Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 04.05.2009 tarihli sözleşme yapıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeni ile inşaata başlayamadığını, ileri sürerek, 8.000 TL sözleşmeye aykırılık ve kazanç kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/1905 esas, 2014/4521 karar sayılı ilamında "öncelikle tarafların sözleşmenin feshi yönünde iradelerinin mevcut olup olmadığı hususunun belirlenerek ve davacı tarafın talep ettiği zararların açıklattırılarak menfi zarar niteliğinde bulunması halinde sözleşmenin feshine ve talep edilebilecek menfi zararın değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur....

    Davada, sözleşmenin feshi yanında inşaatın tamamlanabilmesi ve yapı kullanma izin belgesinin alınabilmesi için gereken bedellerin de tahsili istenmiştir. Davalı yüklenici savunmasında, fesih istemini ileriye etkili şekliyle kabul etmiş, mahkemece de sözleşmenin ileriye etkili sonuç doğuracak şekilde feshine karar verilmiş, verilen karar sadece ileriye etkili fesih istemi ile savunmada bulunan davalı vekilince temyiz edilmiştir. Bu haliyle taraf iradelerinin ileriye etkili fesihte birleştikleri açıktır. Ancak sözleşmenin feshi halinde olumlu zarar kapsamında yer alan eksik ve ayıplı işlerin giderilme bedeli ile yapı kullanma izin belgesinin alınması için gerekli masrafların inşaatın fiziki gerçekleşme oranında dikkate alınması gerektiğinden ayrıca sözleşmede de aksine hüküm bulunmadığı için talep edilebilmesi mümkün bulunmamaktadır....

      -TL bedelli 04.05.2010 vadeli 1058955 nolu kesin teminat mektubunun dava sonuna kadar davalı tarafa ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve davalı tarafın haksız işleminden kaynaklanan tüm maddi zararlarının ve yoksun kalınan kar da dahil olmak üzere hesaplanarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 42.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, ihalenin haksız feshi nedeniyle teminat mektubu bedeli ve uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Davacı, temlik eden, ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve kira tazminatı davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen, birleşen davanın tamamen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

          Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davacılara ait olan taşınmaz üzerine ... adet villa yapılması, bunların ... adedinin davacılara verilmesinin kararlaştırıldığı, ana ve ek sözleşmelerle belirlenen sürede inşaatın tamamlanmadığının sabit olduğu, inşaatın %63,... seviyesinde olduğu, davacıların sözleşmenin feshinde haklı olduğu, davacı, gecikme tazminatı istemişse de sözleşmenin feshi halinde müspet zarar kapsamındaki bu zararın talep edilemeyeceği gerekçesiyle, 07.03.2005, ....05.2006 ve 03.....2008 tarihli sözleşmelerin geriye etkili olarak feshine, davalının yaptığı imalat bedeline ilişkin talepte bulunma hakkının saklı tutulmasına, davacının kira tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı sporcu tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, taraflar arasında mevcut profosyonel futbolcu sözleşmesinden kaynaklanan ve ödenmeyen ücret alacağının tahsili ile sözleşmenin haklı nedenle feshinden kaynaklı uğranılan 1.000 TL zararın Borçlar Kanunu 437.maddesi kapsamında tahsili isteklerine ilişkindir. Mahkemece, 27.05.2014 tarihli bilirkişi raporunun bazı kısımlarının yerinde olduğu, bazı kısımlarının ise hesap hataları ve isabetsiz olduğu saptaması yapılarak, resen bu kısımlar yönünden hesaplama ve değerlendirme yapılarak sonuca gidildiği görülmektedir....

              Hukuk Dairesinin 22.10.2020 tarih, 2017/4981 Esas ve 2020/1764 Karar sayılı kararı ile davacının dava dilekçesi ile hem cezai şart hem de uğradığı zararın giderilmesinin istediğini, akdin feshi nedeniyle oluşan zararın 312.983,00 TL olup, davalılardan tahsili gerektiği gerekçesiyle istinaf başvusurunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile 312.983,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir....

                Bu durumda dosya kapsamına göre; mahkemenin, sözleşmenin feshinde davalı yüklenicinin kusurlu ve haksız olduğunun kabulüne ilişkin saptaması doğru ise de; sözleşmenin haksız feshi nedeniyle yüklenicinin uğradığı kâr mahrumiyeti alacağının, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 408. maddesindeki kesinti yöntemine uygun ve denetime elverişli biçimde hesaplandığından söz edilemez. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, alınan bilirkişi raporları hüküm vermeye elverişli değildir. Davacı yüklenici davalı iş sahibidir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme birim fiyatlı kararlaştırılmış olup, öncelikle davacı yüklenicinin yapmış olduğu imalâtın kanıtlanması gereklidir. İsbat külfeti davacıda olup, davacı kanıtlayabildiği imalâtların bedelini isteyebilir....

                  Eczaneler ilaç satışlarını ve diğer hizmetlerini yasal düzenlemeler çerçevesinde serbestçe yapmakla birlikte müşterisinin (büyük çoğunluğun) Sosyal Güvenlik şemsiyesi altında bulunanlar oluşturur. Bu nedenle sözleşmenin feshi halinde kar kaybına uğrayacağı aşikardır. Bu nedenle eczanenin sözleşmesinin feshi durumunda kalan süre için kar kaybını isteyebileceği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi nedeniyle dava açılmış, ancak tedbir kararıyla davacı eczacı ilaç vermeye devam etmişsede kar kaybının takibinin kalktığı döneme ait olduğunun iade edildiği, ancak bu konuda mahkemece yeterince araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Öyle olunca, mahkemece bu konuda araştırma ve inceleme yapılmalı ve tedbir kararının fiilen uyguladığı tarih belirlenerek, kar kaybı buna göre hesaplanmalıdır....

                    Bu nedenle sözleşmenin feshi halinde kar kaybına uğrayacağı aşikardır. Bu nedenle eczanenin sözleşmesinin feshi durumunda kalan süre için kar kaybını isteyebileceği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi nedeniyle dava açılmış, ancak tedbir kararıyla davacı eczacı ilaç vermeye devam etmişsede kar kaybının takibinin kalktığı döneme ait olduğunun iade edildiği, ancak bu konuda mahkemece yeterince araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Öyle olunca, mahkemece bu konuda araştırma ve inceleme yapılmalı ve tedbir kararının fiilen uyguladığı tarih belirlenerek, kar kaybı buna göre hesaplanmalıdır. Mahkemece kararın bu sebeple bozulması gerekirken, davanın tamamen reddi yönündeki sayın çoğunluğun bozma ilamının (1) nolu bendine katılamıyorum. Üye .........

                      UYAP Entegrasyonu