Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre bu süre sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Davacı yüklenici, 26/11/2018 tarihinde, feshi kesinleşen sözleşmeye dayanarak imalat bedeli için iş bu davayı açmış, sözleşmenin feshi ise, dairemizin 30/01/2018 tarih, 2018/41 Esas, 2018/39 Karar sayılı kararıyla kesinleşmiştir. Buna göre dava, sözleşmenin feshinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan, 26/11/2018 tarihinde açılmıştır. "Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesi nedeni ile davacı yüklenici tarafından yapılan imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan BK 126 ve TBK 147. maddesi uyarınca eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresi 5 yıldır. Dairemizin yerleşmiş uygulamalarında bu süre sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Davacı 07.11.2008 tarihinde feshi kesinleşen sözleşmeye dayanarak imalat bedeli için dava açmış eldeki davayı da 29.12.2014'te açmıştır....

Finansal Kiralama konusu mal 6361 sayılı Kanun 18 ve 23. maddeleri (mülga 3226 sayılı Kanunun 17. maddesi) gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. 6361 sayılı Kanun 24/1.maddesi (mülga 3226 sayılı Kanun 13. maddesi) hükmü gereğince de kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı Kanun 30.maddesi sözleşmenin sona ermesi, 31.maddesi sözleşmenin ihlali (finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşme), 32.maddesinde de sözleşmenin feshinin sonuçları düzenlenmiş; (mülga 3226 sayılı Yasa'nın 21.maddesine göre, sözleşme süresinin dolması, 22.maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 23.maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde aynı yasanın 24 ve 25.mad. gereğince) ve 6361 sayılı Kanunun 33/1.maddesinde de sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde (ve yine 30/2.maddede öngörülen “kiracının tasfiye sürecine girmesi gibi” hallere ilişkin...

    -K. sayılı kararıyla “devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, devremülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceği, iadesi gereken taşınmazın Yalova ilinde yer alması nedeniyle taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemelerinin HMK.'nun 12/1 maddesi gereğince kesin yetkili olduğu gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesinin 2017/644 - 2018/321 E.-K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine istemine ilişkin olarak açılan davada ... 3. Tüketici ile ... 3....

        Sözleşmenin 11.maddesinde kiracının taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi hallerinde 2886 sayılı Kanunun 62. maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek kesin teminatının gelir kaydedileceği ve cari yıl kira bedeli tazminatının tahsil edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı idare, 12.06.2014 tarihli ihtarname ile 03.06.2014 olur tarihli kararı ile sözleşmenin feshedildiğini, 15 gün içinde taşınmazın tahliye edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Fesih durumunda davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davacı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde (818 sayılı BK.nun 260.maddesi) düzenlenmiştir....

          Çünkü, müvekkillerin ortağı olduğu iş ortaklığının talebi taraflar arasındaki sözleşmenin tasfiye ve feshinin 4735 sayılı Kanunun geçici 6/3. Maddesine göre yapılmasından ibarettir. Malumlarınız üzerine, 4735 sayılı Kanunda sözleşme konusu edim /taahhüt yerine getirilmeden/iş tamamlanmadan sözleşmenin tasfiye ve feshi cihetine gidilmesi halinde, idare tarafından, yüklenici aleyhine fesihten kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu genel hükmün dışında, 4735 sayılı Kanunun geçici 6/3. Maddesi sözleşme konusu edim /taahhüt yerine getirilmemiş /iş tamamlanmamış olsa(işin gerçekleşme oranı %15’in altında olması) dahi fesihten kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanmadan ve teminat iade edilerek istisnai ve ayrıksı sözleşmenin feshi imkanı getirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4735 sayılı Kanunun geçici 6/3....

          haksız feshinin iptaline, davalı idareye verilen T.C....

          Noterliği'nden keşide edilen 07.05.2015 gün 3729 yevmiye nolu ihtarname ile sözleşme feshedilmiş olup, davalının 20.05.2015 tarihli cevabı ihtarnamesinden söz konusu fesih ihtarının kendisine tebliğ edildiği ve sözleşmenin feshinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacının dava dilekçesi ve aşamalardaki iddialarında sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığıyla ilgili herhangi bir talebi olmadığı gibi feshin haklılığına bağlı bir alacak-tazminat istemi de bulunmamaktadır. Sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığına bakılmaksızın fesih halinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125/son maddesi hükümünce taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulup, daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceklerinden ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesinin çeklerle ilgili menfi tespit isteminin kabulü yerindedir....

            Davalı, sözleşmenin feshinin haklı nedene dayalı olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir....

              İlçesinde yapılan işlerin hiç hesaba katılmadığını, buna göre işin %90'nın tamamlandığını, ayrıca bilirkişi raporunun KDV içermemesi nedeniyle eksik olduğunu, işin gecikmesinin mücbir sebepten kaynaklandığını, bu doğrultuda değerlendirme yapılmadan karar verildiğini, bunun kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda sözleşmenin feshi konusunda 15.10.2015 tarihli yazı ile müvekkile süre verildiği belirtilmiş ancak buna rağmen sözleşmenin 14.10.2015 tarihinde sözleşmenin feshinin haklı bulunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, dosyada dinlenen tanıklar ile işin tamamlanma oranının talimatla alınan bilirkişi raporları ile belirlendiğini, bu belirlemelere göre davalarının haklı olduğunu belirterek davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu