Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HGK'nun 14/03/2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine 20/06/2001 tarih ve 2001112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Somut olayda, alacaklı cevap dilekçesinde senetlerin finansal kiralama sözleşmesi uyarınca aylık kira bedellerinin tahsili amacıyla borcun ifası için düzenlendiğini belirtmiş, teminat olarak alındığına ilişkin beyanda bulunmamıştır. Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinde takip konusu bonolara atıf olmadığı gibi alacaklı vekilinin cevap dilekçesindeki açıklamaları ve yargılama süresince verdiği beyanları, senedin sözleşmenin ifası amacıyla verildiği yönünde olup senedin teminat amaçlı alındığını kabul ettiği anlamına gelmediğinden mahkemece, borçlunun sair itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bonoların teminat olarak verildiği gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında bila tarihli 58210 numaralı devremülk satış sözleşmesinin imzalandığını ve davalıya 35 adet 450,00- TL'lik ve 1 adet 2.850,00- TL'lik senet verildiğini, müvekkili tarafından davalıya 5.500,00- TL ödeme yapıldığını, devremülk tapusunun 02/07/2019 tarihinde verildiğini, mülkün davacı tarafından tecrübe ve muayene edilemediğini, sözleşmenin askıda olduğunu ve müvekkilinin 14 günlük yasal cayma hakkını süresinde kullandığını ileri sürerek sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise cayma hakkının süresinde olduğunun kabulü ile sözleşmelerin iptaline, ödenen 5.550,00- TL'nin avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, müvekkili tarafından davalı şirkete verilen sıralı senetlerin iptali ile müvekkilinin bu senetlerden dolayı borcu olmadığının tespitine ve müvekkili adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    KARAR Davacı, davalı şirket ile arasında 28/08/2014 tarihinde ön ödemeli konut satışı sözleşmesi imzalandığını ve K. ... mevki: 233 parseldeki taşınmaza yapılması planlanan A blok 1. Kat 14 numaralı dairenin satılması konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca davalı şirkete sözleşmede belirtildiği şekilde 60 adet sıralı 1.850,00 TL bedelli senet imzalayarak verdiğini, ancak bu senetlerin Tüketici Kanununa göre düzenlenmesi gerekirken, kanunun emredici hükmüne aykırı olarak düzenlenerek imzalatıldığını ve 6502 sayılı kanundaki şekil şartlarına uymadığını, davalı şirket tarafından hazırlanan sözleşmenin ve bağlı senetlerin iptali ile tarafına iadesi için ... 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/800 Esas sayılı dava dosyası ile açılan davada verilen karar ile 28/08/2014 tarihli sözleşme ve bağlı senetlerin iptal edildiğini, ancak iptal edilen bu senetlerden 6 adedinin davalı şirket tarafından kötü niyetle diğer davalı ...'...

      Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; Takibe konu senetlerin taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesine istinaden verilmediğini ve senetlerin teminat senedi olmadığını, eğer öyle olmuş olsa idi, senet metninde açıkça senedin teminat senedi olduğunun belirtilerek sözleşmede buna atıfta bulunulmuş olacağını, ihtiyati haciz dilekçesinde belirtilen senet toplamı 389,774,00 Euro olduğu halde 69.000,00 Euroluk ödeme düşülerek 320.774,00 Euro üzerinden icrai takibe geçildiğini, taraflar arasında imzalanan taahhütname gereğince takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş olan senetlerin muacceliyet sözleşmesi gereğince muaccel hale geldiğini, davacının iddiasının aksine davalı ile davacı arasında yeni bir ödeme planı olmadığı gibi ikinci bir sözleşme de yapılmadığını, taraflar arasında bununla ilgili görüşmeler yapılmış olsa da ikinci bir sözleşmenin imzalanmadığını ve imzalanmış bir sözleşmenin müvekkili şirketin kayıtlarında tutulamayacağını beyan ve iddia ederek davanın reddini...

      tamamlayamayacağı ve daireyi sözleşme koşullarına uygun şekilde teslim edemeyeceğinin anlaşılması üzerine sözleşmenin 11.maddesi gereğince sözleşmeden cayıldığını, davalı şirkete ihtarnamenin keşide edilmesine rağmen senetlerin müvekkiline iade edilmediğini, müvekkili tarafından bugüne kadar toplam 530.000 TL ödeme yapıldığını, sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, toplam 470.000 TL bedelli senetlerin karşılıksız kaldığını, müvekkilinin bu senetlerden dolayı borcunun bulunmadığını belirterek; senetlerin icraya konulmasının dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak durdurulmasına, toplam 470.000 TL bedelli senetlerden dolayı müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Taraflar arasındaki sözleşmenin hiç yürürlüğe girmediği ve dolayısıyla bu sözleşme kapsamında verilen her türlü bedelin iadesinin gerektiği İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi'nin 10/12/2020 tarihli kararı ile kesinleşmiştir. Burada istirdada konu senetlerin sözleşme kapsamında verildiği sabittir. Taraflar arasında sözleme hiç uygulanmadığından temel ilişki ortadan kalktığından artık bononun illetten soyut olduğu iddiası dinlenmez. Senetlerin üzerinde teminata ilişkin herhangi bir ibare bulunmasa da yürürlüğe girmeyen ve ortadan kaldırılan sözleşme kapsamında düzenlenen bonolardan olması sebebiyle bedelsiz kalacağı açıktır. Kaldı ki her ne kadar kambiyo senetleri illetten soyutsa da başkaca bir ticari ilişkin olmaksızın davacının davalıya bonolar düzenleyip vermesi hayatın olağan akışına da uygun değildir....

        Şti arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunmadığı, aksine T2 A.Ş ile Üsküdar 7.Noterliği'nin 30.06.2010 tarihli 22061 yevmiye nolu Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin akdedildiği, arsa malikleri ile Bengisu Yapı A.Ş'nin yaptığı, konut satışının ise başka bir şirket ile imzalandığı, bu şekilde kötü niyetli hareket edildiği, davacının yanıltıldığı, yapılan satıştan tüm davalıların sorumlu olduğu, davalı şirketlerin yetkilisinin tek kişi olduğu, sözleşmenin en başından beri geçersiz olduğu, tüzel kişilerin kendilerini oluşturan kişilerden ayrı bağımsız kişi olup sınırlı sorumluluk ilkesi çerçevesinde hukuki işlemlerde taraf olacakları ancak kimi zaman sözleşme ve kanundan doğan borç ve yükümlülüklerden kurtulmak için tüzel kişiliğin araç olarak kötüye kullanıldığı, bu nedenle tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin geliştirildiği ve Yargıtay uygulamaları ile bu teorinin benimsendiği, sözleşmenin geçersiz olduğu, sözleşmenin feshi...

        Mahallinde 10/07/2015 tarihinde yapılan keşifte satış vaadine konu taşınmazın hali hazırda yapılmadığı tespit edilmiş olup sözleşmenin haklı feshi şartlarının oluştuğu davacının 09/07/2014 tarihli ihtarnamesi ile davacının sözleşmeyi feshederek ödemiş olduğu 39.500- TL bono bedeli ile, ödenmeyen 91.500,00- TL' lik senetlerin iadesini talep ettiği, davalının senet ve ödenen bedeli iade ettiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne sözleşmenin feshine, ödenen bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, sözleşme gereğince verilen ve ödenmeyen senetlerin ise iptaline " gerekçesiyle karar vermiştir....

        yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek öncelikle tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine ve sözkonusu senetlerin kendisine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek öncelikle tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine ve sözkonusu senetlerin kendisine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu