2010 tarihine kadar çalıştığı ve 11.06.2010 tarihinde ise bir başka işverenlik nezdinde işe giriş kaydı bulunduğu görülmektedir. Her ne kadar davalı işverenlikçe, iş yeri devri yapıldığı ve davacının iş sözleşmesinin devam ettiği savunulmuş ise de, aradan geçen süre makul görülemeyeceğinden iş sözleşmesinin devam ettiğini kabul etmek mümkün değildir. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfeti davalı işverenliğe düşmektedir....
Hüküm, davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilip feshedilmediği, dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sigorta kayıtlarına göre, davacının, davalı işverenlik nezdinde 01.04.2010 tarihine kadar çalıştığı ve 11.06.2010 tarihinde ise bir başka işverenlik nezdinde işe giriş kaydı bulunduğu görülmektedir. Her ne kadar davalı işverenlikçe, iş yeri devri yapıldığı ve davacının iş sözleşmesinin devam ettiği savunulmuş ise de, aradan geçen süre makul görülemeyeceğinden iş sözleşmesinin devam ettiğini kabul etmek mümkün değildir. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfeti davalı işverenliğe düşmektedir....
Hüküm, davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilip feshedilmediği, dolayısıyla davacının ihbar tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sigorta kayıtlarına göre, davacı, davalı işverenlik nezdinde 15.10.2009-19.05.2010 tarihleri arasında çalışmıştır. Davacının 11.06.2010 tarihinde ise bir başka işverenlik nezdinde işe giriş kaydı bulunmaktadır. Her ne kadar davalı işverenlikçe, iş yeri devri yapıldığı ve davacının iş sözleşmesinin devam ettiği savunulmuş ise de, aradan geçen süre makul görülemeyeceğinden iş sözleşmesinin devam ettiğini kabul etmek mümkün değildir. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfeti davalı işverenliğe düşmektedir....