Tapu iptali ve tescil davasında davalı durumunda bulunan Erdoğan Avcı 15.10.2010 tarihinde Haymana Sulh Hukuk Mahkemesinde 2010/322 Esas sayılı dosya ile açtıkları miras payının devri sözleşmesinin iptali davası 01.06.2011 tarihinde, mahkemece, eldeki dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiş, her iki dava açısından yapılan yargılama sonucunda Noterde yapılan yukarıda tarih ve yevmiye numarası verilen miras payının devri sözleşmesinin iptaline ve tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali ve tazminat istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin iptali ile yapılan masrafların ödenmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali ve tazminat için açılan davada görevin dava değerine göre belirleneceğini belirtip, kira bedeline ve tazminat miktarına göre görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile akdedilen ikale sözleşmesi hukuken geçerli olup ilk derece mahkemesinin davacının iradesinin ikale sözleşmesi yapmak olmadığı şeklindeki gerekçesi ile işe iade talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan ikale sözleşmesinin davacının hür iradesine dayalı olup davacı ile ikale sözleşmesi akdedilmeden önce bu hususta bilgilendirildiğini, zira mahkeme dosyasında aksi yönde bir delil bulunmamakta olup davacı iradesinin fesada uğratıldığına dair iddiaları ispatlayamamış olduğundan ikale sözleşmesinin geçersizliğinin söz konusu olmadığını, nitekim ikale sözleşmesinin işveren feshi bakımından bir prosedür olduğu şeklindeki gerekçenin ikale sözleşmesinin geçerli olup olmadığına ilişkin herhangi bir etkisi bulunmamasına rağmen bu hususun hatalı bir şekilde dayanak olarak belirtilmesinin kabul edilemez olduğunu, davalı şirketin işçinin özgür iradesine bırakılarak; ikale sözleşmesi ile ilgili...
Ancak, davadaki istem kira sözleşmesinin feshine ilişkin olup, mahkemece de bu şeklide nitelendirilip hüküm kurulmuş olmasına rağmen, hüküm kısmında "sözleşmenin iptaline" ifadesinin kullanılmış olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "...kira sözleşmesinin iptaline" ifadesinin çıkartılarak yerine "kira sözleşmesinin feshine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 05.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin 31.12.2016 tarihinde feshedildiği, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacının davalı işyerinde 6 aydan fazla hizmet süresinin bulunduğu, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu, davacının işveren vekili konumunda bulunmadığı ve işyerinde 30’dan fazla işçi çalıştığı, bu bakımdan davacının iş güvencesi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 25.....2015 tarihinde davalı işyerinde hukuk müşaviri olarak aylık 10.000,00 TL net ücret ile çalışmaya başladığını, ... sözleşmesinin 25.11.2015 tarihinde haksız olarak davalı işverence feshedildiğini, ... sözleşmesinin feshi üzerine ihbar tazminatı istemli açılan davayı kazandıklarını, taraflar arasındaki ... sözleşmesinin 4 üncü maddesine göre sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi hâlinde cezai şart ödenmesi gerektiğini ileri sürerek cezai şart ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmede düzenlemenin ... sözleşmesinin süresinden önce fesih hâlini düzenlediğini, davacı ile davalı müvekkili arasında imzalanan ... sözleşmesinin işin niteliği itibarıyla belirsiz süreli olduğu dikkate alındığında sözleşmedeki hükmün geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. III....
İş Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez. Bu anlamda bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanacaktır. Buna karşılık iş sözleşmesinin bozma sözleşmesi yoluyla sona erdirilmesi, iş hukukunu yakından ilgilendirdiği için ikalenin yorumunda iş sözleşmesinin yorumunda olduğu gibi, genel hükümlerin yanı sıra iş hukukundaki “işçi yararına yorum” ilkesi de göz önünde bulundurulacaktır....
İş Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez. Bu anlamda bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanacaktır. Buna karşılık iş sözleşmesinin bozma sözleşmesi yoluyla sona erdirilmesi, iş hukukunu yakından ilgilendirdiği için ikalenin yorumunda iş sözleşmesinin yorumunda olduğu gibi, genel hükümlerin yanı sıra iş hukukundaki “işçi yararına yorum” ilkesi de göz önünde bulundurulacaktır....
Davacı, davalı ile imzaladığı 29.1.2002 tarihli kira sözleşmesinin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek,kira sözleşmesinin iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı,davacı tarafın ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/154 esas sayılı dosyasında kira sözleşmesinin uyarlanmasını istemekle sözleşmenin geçerliliğini kabul ettiğini,bu nedenle davanın dinlenme olanağının bulunmadığını savunmuş,mahkemece davacı tarafın sözleşmeyi kabul ederek ve geçerliliğini öne sürerek açtığı davadan feragat etmiş olması nedeniyle yeniden bu sözleşmenin iptali istemiyle dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez. Somut olayda; davalı işverence iş sözleşmesinin feshine ilişkin 31.07.2011 tarihinde bildirimde bulunulmuş ise de, bu fesih bildiriminin taraflarca ortadan kaldırıldığı, davalı tarafından davacıya kıdem tazminatı ve sair tüm ödemelerle birlikte dört aylık brüt maaşı tutarında bir ödeminin de yapılacağı konusunda tarafların anlaştığı, davacıya bu şeklide ek bir menfaatin sağlandığı, dosya içeriğinden iş sözleşmesinin ikale ile sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....