oluru ile sözleşmenin feshedildiğini, davalının kira bedelini yatırmayarak sözleşmeye aykırı davrandığını bu nedenle sözleşmenin özel şartlar 3.maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği üzere, cezai şart ve kira bedelinin iadesinin gerektiğini, davalının mücbir sebebe dayanan sözleşmenin feshi talebinin hiçbir hukuki yönünün bulunmadığını ileri sürerek 2009 yılı kira alacağı olan 9.080,20 TL'nin 26.01.2009 tarihinden, 8.530,00TL cezai alacağına ilişkin kısmı için sözleşmenin fesih tarihi olan 10.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliği'nin 25.04.2008 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi imzalandığı, inşaatın bitim tarihinin inşaat ruhsatı alım tarihinden itibaren 24 ay olduğu, sözleşmenin 9. maddesinde cezai şart durumunun düzenlendiği, davalılar tarafından 25.04.2008 tarihinde davacı şirket yetkilisi dava dışı kişiye vekaletname verildiği, davacı şirketin bunun üzerine işe başlayıp 05.06.2006 tarihinde belediyeye başvurduğu, belediyenin inceleme aşamasında 05.06.2006 tarihinde sözleşmenin feshedildiği ve davalılar tarafından verilen vekaletnamenin de 24.07.2006 ve 07.08.2006 tarihli azilnamelerle geçersiz hale geldiği, sözleşmenin feshinin haklı ve makul bir sebebe dayanmadığı, davacının sözleşmenin 9. maddesi uyarınca cezai şart talep etmeye hakkı doğduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir....
feshinin, ihale sözleşmesine uygun olarak yapılmadığını, bu nedenle ihale sözleşmesinin fesh edilmesinin iptali ve sözleşmenin ayakta tutulmasını, bu mümkün olmazsa 21.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte uğranılan zararın faiziyle birlikte tazmini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
yapılması gerekmeksizin, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tek taraflı feshinin mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tek taraflı olarak feshinin mümkün bulunmadığını, müvekkilince davalının tek taraflı feshinin kabul edilmediğini, sözleşmenin ortak bir irade ile feshinin söz konusu olmadığı sabit olup feshin ancak mahkeme kararı ile mümkün olabileceği, bu durumda taraflar arasında akdedilen sözleşmenin halen geçerliliğini koruduğunun açık ve net olduğunu, davalı kooperatifin geçersiz bir şekilde sözleşmeyi feshederek sözleşme konusu işe ilişkin başka şirketlerle anlaşma yapmasının kuvvetle muhtemel olduğundan muaraza giderilene kadar tedbir mahiyetinde ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin maliki olduğu, belirtilen taşınmazlar üzerine işbu aynen ifa davasının açıldığının şerh edilmesine karar verilmemesi halinde müvekkili şirketin hakkını elde etmesinin...
Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre bu süre sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Davacı yüklenici, 26/11/2018 tarihinde, feshi kesinleşen sözleşmeye dayanarak imalat bedeli için iş bu davayı açmış, sözleşmenin feshi ise, dairemizin 30/01/2018 tarih, 2018/41 Esas, 2018/39 Karar sayılı kararıyla kesinleşmiştir. Buna göre dava, sözleşmenin feshinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan, 26/11/2018 tarihinde açılmıştır. "Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesi nedeni ile davacı yüklenici tarafından yapılan imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan BK 126 ve TBK 147. maddesi uyarınca eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresi 5 yıldır. Dairemizin yerleşmiş uygulamalarında bu süre sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Davacı 07.11.2008 tarihinde feshi kesinleşen sözleşmeye dayanarak imalat bedeli için dava açmış eldeki davayı da 29.12.2014'te açmıştır....
Davalı vekili, davacının geçerli bir hukuki gerekçeye dayanmadan ve tek taraflı inisiyatifi ve davalının ödeme planına ilişkin talebi ve muvafakatı olmadan kiralama sözleşmesi miktarı ve taksit sayısının arttırıldığını, bu ödeme planına itiraz edildiğini belirterek, davanın reddini istediği gibi karşı davasında, sözleşmenin feshinin haksız olup, her türlü yükümlülüğün yerine getirildiğini ileri sürerek sözleşmeye konu borcun her bir taksidi için karşı davalıya verilen bonolardan ve icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile % 20 tazminata hükmedilmesine, sözleşmenin feshinin haksız olması nedeniyle fesih işleminin geçersiz olduğunun tespitine, tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, sözleşmeye konu iş makinasının sicil kaydının iptali ile karşı davacı adına tesciline, karşı davalıca düzenlenen 31.01.2013 tarihli faturalardan dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Eldeki davada yapılacak yargılama sonucunda sözleşmenin feshinin koşullarının oluşması halinde, sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davacı adına tescil edilen tapu kaydının iptali ile önceki malik adına tescili gerekecektir. Dosyada mevcut tapu kaydı incelendiğinde, davacı adına tescil edilen taşınmazın ... İli yargı çevresine bağlı Termal İlçesi’nde olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 12/1. maddesi gereğince; taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıkların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde çözülmesi hususunda kesin yetki söz konusu olduğundan, davada, taşınmazın bulunduğu yer yargı çevresinde müstakil bir tüketici mahkemesi bulunmadığı da gözetilerek, ... Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK.'nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi kararı verilmiştir. ... 4....
Eldeki davada yapılacak yargılama sonucunda, davacı tarafın bedel iadesine yönelik başlattığı icra takibinde, itirazın iptali talebinin kabulü halinde, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin de koşulları oluşmuş olacak ve bu halde sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davacı adına tescil edilen tapu kaydının iptali ile önceki malik adına tescili gerekecektir....
Davacı taraflar arasındaki 17.01.2011 tarihli sözleşme süresinin 14.05.2015 tarihinde biteceğinin ve sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ile kesin teminatın irad kaydedilmesi halinde iadesi istemine ilişkin olup davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulü ile sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ile teminat kaydedilen kesin teminat mektubu bedeli olan 4.338.504,00 TL alacağın teminatın irad kaydedildiği tarihten itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
ın davalı ile acentelik sözleşmesi imzaladığını, yapacakları nakliye işinin teminatı olarak karşı tarafa çekler verildiğini, sözleşmenin davalı tarafından feshedildiğini, ancak çeklerin iade edilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin üç adet çekle ilgili borçlu bulunmadığının tespitini; birleşen 2009/562 esas sayılı davada sözleşmenin feshinin mahkemeden talep edilebileceğini ileri sürerek, sözleşmenin feshinin iptalini, 1.000 TL maddi, 1.000 TL manevi, 1.000 TL faaliyetlerinin ansızın durması nedeniyle maddi tazminatın tahsilini, teminat olarak verilen senetlerin iadesini, sözleşmeden kalan süre içerisinde hasıl olarak muhtemel kazançların ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi zararlarının ödenmesini; birleşen 2009/366 esas sayılı davada ise teminat olarak verilen 28.02.2009 keşide tarihli 15.000 TL bedelli çekin iade edilmediğini ileri sürerek, bu çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti talep ve dava etmiştir....